EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

30 Haziran 2010

gag / tarifsiz tarifler

herkese gag geldi bu sayfada bebekte bebek, hani hamilelikte yine bir şeyler yazardım ama oğlum doğdu doğalı dünyam güneşin değil onun çevresinde döner oldu:)))))

ama ona yeni blog yapıyorum buraya yine yemek tarifleri gezmeler gelecekte... işte... gezmeler de hala 40 gezmeleri... ay anlayacağınız ben fena halde, evli mutlu ve çocuklu olup ev hanımı oldum. bu gün küçük halamdaydık ondan çıkarken oda sen epeycene anne olmuşun dedi... pek benden beklenen bir durum değildi anlayacağınız, ben özgür kız durumlarında olmasamada ona yakın geçirdim eee bu bebekte 90.dk golu gibi gelince son dakikada beklenmezken umutlar kesilmişken benim durumlarda sürpriz niteliğinde:))))))))
neyse buralarda çok gezemesemde mutfağa ara ara giriyorum pek yemek yapamıyorum ama ataıştırmalıklarda ilerledim:)) harika bir tahinli kurabiye tarifi buldum, sonra ben kek yapamayan ben lale abla sayesinde tarifsiz kekler yapmaya başladım, hem pişirebiliyorum, anlayacağınız ben kendimi aşıyorum. lale abla bir yazısında hani kek yumaşak olsun isterseniz, kabarsın isterseniz, gevrek olsun isterseniz şunu bunu koyuyorum diye kek mantığını anlattığı bir tarif vermişti ha işte o benim dünyamı değiştirdi:)))))))))) artık kek yapabilir oldum. eskiden tarifleri beceremeyen işin ilmi anlatılınca tarifsiz tarifler yapmaya b sıralarda her şeyde olduğu gibi onuda yine canım çekti kalktım yapayım diye, evde annem yoktu babanem bana 1 kg limona 1 kg şeker dedi, yok dedim fazla gelir yok yok dedi ben biliyorum. onu dinledim tahmin ettiğinzi gibi limonlu şerbetim oldu:))))) bunu kanat dedi rengi limonataya benzemedi ama ben yaptığım hatalardan ders aldım. şimdi o şerbet konsantresi bitsin ben ne limonatlar yaparım durum siz:))))) o sıradaki limon kabuklarını atmadım kocacış sever bens hiç sevmem limonlu kek yaptım işte o tarifsiz tarifle, içinede zencefil koydum ve muflin gibi pişirdim ellerime sağlık bepenmeyen kalmadı, o sırada çanakkaleden bebek için gelen kuzenim bile bayıldı tarifi dedi, yok ki dedim inanmadı:)))))) doğum yapmadan bir kaç saat önce sardığım sigara börekleri gelen gidenle debini bulmak özere:))))))hani pek bir şey değil ama şartlara göre yine bir şeyler işte:))))) gezmeklerin yazılacak bir şeyi yok, gezmeklerle ilgili esas anlatılacaklar oğlumun sokaklarda benisoktuğu durumlar orta yerde kendini yırtıyor karnı acıkınca:))) arabamızı almıyorum evden çıkınca ha dolmuş ha arabamız; eğer arabada uyandı ise derdi açlık dolayısıyla durum her halukarda vahim:)))))))))

veee oğluşum bu gün 2. ayını doldurdu

oğlum uyandı ve aç bendne şimdilik bu kadar...

18 Haziran 2010

40 ımızın dr kontrolü

40 ımın dr kontrolüde yapıldı dün.

dikiş almada olmadığından hastaneden beri dr umu görmemiştim, dün dr daydık, aman aman buranın sıcaklarında bittik, resmen bittik.

