EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

27 Eylül 2010

evden, gezmeden, mutfaktan falan...

hehe
biri iki yıl önceki bir sobe yazıma yorum bırakmış, facebook adresi soruyor?
yorum bıraktığı yazıya bir gittim ooo kaç kişiymişiz o zaman oldum... bir sürü yorum yazılmış yazıma, oysa şimdi sen ben bird ebizim oğlan oldu... olsun sağlık olsun gidip reyting arayacak günlerim geçmişte kaldı cümlesi buraya yakışacak ama ben o günlerdede hiçç reyting peşinde olamamaıştımhani bilen bilir... geçen gün aslıya msn den yazdım yani aşk olsun diye. hani insna bri tebrik eder dedim ama onada yanıt gelmedi. sibelle en son bana geldiğinde görüştük bir daha...
neyse bu kadar nostalji yeter.
dün zor bir gündü bizim için, malum ben kırsalda oturduğumdan dün çıkan lodosla, sanki kumsalda lodos oldu bizim ev, karşıdaki koca inşatın vee tabi kalan aazinin kumu bizim eve:(( ben yetiş kapat derken doldu, sonrasında içerisi çok sıcak oldu, klima fazla geldi, oğlumla kuru kuru, kırmızı burnumuzla mutsuzduk... sonrasında biraz yavaşlayınca kendimizi 5M migrosa attık ancak oranın kalabalık, gürültüsünü oğlum sevmedi, o açık havanın ferahlığını seviyor. bu gün de akşam üzeri site içinde çıktık markete sıkıldı, dışarı çıkınca gülümsedi de, hani önümüz kış alışveriş merkezlerini sevmeye başlasa çok iyi olur:))) dün markette sıkılınca memme, memme dedi. çıktık emzirecem hehe hehe diye gülmeye başlamazmı, ay resmen ağzım açık kala kaldım. şimdiki çocuklar harika veee hayret bir şey....
şimdi oturdum damla sakızlı lokum eşiliğinde yazıyorum. bu gün dünkü tozun dumanın temziliğini yaptım ama esas cumartesi annem gelmişti ve derin bir temizlik yapmıştık hani onun üstüne pek keyifli olmadı ama olsun aslınd aeve her gün elektrik süğpürgesi tutmam gerekte. en zoru o, onu tutarken oğluşumu duyamıyorum. vee sanırım sesindende hoşlanmıyor en azındna çoğu zaman o nedenle o uyurken hiç kalkışmıyorum. uyanıkken izin vermiyor. bu konuda taktiği olan varsa lütfen söylesin. sineklikleri sildim, yerleri paspasladım, toz aldım derken gezmekten vaz geçtim saat 14:00 de oğlum uyuyunca hadi uynasın komşuy agiderim dedim ama onada gidilecek zamanı geçirdi uyunması. aman o uyusunda... sonra dediğim gibi dışarı çıktık teyzemle. yemekte yapmadım dün akşam için yemeğim vardı ancak alışveirşte kocacış menüyü balığa çeviriverince hop bu akşama kaldılar. bana barbunya kocacışa kurufasülye ( ben yemem kurufasülye) pilav, közlenmiş patlıcan yemeği daha önce yazmıştım adını bilmiyorum diye, tarhana çorbası, briazcıkta karnıyarık, üzüm hoşafı, salata eee ben çocuklu kadınım daha ne olsun ama demi?:))) lütfen destekleyin beni.
bu arada ay ben bu yazıyı bitirip hemen gidip bir bu pratik kazandiplerindne bir tane yapayım.
bu gün gidemediğim komşuya giderkende bir kek yapsammı ki? o hamile aslınd abu gidiş için bebek bezi hazırladım hatta bir kısmını pembe kurdele ile süsledim:)) onun kızı olacak. neyse onuda o zaman düşünürüm bakalım fırsatım olacakmı? vee neli kek yapmalıki????
yarın bu gün gidemediğim arkadaşıma gitme planım var. öğleden önce çıkmayı planlıyorum da nasip tabii... ben hemen gidip hem kazan dibi yapayım, hemde oğluşuma yoğurt mayalıyayım. cumartesi ilk tattırmıştım ama ara vermiştim hadi yarın yine deneyeyim:))) yakında ben bununda makinesini alırım. dayısı mama makinesi aldıydı nasılsa:)) benherşei makine ile yapıyorum sanırım. bu nedneleme benim küçük ev aletlerim hızla bozulmakta, ha öyle çakma falan değiller, resmen hepsi marka da hızla bozuluyorlar...

