EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

17 Mart 2011

güldüm

dün gece bir güldüm ki sormayın,

ben bir vakit bulupta bu blog sorununu öğrenemediydimde en çok oğluşumun sayfasına üzülürüm dediydim. o zamanlar çok emin geldiydide buralara değil onun sayfasına yazdıydım pek çok ilkleri oradan kayıp gidecek diye yanıyordum yedekleme yapılıyormuş ama nasıl?

bu arada ben sayfama girdim, sayfaları gezdim. sonra dün gece girilmez oldu. aha dedim yassak geldi ancaksonra öğrendim ki, iki gün önce yasak kalkmış. yani ben yasak süresince girmiş kalkınca giremez olmuşum. ancak kulağıma küpe oldu oğlumun sayfası artık güvenli bir yer benim için acilen oradaki bilgileri acilen defterine geçirmeli.
taaa nerelerden geldi o defteri hediye diyede ben bir fırsat bulamadım yazmaya, şimdi görev oldu yazılacak ne olur ne olmaz sanal dünya burası nede olsa. ha buarada bu sayfamada üzülüürmüydüm üzülmemmi hiç? neleri paylaştım ben bu sayfada, hayatımla ilgili neler yazdım. ne dönüm noktaları, ne taşınmalar, ne dedikodular, ne hastalıklar, neler neler... en önemlisi ben oğlumu bu sayfada bekledim, benimle birlikte burada bekleyeneler oldu, paylaştım...
neyse işte yasak kalkınca giremediğim sayfama güldüm, bu gün se bunları yazıyorum. bu arada nelermi yaptım şartlarıma göre yayılmaca yaptım. annemler bizdeydi yemekleri o yaptı, sabahları oğluşu 1-2 saat baktı ben son 11 aydır nadir sabah uykularından uyudum. ha bu arada öğle öğlenlere kadar uyudum sanılmasın. yemekler bol zeytin yağlı modundaydı malum onlar yokken biz daha pratik son dakika yemekleri yapıyoruz; dondurulmuş köfteler, bol tavuk hatta hazır pişmişlere bile rağbet ettik. dolayısıyla imdilerde tencere yemekleri... bu gün kabak vardı, dün bakla vardı, önceki gün kereviz, ondan önce pırasa, arada bakliyat falan... bu lükslerim dışında 7/24 görevim devam ediyor hala 7/24 anneyim. oğlum öğle akşam yat, sabah kalk olmadı hala kalkıyor kimi gece az, kimi gece neredeyse geceyi memede geçiriyor ama kalkıyor. oğlum memeye çok düşkün canı istedikçe emiyor. acıkınca, kakası gelince, korkunca, düşünce emiyor emmediği memeyide elliyor, hatta eliyle sağıyor:)))))) dolayısıylada bana çok düşkün ama bu başkalarını sevmesini engellemiyor. istisnalar dışında insanlara gidiyor, gülüyor güldürüyor. kendi şakalaırnı yapıyor. emekliyor, elinde bir oyuncakla emeklerse iyi, çıngırakla emeklerse aşağıdaki komşulara acıyorum. prensipleri var, ama fazla kaprisi yok yavrum...
ayyy neyse güldüm derken nerelere geldim bak. varsa yoksa oğlum aklım 7/24 görevimden uzaklaşamıyor işte...

1 Mart 2011

lale ablaya

haha
lale abla bak oğlum bu günlerde hayatına başka kadınlar alayım demesin acayip kıskanırım. o popoları ben ısıracam,o yanakları ben öpecem, o iki minik dişi ile beni ısırırsa ben kahkaha atacam ona göre.
sonrasını bilmiyorum:))) ama bu yorum bana ikinci geliyor yeni doğum yaptığımdada bir arkadaşım sakın ha böyle kayınvalide olayım deme, olacak gibi görünüyorsun, bak bizde kızlar var dediydi:)))
kimbilir de ben kayınvalide olana kadar cadılık yapacak halim deyim kalmaz diyorum ben ama???
çok sessiz bir görümce olduydum, öncelikle kardeşimin huzuru ve mutluluğu için. susmam, dayanmam diyeceğim nelere susuyor, sabrediyorum amma velakin ilerisi allah kerim:))))))))))

ben listenle ilgili şaka yaptım, hiç düşünmedim :)))

24 Şubat 2011

günler geçiyor/ sıkılan okumasın yine oğlum r

günler geçiyor ama ben farkında bile değilim.