dün sabah evden çıktık, önce bebeğimin doğduğu hastaneye gittik, onun 6 haftalıkken yapılması gereken 2.kalça ultrasonu yapıldı. kalça çıkığı riski yoktu ama yapılmıştı şçimdide 2.si yapıldı. herşey normal çok şükür beklendiği gibi. oradan çıkıp bir şeyler yedik. aslında her dr a gittiğimizde bir şeyler yediğimzi yere gittik yine ama bu sefer oğluşum karnımda değil arabasındaydı:))) en komiği ise yemek yediğimiz yerin sahibi aaa siz hamileymiydiniz demesi güne damgasını vurdu, oradada güldük, sonrada sık sık aklımıza geldi güldük:))) sonra dr vardık ki, oğluma jest:)) bebekli hastalar sıra beklemiyormuş:))) ama içerideki hastayı beklerken uyuyan oğlum hiç uyanmadı, gözünü açıp dr una bile bakmadı, ayıp ettin dedik ama hiççç oralı olmadı, dr kıyamadı olurmu ayıp o dedesinin evinde ya ondan çok rahat o burayı tanıyorda uyuyor dedi:))) oğluşumu sevdi bol bol koktu, dünyadaki en güzel kokudan daha güze diye diye:))) sonra onu anne annesi ile dışarı aldık vee benim muayeneme geçtik. herşey güzel, hiç bir sorun yok çok şükür, ikinci bebeği bile konuşmaya başladılar orada arada:) yinede sıamer için örnek aldı dr um, bir şey çıkacağından değil ama olsun dedi. dışarı çıktığımızda tipik izmir sıcağı yine bizi bekliyordu. arabada araç koltuğu kullanıyoruz ama, korktuğum oluyor acıkınca durmuyor veee daha önemlisi o sıcakta arabada yüzüne güneş gelmesi sorunu var, malum araba tek yöne gitmediğinden koltuğunu ayarlayamıyoruz vee güneş geldiğinden asıl sorun başlıyor, perdeli araba lazım bize, bunu fark edince anneannesi ile hareketli perde görevi gördük:)) eve gelince hemen hepimiz gibi oda banyosunu aldı, karnını doyurdu, çünkü arabada emdikleirni hemen çıkarmıştı, hemenderin bir uykuya daldı kıyamam oğluşuma.
bu gün se sanırım 4. kez tırnaklarını kesiyordum ki nasıl oldu ise etine kaydı, yani siz siz olun o eti kesmez güvencesi ile satılan makaslara güvenmeyin. normalde aşırı güneşte gözlüklerimi takıp yaptığım işi ben nasılsa öğrendim cesareti ile sanırım biraz daha loş bir yerd euyuduğu halde yapmaya kalkınca, uykusunda canı yanan bebeğim direk katıldıki, hamilelikte bebeklerin katılmalarına rağmen asla nefessiz kalamayacağını öğrenmiş olmama rağmen aklım çıktı. mosmor kaskatı olmuş bir bebekten insanın korkmaması çok zor, hele ilk bebeğinizin ilk günlerinde iseniz yinede soğuk kanlılığımı koruyorumda sonra çokmu duygusuz ve vicdansız bir anneyim ben diye içim içimi yiyor:((( bir yandan kucağımdan ayırmamak istiyorum, ne yani askere giderken mikucağımda sevecem demi ama, diğer yandanda çocuk yetiştirme kurallarında karnı tok, gazı alınmış ve altı temiz bebeği yatağında bırakın uyusun deniliyor olmasıda var????? bilmiyorum kısaca....... ama kucağımdan bırakıp bu hallerini bu mimiklerini kaçırmak... ben babası için bile üzülüyorum, gündüz pek çok şeyi kaçırıyor evde olmadığı için. harika mimikler geliştirdi... :))))
evde hayat hala tam olarak normale dönmedi, hala yeni bebek gelmesinin şaşkınlıkları var üzerimizde... ben düzenli bir uykuya geçemedim, biraz oğlumdan olduğu kadar birazda benim normal hayata geçişte yarattığım baskıdanda oldu, geri tepti. ben gezerim, misafird eağırlarım, kendimede bakarım, ev işide yaparım falan ihtiraslarım sayesinde, geçen akşam kocacış bebek uyurken hemen yat yoksa şimdi bayılacaksın sen dediğinde fark ettim kendime yaptığım baskıyı... yani evet hayat normale dönecek ama öncelikle asla eskisi gibi olmayacak ve bu iş yavaş yavaş olacak bunu kabul etmem gerek. yani bazen aksaklıklar olacak, her yere gidemeyeceğim şu an sonra yavaş yavaş bunlarda normale dönecek ama biz artık 3 kişiyiz yani asla 2 kişilik olmayacak hayatımız. bunu geçen akşam akşam oğluşum biraz keyfi yokken kusmaya başladığı sırada fark ettim. ben uyumaya yatağa yattığımda her sesine fırlamaya başladım, yetmedi uynadığımda kocağımda onu arar oldum yatağına koyduğumu unutup ve gözümü kapadığımda ona bir şey olduğunu düşünüp sıçramaya başladım ki, o an o sorumluluğu, o sevgiyi ve artık umarsız hayatım olmayacağı gerçeği ete kemiğe bürünmüşte karşıma çıkmış gibi oldum. evet eskidende uykusuz gecelerim endişelerim olurdu ama onların hep bir sonu olurdu, bunun yok ama bu endişe şimdi kusuğundan olacak, yarın başka şeyden ama hep olacak. belki hep aynı düzeyde olmayacak bazen çok bazen az ama hep olacak... olsun ben bunu o kadar beklemiştim... ben o kadar bekledim de 3.kez yaşayan kocacış çok mu farklı? hayır değil. o da çılgınlar gibi seviyor oğlunu, ne yapacağını şaşırıyor, onun sesini duyan bebek bir an durup onu dinliyor resmen tanıyor, benim sesimi duyunca yalanıyor ama teyzemin sesi ona resmen ninni gibi geliyor:)))))
şimdi yatağında yatıyor zor bir gaz çıakrma seansından uyuyor. bende telsizi yanımda buradayım. onun yanında çalan radyoyu telsizinden dinleyerek. oğluşum yıllar sonra evimize radyoyu soktu:)))))))))