20 Eylül 2010

erkeklere acıyorum

oğlumun hayatımıza girişinin haberini almamızın yıldönümüydü (yaptığımızın yıldönümünüde kutladık kocacışla ama onu buraya yazmadım ayşe a r mandan farkım olsun diye) geçen yıl bu zamanlar onu kaybetme korkusunu yaşıyorduk ve aradan 1 yıl geçti.tombul tombul 1 yıl, dip boyasını geçtim saç boyasız bir yıl. en kocaman göbeklihallerim, hatta sırt yanlarımda sarkmalar başladı galiba... ama takıyormuyum hayır, hatta buna en dikkat eden kişi kocacış bile hiç takmıyor çünkü hayatımızdaki o minicik şey herşeye değiyor. ama bu yıl en çok erkeklere acıdım bunca şeye rağmen. acıdım çünkü ilk olarak karnında oynayan o canlıyı hissedemedikleri içindi, şimdide emziremedikleri için acıyorum. gerçekten acıyorum. gecenin bir yarısı normalde duymadığım bir sese uykumun en tatlı yerinde uyanıyorum evet ama o ses o minicik şeye ait, derdini normalde söyleyemeyen ama anlatan o sese. sonra derdini söyleyemesede açlığı ile geceliği çekebilecek kadar oldu oğlum onun altından emeceğini biliyor ve memesini alıyor cuk cuk... işte o an herşeye değiyor yok böyle bir şey, yok böyle bir zevk işte o zaman orada yatan kocacışa acıyorum o oğlunu seviyor, oynuyor, yıkıyor... ancak benim o an yaşadığım zevki yaşayamıyor...

12 Eylül 2010

yatağım halka açıldığında, saçlarım

not: oğluşum arkaSI KEL DEĞİL:))ben kestim hatıra olarak
yatağım halka açıldı, saçsız kalabilirim...


evde yeni yeni sesler var, en planlı plansızlığım, en dağınık hallerime hayranım,




en sevmediğim şey birilerinin yatak odasına girmekti, hele hele evli bir çiftin yatak odası, yatağına oturmak en sinir olduğum şeylerdi, bakın yatmanın adını bile anladım. bu durumda kendi yatağımada böyle davrandım. evlendiğimde ilginçlikler vardı evimde kaldığım ilk gece kocacış yoktu biz evi yerleştiriyorduk, eşim yok diye yerde küçücük bir minderde yattım. yani batıl inanç değil, totem değil ama inanılmaz dika ettiğim bir şeydi.ee bu gün oğlum o yatakta yerini aldı, hemde ne almak. koskocam yatakta o gelince biz düşmeden önce duruyoruz iki kenarda o kalan yerde:))))))) buna denecek bir şey yok. bu arada yatak wc yerine kllanılıyor gibi oğluşum. mesela banyodan çıkınca, yada faz emince kusuyor, hatta hatalı bebek bezi sayesinde kaka bile oldu:)))))) bunlar bize hoş tebessüm ettirmekle birlikte oğluşum hayatımıza girmesi, yatağının yatak odamıza girmesi ile cümle alem atak odama girdi çıktee hadi buda tamamda bi,rde oğluşumla birlikte yatağıma uzanmalar, yatmalar çıktı. annem oğluş nefes alsa odamıza dalıyor, oğluşu bana getiriyor, yatakta oturuyor, oğluşu seviyor. babanem ben onu utırken benim yataka yatıyor, uyumasını bekliyor,onunla oynuyor. en tak odamdayken her gelen ir bakıyorum yan yatıp dirseğine dayanıp konuşuyor:)))))) beni düşünmek istermisiniz????