her gün aynı gibi gelsede aslında farklı

ev hanımlığı kısmında hep diyorum ya acemiyim, yani onlar günlerini nasıl hareketlendirir bilmem benim için çok dar alanım. yok yağmur var çıkamam, yok uyku saati uymadı. mesela yarın arkadaşımda gün var ben dahil değilim ama davet ettiler. ancak evi bizimkine göre oldukça serin zaten hiç güneş görmüyor, salonu çok büyük benim oğlan emekliyor. emeklerken ayaklara gidiyor en çok. şimdi bu beni gerermi? gerer. yani insnaların aakları ile oynamasına izin vermem. yerler soğuk emeklese endişelenirim. gerçi kız 500tl doğal gaz parası ödüyor ayda ama bird eklima çalıştırıyor ev sınmıyor. alla ev kars a değil:))) neyse yani yarın gitmeyi düşünmüyorum. zaten havalar yağmurlu...

evde yemekler yapılıyor, pazartesi teyzemin eşi acil anjiyo oldu, salı onlara bir iki kap yemek yaptım. öğleden sonra muflin yaptım yağsız yaptım yinede fena değildi. esas yeni bir tarif var denenecek olursa yazarım.






hala temizlik iş sorun oğlum bu elekrikli süpürgeden nefret ediyor hani az buçuk olsa neyse katılarak ağlıyor benim korkak askerim.

bu aralar hyatımda en çok eleştiriyor hayatımı çocuğun kapladığı üzerine başka şey konuşmadığım ve normal yaşamadığım üzerine. farkındayım buradada öyle laf dönüp dolansada yine bebeğe geliyor. bana yapılan eleştirile rbazen ağır gelsede dönüp bakıyorum ne konuşabilirim. 7/24 onunlayım. onunla olunca başka şeyele ilgilenme şansım yok. başka bir yaşantım olmayınca ne konuşayım. kimseyi görmüyorum, okuduğum gıdımla konuşsam ne olur ki bana bunu diyenlerden yinede fazla okuyorum ancak onların seyrettiği o programları seyretmiyorum ki oğlum olmasada seyretmem oda ayrı. ee ben şimdi hangi konu hakkınd akoşaım. evde oğlum dışında yemek temizlik var. film seyretsem anca o uyurken o da bir film süresi kadar uyumuyor çoğu zaman. ada benim vaktim olmuyor.

bahar gelse bir şeyler değişirmi? bilmem

ama ben o büyürken hayatımın sadece o olmasından çok memnunum, ben onu o kadar beledim ki, o kadar istedimki... her gün büyüyor elbett arın çantasını alıp seyehate gitmeyecek ama oda kendi özgürlüğünün peşinde daha şimdiden emeklemeyi becerdi kendi başına babasının anına gitmenin yada banyoya kendi başına gidiyor o kaar seviniyorki. yarın yürüyecek e benim hayatımda bir sürü zaman boşalacak a istiyormuyum elbette büyümesini istiyorum ama bana zaman kalması için değil :)

kitabımın 1/3 ü bitti ancak:(( kötü ama şartlarıma göre ehhh

ben yine yatmaya gidiyorum. oğlum gece kaç kere uyanacka bakalım. uyanacak yanıma alıp emzireceğim o ve ben öylece uyuya kalacağız:)))))))

10 Şubat 2011

günler...