15 Haziran 2010

ZAMAN KAPSÜLÜ

bir önceki yazı aynı anda yayınlanmakla birlikte aslında aradan günler geçti....
öncelikle oğluşumun büyük abisi geldi, bir kaç gün bizimle kaldı, babasından çok benimle zaman geçirdi, sohpet ettik, oğluşumu sevdi belki altını değiştirmedi ama bol bol o uyuttu:))) ileride velisi olmak istediği gibi romantik beklentilere girdi, hatta buralarda sırf kardeşine yakın olmak adona yüksek yapmayı düşündü, en büyük üzüntüsünün onunla fiziksel olarak araların mesafe olması olduğunu söyledi...
bunun dışında biz bir kaçkez daha evden çıktık. ama önceki çıkışlarımızdaki gezmeyi seven oğlum sanırım fikir değiştirdi ki, bu gezmeler kabusa döndü. çarşıya çıkamıyoruz ama babası tatil planlar oldu!!!! gerçek 40. gün evden çıktık öncelikle 700 yıllık bir caminin ve bir kaç türbenin önünden yürüyüş yapıp anneanneme gittik ki, sıcaktan bittik. vardıktan sonra uyumayan, sürekli emmek isteyen oğlumla eve dönmek... ertesi gün dr kontrolüne gitmeden kıldan tüyden sorunları çözmek için kuaföre uğradım malum dikişlerle kendimi zorlamayayım demiştim ama... oğlumla eve zor attım kendimi, dolmuşta oğlumu emziriyordum dönerken:((
veee bizim buralarda sıcaklar afrikadan geliyor modundayken bebekle dışarı çıkmak büyğk hataymış anladım da, önümüzde serin günler bizi beklemiyor...
artık günde 2 kere yıkanmaya başladı oğlum ancak baş edebiliyor sıcaklarla.
vee bu arada geçte olsa oğluşuma br blog açmaya karar verdim, kapalı olacak ama ona ve bloğa ulaşmak için giriş bilgilerini burada vermeye karar verdim. hani ya olurda zaman geçer ve ben her zamanki gibi kullanıcı kodlarını ve şifrelerini kaybedersem diye buraya bunları bir zaman kapsülü gibi yazmaya karar verdim. bu blogun girişi; kullanıcı adı: benim bekarlık soyadım ve gmail.com giriş şifresi kocacışın doğduğu yıl ve benim doğduğum yıl arka arkaya. yeni blog da da aynı kullanıcı adı ve şifreyi kullanmaya karar verdim. bu durumda hatirlamam gereken tek şey bu sayfanın adı olmalı değilmi?:)))))
bu arada komik değilmi sanki burayı kotardımda ikinciyi açıyorum demi?:)))
aslında hayattan o kadarda kopmadım. yani b
beklenen gibi üstü kusmuklu saç baş dağılmış bir hal almadım şaşırtıcı olarak. genel olarak sabahları duşunu alıp üstüne temiz bir şeylee giyebilen bir anne olabildim de buna karşın kahvaltı saatim belli değil, gerçi sanırım günlük 5000 kalori falan alıyorum bu nedenle kahvaltı saatine takık değilim sürekli yeme modundayım anlayacağınız. dışarı çıkarken hafif makyaj falanda yapabiliyorum ama üzerime göre hem emzirmelik hemde koca karnımı hatta süt tesislerimi sığdıracak yazlık kıyafet bulmakta güçlük çekiyorum gardrobumda malum ben kış hamilesi idim. ancak bebekle almaya gitmek daha riskli görünür oldu artık bana:)))))