yakında kel kalacağım bence kesinde, hani o saçları bi,r ,ht,yacı olana verebilsem. oğlum dik duruyor, oturma eğzersizleri yapıyor, dönmeyi düşünmüyor ama:))) kucağıma gelir gelmez, o yatarken ben ona eğilince kısaca her fırsatta saçlarımı yakalıyor. hatta kucağımdayken tutup asılı kalıyor:)))))) her seferinde saçlarımı kurtarmak yetmiyor, birde elindeki saçları temzilemek gerek. hal böyle olunca evin her yeri saçım çıldırtıcı bir şey... temizlik yapınca artık süpürgede tozdan çok saç var. ama oğlum bundan vazgeçecek gibi görünmüyor, benimse geleceğimde kellik görülüyor:)))))))

hayatımda plan yapamamanın planını yapar oldum. yarın saat 12 de evden çıkabilirmiyim? bilmiyorum. yada öğleden sonra dışarı çıkalım mı? oğlum ne derse, veee bunu hangi saatte derse. bu bana göremi? hayır. bu gece yemekten sonra ütü yapabilirmiyim diye konuşurken. ben nasip bilmem diyorum. gerçektende mesela bu gece oğluşumum içi bulandı kustu. ve yatması gereken saatte yatamadı, saat 22:00 de hala uyumamıştı. o saatten sonra yemek yedim veee tabiiki ütü yapılamdı. şimdi yatma planındayım. nednese oğlum artık geceleri kalkıyor, hele dün gece 1,5 saatte bir uynadı, oysa bukadar sık kalkmıyordu.

evimin en dağınık halleri. hani düzenli biriydim ama kendimi çok germezdim. gece yatarken sehpayı hep kocaıcş toplardı ben bırakır yatardım ama dolaplarımı, çekmecelerimi deli gibi düzenlerim, hani kiralarda gzdikçe bu imkanım azaldı. düzenleyecek dolap çekmece olmadığından:))) şimdi mi? asla olmaz dediklerim oluyor. mesela bebek bezleri için banyoda arı bir çöp kovası var ama banyo doluyken eşiğinde bir kirli bebek bezi görebilirsiniz, salonda bebek sepeti, içinde oyuncaklar, oğluşu koltuğa aldığımda kullandığım çarşafı, üstünü değiştirdiklerim yatağının ayak ucunda asılı, yada yere düşmüş olabiliyor, benim yatağımda alt değiştirme minderi yanında mendil kutusunu bırakmış olabilirim, ilaçlar masada, benim terlikler bir yerde, dılarıdan gelince çıkarılmış giyisiler bir yerde, kuruduğu halde toplanmamış çamaşırlık, ütülenecekler bekliyor.... ha bu böylemi kalıyor hayır, mesela saba ben kahvaltı ettikten sonra oğluş uyursa hemencecik her şey yerli yerine giriyor ama siz kapıyı o saatten önce çalarsanız?:) yada bayramda ve sonrasında gezdiğim gibi her gün evden çıkarsam bir kısmı süreklilik kazanmış gibi olabilir. bayramda her gün sabah sıra ile duş alıp hazırlandık çıktık. gece geldik oğlanı uyuttuk yemek yedik ve sızdık. pazartesi deli gibi tezmilik yaptım evi topladım, ütü yapmadım ama dünle bu günde gezince yayılmacı politika hızla evimize girdi... işin ilginci her akşam sehpayı toplamadan yapmayan kocam, onun işi çekmece dolap değildir. onun iş görüntüyü toplamaktır ki, neyse o bu durumdan o kadar mutluki inanılma zkeyif alıyor bu dağınıklıktan çünkü evde bebek kokusu var bayılıyorum, vee bu dağınıklıkta ona ait gittikçede artacak yaşasın, oğlum geldi evimize, yerleşti, yaşıyor veee bunlarda bunun izi diyor:))))

oğlum kahkalar atıyor, siren sesleri çıkarıyor, gülüyor.