6 Haziran 2010

40 uçurduk

ön not: bu yazı yazılalı 10 gün olmuş ancak tamamlanmadığı için yayınlanmamış:(((

bu 40 uçurması nedir bilmem ama bizde uçurduk dün. işin ilginç yanı 40 uçurmak için bebeğin 40 günlük olmasını beklememek gerekiyormuş o zaman 40 basıyormuş. ay ne kadar garip bir durum. bu efsaneyi bilen varsa lütfen paylaşsın...

sadece hafta sonları müsait olan dayısının eşinden dolayı dün çıktık dayısının evine gittik ilk kez. evine gitmeden ilk önce dayısının iş yerine uğradık, onu gördük kendimizi öptürdük. oradan gelen hediyelerden değişecekler vardı onu hal ettik, ha birde bilmece halindeki bebek arabası ve araba koltuğunun kullanımını sorduk aldığımız yere. araba koltuğu mecburiyeti çıkalı adamlar sersem gibi olmuş müşterilerden güldüm:))) bizmi? biz mecburi olmadan almıştık, babamız bu konuda çok hassas zaten. neyse, yani bir sürü iş yeri gezdik öyle gittik dayısının evine. bize bir sürü hazırlık yapmış. evi serinletmiş biz gelince yatak odasının pencerelerini kapattı oğluşum rahat rahat uyudu bir güzel dayısı ile teyzesinin yatağında:))) bulaşsın inşallah dedik bol bol...

bizde hazırlanan mantıları, ikramları yedik, çaylarımızı içtik. oğluşum uyanınca ben emzirmek dışında teyzesine yıktım:))) son uykuya daldığında çıktık döndük. oğluşum bizim evin asansörüne kadar gayet sakin dayandı, asansörden eve koşa koşa girdik emzirmeye:)))

bu günde misafirleri geldi yine, babasının iş gereği tanışıklığı olan hoca vari biri vardı gelenler arasında oğluşuma okudu üfledi. zaten hamileliğimde babanem neredeyse hatim indirmişti ona:))) bu günde okundu üflendi oğlum, nazar değmiş dendi. haaa birde doktor olacak bu çocuk dedi. ha işte bunu buraya kayıt düştüm ileride kendi okusun değerlendirsin????

yarın yine misafirlerimiz gelecek. uzaktan gelecekleri için bu gün temizlik ve yemek işini halletti annem. ama çok yorgun, yorgunlukta gerginlik yapıyor onda. oğluşum bu gün gaz sancısı çektiğinden ben pek yardım edemedim, genelde oğluşumla burun burunaydım. birde dün gece hiç uyumadım ama annem yüzünden. gece yatarken hava serinledi biz çocuk ince gezdik dönüşte inşallah üşütmez demesiyle ben bütün gece oğlum gak dedi koş ateşine bak, kustu aman kusuğunu kok üşütmüş diye? guk dedi fırla modunda geçirdim. aklım oynadı hastalanırsa diye. sonra herkesi sabah haşladım. bir daha kimse olumsuz cümle kurmasın diye



karnım kocaman hala... dr korse, hareket neyim her şey yasak dedi ona kontrole gidene kadar... herkes içinde bir tane varmış unutmuşlar esprisi yapıyor, ama bu espiri bayatladı resmen...