dr larının deyişiyle çok mutlu bir bebek. elbetteki bir yeri ağrıyınca ağlıyor, acıkınca, yada... ancak o sorun giderilir giderilmez gülebiliyor bebek masumluğu ile. iki gecedir saat 8 gibi kusuyor. ondan önce içi bulanırken mızıklanıyor, kusuyor, ve sıkıntısı bitince gülücükler dağıtıyor.... onun bu masumluğuna hem aşığım, hemde içim eriyor...


hala saçlarımı boyamadım. ama evden makyajlı çıkıyorum. kendime basit bir kaç giyecek aldım. artık parfümümü kullanıyorum. ama terlik yada ayakkabılar bu sene sorunlu oysaki hamileikte hiç sorun olmamıştı. kilolarımı epey verdim ama hala göbeğim eski haline dönmedi ama iyimserim umut vaad ediyor. ameliyat izimde oldukça ümit vaat eidyor sanırım dr umun dediği gibi seneye hiç belliolmayacak gibi ama benim en sevdiğim izim o.... hatta üztüne oğlumun doğum gününü yazan bir dövme düşündüm???? yada ilk ismini yazdıran bir dövme istiyorum bir yerime ama öyle her an görünebiliecek bir yerime değil:))))) vee oğlumun ilk ismi kocacışın tek ismi:))))) bir taşla iki kuş!!!!

bir sinirle face e üye oldum. uzun hikaye...

ev işlerini yetiştiriyorum ama bir yerime motor takılmış gibi:))))))))))))))


3 Eylül 2010

inanılmaz ama bu gün yine dışarılardaydık.
arka arkaya bizi bozmasın derken, dayısının yanına uğradığımızda oğluşum önce huysuzlandı, sonr ağlamaklı oldu, oradaki tecrübeli anneler bu çok sıcaklamış ( oda ne demekse) deyince soluğu sağlık ocağında aldım, ateşini ölçtürdüm, dr a dinlettim falan sonra orada emzirdim bri ara sakinledi eve geldim. ondan önce yengemle buluştuk oda oğluşuma bayramlık aldı. ay bunca bayramlığı bayramda giymeye bayram yetmeyecek gibi:)))

bayramlık alışverişi sürprizdi asıl digi-türk ün dekoderini iadeye gittim. doğum yaptığım saatlerd earayan görevliye kızmış ertesi günkü ile delirmiştim ve iptal ettirdim o iş yapmakta o telaştan ve sıcaklardan sonra bu güne kaldı. digidigi ile 11 yıllık beraberliğimiz oğlumun ilk saatinde bitti:) çokda önemli değil şu aralar tv ye ayırdığım zaman önceden planlanamıyor zaten.
oğluşum iki gecedir beden ayrılamıyor, dün gece aşıdan dedik, bu gece sebebsiz yarın akşama ya nasip.
ilknurcum ilk kahkahsı geldi, evet harika bir şey, çıldırdım:)))))))) hemde banyoda geldi. banyo yaparken kahkaha atıyor katılacak diye korkuyoruz:)) sesini duyunca bile nasıl hareketleniyor, heyecanlanıyor ve gülmeye başlıyor görme gitsin:))))

son durum bitti ben çamaşırları asmaya gidiyorum, hayatı yoluna koyuyorum derken gece yarılarından sonra iş yaptıpımıda yazmışmıydım:))
olsun gündüz oğlumla oynarım, onun yüzündeki gülüş herşeye değer

1 Eylül 2010

40 bitti bile...

aslında tamamen ihmal hani o kadarda buraya giremeyecek kadar değilim:))
hani eskisi kadar gezmeyebilirim ama bu kadar değil.
evden çıkmayalı 36 gün oldu, egenin sıcaklarında ev hapsimiz uzun sürdü...
ama bu gün gezmenin dibini bulduk, oğluşun aşısı vardı sabah sabah evden çıktıkç dayısı, anneannesi telefon ettiler çıkma diye,
aaa yeter dedim, sıcaktı, yağmurdu bune ya bitmez bunlar önümüz kış yağmur soğuk olacak. sonrası yaz yine sıcaklar gelecek allah izin verirse bu böyle sürer çıkmadan olurmu. üniversite bir hocam vardı kötü hava yoktur insanın hazırlıksız olduğu hava vardır derdi de, 40 dereceyi aşkın sıcaklıkta nemi ekleyince yapılması gereken hazırlık nasıl olacakki dışarı çıkmadan:)))
neyse kısaca ben kimseyi dinlemedim, benim dinlemeyeceğimi anlayan kocacış tık çıkarmadı:)) aşıdan sonra gezdim nihayet yaz biterken kendime bir kaç parça giyecek aldım. 2 gün önceki doğum günüm içinde bir kaç şey gelmişti:)) kitap baktım dolandım.
oğluşumla ilk doğum günümü kutladım. aslında bir bakıma oğlumun da doğum günüydü çünkü biz onu geçen yıl doğum günümde yapmıştık. benim için en anlamlı doğum günümdü, ben hiççç hediye beklemedim bu yıl, en güzel hediye kucağımdaydı. bu yıl bize oğluşumun büyük abiside katıldı. artık sık uğrar oldu bunda oğluşumum etkisi?
oğluşum harika bir bebek oluyor en azından benim için, gelişimi iyi, küçük ve komik adam, amma benim için en güzeli şu günlerde bana olan düşkünlüğü gururumu egomu inanılmaz okşuyor. ağlarken kimseye değil bana gelmesi, başkasındayken beni takip etmesi sesime tepki vermesi her ne kadar bunda memenin bende olması etkili olsada olsun ben inanılmaz mutlu oluyorum:)))
bu arada neler mi yaptım. geçen gün yine lale ablanın kulaklarını çınlatarak tarifi olmayan uydurma kek yaptım. her seferinde yazıyorum ve bıkmayacam her seferinde yazacam. kek yapmanın bana mantığını kısaca yazarak bana kek dünyasının kapılarını açtığı için teşekkürler lala abla. bu seferki özellikle doğum günü tebriklerine gelenlerle çoktan bitti ve herkes beğendi.
sonramı bir sabahattin ali bitirdim, kürk montolu madonna. nasıl olmuş bilmem ama ben bu yazarı hiç okumamışım işte!!! şaşırdım. taaa ABD dan hediye geldi:))) kocaıcşın arkadaşları tatile gelirken oğluşa bir sürü hediye getrimişler, biraz ayıptır söylemesi koca koca markalar ( bu arada laf aramızda onlarla küçük adam oluyor) biraz gündelik ve ilk yıl anı dosyası bebeğe falan ama bizede bir şeyler getirirken bir kitapta eklemişler. hani eskiye, okuduklarıma göre roman sayılmaz hikaye kitabı gibi ama olsun ara verince hafifi başlamak iyi oldu yani, sonra yarın kalmışa devam ettim. veee dedimya bu gün de kitap baktım bir kaç kitap var aklımda... evde temizliği, yemeği yapıyorum da malum ramazan nedeni ile misafire ara verdim ve daha derin temzilikte annemden yardım alıyorum ancak eskisine göre çok nadir. annem dönüş yapar gibi, gibi çünkü babanem bizda hala bu arada bu süre bu gün 4 ay bitti yani oğluşumda 4. ayını bitirdi...
bu serinliğin fırsatını kaçırmadan gidip yatmalı, oğluşum aşının etkisi ile gece uyanabilir, o uynamadan uykunun dibini bulsam:)))
ancak her fırsatta buradan merak ettiklerim var. lala ablanın tatilini okuyamadım, kızlar ve o neler yaptılar, neler okudular, nereleri gezdiler. duygunun hamileliği nasıl, sık sık içimden onunla okunuşuyorum. ona bir şeyler anlatıyorum akıl veriyorum haddim değil ama olsun bak ben bunları yanlış yapmışım bunları düşünmemişim gibi... ilknur u kızlarını sağlık durumunu ve yazın neler yaptıklarını heeppp merak ettim ediyorum