1 Haziran 2010

1 ayımız

oğluşumu kollarımıza alışımız 1 ayını doldurdu, bize rüya gibi 1 ay yaşattı. ona binlerce teşekkürler, allaha binlerce şükürler...

duygularımı anlatmaya çalıştım, kelimeler yetmesede...

bu arada pek çok soru fiziksel durumumla ilgili oldu, pek çok bayan bunu merak ediyor:))))

ben hamileliğimde 7,5 kilo almıştımki, hastaneden dönünce bunun 6,5 vermiştim. hamileliğimin son 3 ayında şeker diyeti yapmıştım, hastaneden çıkarkende doktor şeker diyeti verdi. önceki yememek, sonraki yemek üzerineydi. hastaneden çıkarken dr um bol bol lahusa şerbeti iç, tatlı ye sakın diyet yok dedi... bende dönünce resmen boşalda semerimi ye durumuna girdim:))) bebeği emzirirken öncelikle buranın yazının gelmesi ilede çılgın gibi terliyor, içim eriyor ve bebeğim emer emmez ben soluğu mutfakta alıyorum. gelsin tahinli pekmez, gitsin üzüm hoşafı, kurabiye, üç öğün yediklerimden bahsetmiyorum bile... bunun sonu nereye varır hiç düşünen yok ama ara ara, daha çokda bana soruldukça aklıma geldiğinde sizlere kilo durumumu da bildiririm:))))

hamile bile kalmadan hep doğum yaptığımda hastaneden eve dönmeden kuaföre giderim derdim hastaneden eve döndüm hatta 1 ayda oldu ama hamilelikte özellikle babanemin istediğini kırmayıp kocamın deyimiyle rapunzel haldeydim. bu konuda lale abla şahidim, doğumdan az önceki halimi gördü:))) 1 ayımızı dolduruken aşımızın zamanı geldi, fırsat bu fırsaytır dedim evden çıkarken iyi planlama yapmak gerek... öncelikle dr ve hastaneye önceki gidişlerimizde öğrendim. benim çıkış saatim için planlama yapmak zor. planlamayı oğluşum yapıyor şöyleki; bebeğim uyunacak, altı alınacak, beslenecek ve uyuyacak ve o uykuya dalar dalmaz evden fırlanacak. çünkü uyandığında hemen meme isteyecek nerede olduğumuzun hiç önemi yok ve başka türlü susturulması mümkün değil. dr a ilk gidişimizde muayehaneye vardığımızda hemen emzirildi, dr bekledi:))) ikincisi daha kötü çıkmıştık ki arabaya binerken çıldırdı, şehrin göbeğinde arabada ben emzirmeye başladım:))) babası bebeğin emdiği memeye bakacak sapıklar için yapılacak bir şey yok diyecek kadar rahat:))) hani sokakta çıkarıp emzirmiyorum ama, arabaya biner binmez usturupla emzirdim. şimdi bu tecrübe ile plan yaptım. o uyuyunca çıktık ama biz şehre varınca sağlık ocağı öğle tatiline girince oraya yakın kuaförüme gitim fırsatı değerlendirdim yani. öğlen hiç kimsede yoktu. içerideki onların özel odasında uyudu annem başında. tam işim bitti uyandı, emzirdim oradan fırladık. fırlarken ben inanılmaz hafifilemiştim tabii:))) artık eskisine göre kısacık saçlarım var, bana kalsa ben çok kısa kesecektim ama kocacış hemen yapma önce gözümüz alışsın, hem başka başka modeller kullan dedi, bende hay hay dedim:;)) neyse fırladık çıktık. annem bir kaç yerde vitrin bakmaya kalktı aman dedim ama sağlık ocağına vardığımızda daha uyanmamıştı, zorla uyandırır gibi yaptık ki aşı oldu, çok ağladı bu sefer. çıktık eczaneden ilacımızı alırken tam uyandı ağlaması artı, tanıdık eczanenin arkasına geçtik emzirme için:))) ))) o uyuyunca hiç kusura bakmayın ben hemen gidiyorum dedim güldüler:))))))) orada hamileliğimi bildiklerindende inanılmaz bir ilgi ile karşılandık, bir sürü hediye aldık:) dayımıza merhaba dedik, döndük. veee sandığımdan çok daha kolay oldu herşey. oğluşumun bu güne kadar ki tüm gezmeleri iş yerlerine oldu:)) erkek adamın ev gezmesinde ne işi var demi ama, adam işine gücüne bakar:))))))

ben çoktan gezmelere başlarız babamınız sayesinde diyordum ki dr, hastane dışında çıkmadık şaşırtıcı:))) ancak ben lahusalık, ve bunun 40 gün sürmesi nedir? neredendir? merak ettim. nedne 40 gün? neden 1 ay değil? yada 2 ay değil? yada ne bileyim 41 gün değil? lohusalık nedir? ama istemedende olsa ona yaklaştım:)) kocacış oğluşu gelince inanılmaz oldu. ben onun çocuklarını sevdiğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. kıyamıyor oğluşuna, kalabalığa çıkarmak istemiyor, çok dolaştırıp ısı farkından hasta etmeye korkuyor! inanamıyorum ama öyle... o daha çok küçük diyor.
biz oğluşuma sürkeli onu ne kadar sevdiğimiz söylüyoruz. ona kendimizce şarkı yazıp besteliyoruz. ninnilerimizde çok yaratıcıyız yani. ancak şaka gibi gelecek ama tv de heecanlı bir şeyler varsa, birileri yanında gerildiyse resmen huzursuzlaşıyor sanki... ancak romantik komedilerin müziğinde rahatlıyor gibi:))) bizde ona buna uygn ninniler besteliyoruz. onu sevdiğimizi, ne kadar beklediğimizi anlatıyoruz. evet sizlerinde yazdığı gibi biz o kadar uzun süre onu bekledik ki... o sürelerde kocacış bana hep allah bize bir bebek verecek, hemde öyle bir bebek verecekki bu kaybedilenlerin hepsinin ruhu onda buluşacak inanılmaz bir şey olacak diyordu... ben çok kızıyordum içimden. belki hepsinin ruhu ile ilgili değil ama inanılmaz bir bebeğimiz oldu... kocacışın dediği oldu yani...
ancak böyle bir bebeğim olacaksa ben daha 10 tane doğurabilirim:)) hamileliğimdeki uykusuz gecelerimi, ona bir bir şey olacak diye döktüğüm göz yaşlarını unuttum bile. doğum sancısı uçup gitti, ameliyat sanki hiç olmamış gibi, sanki beni hiç kesmediler :))) zaten dikmediler de yapıştırdılar:)))
günlerim kendimde değil gibi geçiyor. bu gün kendi dr umundan kontrol için randevu alacaktım unuttum, avukatı arayacaktım unuttum. akşam kocacış soruyor yaptınmı diye. benden iş beklemeyin dedim. onca işi yapan, onca organizasyonu 2 dk da yapan, o iş bitirici ben değildim sanki. şapşal bir şey oldum. işin içinde oğlum yoksa salla gitsin modundayım kendiğimden. memnun muyun? kesinlikle evet. bunca yıl yaptığım hiç bir şey bana bu kadar keyif vermemişti. hiç bir şeyin içinde kendimi kaybetmemiştim oğluşuma kadar. şimdi hayat benim dışımda akıyor biz ikimiz başka boyuttayız sanki. evet evet görüntüm tam bir buldukçuk oldum modu:))))))))
bu hafta sonu yada hafta başı büyük abimizde bize katılacak. oğluşum içn gelenler, arayanlar inanılmaz oldu. beklediğim hastanedne göreceğime emin olduğum ama gelmeyenler olduğu gibi, belçikadan kuzenim geldi, abisi geliyor, mersinden misafirlerimiz gelmişti... oğluşum ark edmeiyor olsada olsun, ben sonra anlatırım yada buradan okur belki:)))))
sizde tahmin edersinizki 1 aylık bir anne olarak, heleki son yılları bebek için hamililikle geçmiş bir anne olarak şu günlerde başka şeylerden bahsedemiyorum, başka şey yapmıyorum çünkü. yapmayada niyetim yok:)) hatta aynı şeyleri sürekli yazıyor bile olabilirim. çünkü o şeyler hep aklımda dilimde... sıkılanlar için üzgünüm, aslında üzgünüm değilimde lafın gelişi bir süre daha böyle geçecek, o süre ne kadar olur bilmiyorum.