havalar bahar gibi derken bu gün dışaır çıktık. çıktık çıkmasına ama bu durum beni gerdi. şehre inerken oğlum terledi, ininc eüşüyecek diye gerildim. soğukta üşürmü diye gerilmiyorum ama terleyince böyle ısıstan güneşe rağmen aslında serin olunca geriliyorum. yalancı güneş, bizi aldatma.. hem inc egiydirdim oğlumu kahverengi onu ayıcık ibi gösteren montunugiydirmeyip oldukça ince bir şeyler giysede, otomobil koltuğu terleiyor işte...
onun dışında mutfak hiç boş durmuyor. benim yemek demelerim sanki başarıya ulaşmış gibi, şimdi oğlumun denemeleri mutfağımda. sanki kimya deneyi. azıcık çorbalar, yemekler... herkes her ne kadar tatsız tuzsuz yiyor bu çocuk deselerde tadınca şok oluyorlar. evet şeker tuz yok ama buharda pişen, ve harika karışımalr sayesinde bence oğlum bizden bile lezzetli şeyler yiyor daha önemlisi yediklerinin gerçek tadını alıyor. gurme olabilir. dayısı çok duygusal şair mair gibi bir şey olacak? diyor. bende yokk sehpalara öyel vuruyor ki görmeyin ünlü piyanistler gibi bride ayaklarıyla ritim tutuyor, doğduğundan beri klasik müzik ve radyo 3 dinliyorum demiyorum bile. o piyanist olacak diyorum. anneannesi ona beyaz yakışıyor o dr olacak bakın görün diyor:)))))))) neyse ben nelermi yapıyorum. kocacışıma ve gece yarısı kurt gibi acıkmış bana atıştırmalık hamur işi yapıyorum. öncelikle çikolatalı ve kakaolu browny fix. başka kurabiyeler, irmik helvası, un helvası ama ağır geldi beni şişirdi ona ara verdim. zeytin yağlılara kocacışın oğluşuna süt için yaptıkları var ki... kısaca mutfağımın kokusu bitmez oldu. sucuklar, balıklar, pastırmalar, tavuklar, yumurtalar... her gece pilav yada makarna... ben bu yıl yediğimi 40 yıldır yememişimdir. her şey süt için. oğlum bu günlerde yine yemek yemiyor masaya gelince daha istemiyor, önlük taktırmıyor dahada önemlisi yemiyor ve çok aç bile olsa durmadan mem, meme diye sızlanıyor. su ve papatya çayı içiyor onların arasında neyi kakıtır yedirebilirsem canımı sıkıyor oğlum böyle değildi. dilerim geçicidir...
ev işi hala sorun... ya kemiklerim birbirine giriyor, kan ter içinde kalıyorum o ağlamadan bitsin diye yada yapmıyorum ki buda kötü çünkü ne yaparsam yapayım eve sanki toz yağıyor. ev 1 saat temiz kalmıyor gibi geliyor bana... her gün temizlik yetmez bu eve günde 2-3 kere yapak gerekki o zamanda tahmin edersiniz başka iş olmaz... şehrin dışında yaşamanın sonucu mu bu ki?
kitabım daha bitmedi, hemende bitmez...
seyredecek film bulamıyorum keyfime göre, ama çocuklar duymasın benim için haftada 2 gün oluyor da o başladığında ben oğlumu uyutuyor oluyorum. sonrasındada yemek işi var. artık mutfakta yiyoruz 1 yılı aşkın süredir. mutfağa tv almayı kocacışa söylüyordum ki pişman oldum zaten bir masada iki laf ediyoruz diye kocacış bir başladı .... :))
ancak hala diş buğdayı yapmadım...

4 Şubat 2011

diş iznindeydim

yine yokum, çok işim var çok... daha doğrusu işimiz var.
oğlumla nezle olduk gibi olduk, hani eskiden olsa nezle bile demiyeceğim kadar hafif ancak söz konusu oğlum olunca iş ciddi. hani bununla bitse iyi bizim evde tazecik 2 diş var:)))
kış dolayısıyle kapalıyız. soğukta gezecek keyifli bir yer yok, ev gezmelerini virüs dolayısıyla askıya aldık. oğlumun bu günlerinde, okumalar, seyretmelerde askıya alındı. ev toplandıysa, yemek yapıldıysa işler bitmiştir. geri kalan tüm zaman oğlumun. hani pek öyle eziyet etmedi ama bendende ayrılmadı. yanağını yanağıma, elime, koluma dayadı, bacağımda yattı durdu. tebessümü eksik olmada neşesi tamda olmadı.
şimdi diş buğdayı yapacaz oğluma...

28 Ocak 2011

evet lale abla klasiklerden okuyorum. ben bir kaç kitapta bir araya koymaya çalışıyorum. güncellerde keyifli tabikide. buna gıcık oldum. korsan almadım o hologramı falanda var ama içinde baskı hataları var. aynı paragrafın altında tekrarı olan yerleri çıktı

20 Ocak 2011

pazar

bu gün oğluşumla çıktık. hafta sonu yağış geliyormuş çıkamayız diye bu gün çıktık. yağmurda araba kullanmaı beceremediğimi ayrıcada oğluşun arabasını komple kapatmak zorunda kaldığım bu nedenlede oğluş terlediği için yapışlı havalarda mecbur olmadıkça pek çıkmıyoruz. gerçi her ne kadar kötü hava yoktur insnaın azırlık olduğu hava vardır feksefesini benimsesemde işe gelin görün teknik şartlar tam olmuyor. ha bana arabayla çık diyorlar. ee yani oğlanı aabaya koy, dolaş gel espirisi ne bu bunun, çocuk hava almadıktan sonra sadece evde yatağında değil, arabada koltuğunda uyumuş olacak:)))
neyse biz bu gün pazar çıktık, annem sinir olsada:) o bebeği bana bırak sen çık dedi ama, ben pek bırakmıyorum biliyorsunuz sizde, şöyle bakıyorumda yaşını doldurmasına çeyrek kala sadece toplam 3,5 saat ayrı kalmışız oda ilk günlerdeki mecburiyetlerden. pazar keyifli geçmedi, sanırım bri daha çıkmam. oğluş kocaman oldu, arabasının üzerinde yinede araba koltuğu konulmuş şekilde geziyor, ee oğluşun ağırlığına arabanınkini, üstünede aldıklarımı ekleyin. bana daha pratik geldiği için evin ( park, trafik sorunu yok ilk önce) otobüs dolmuş kullanıyorum. onca ağırlığı bindirirken bu gün beli sakatlayacaktim. zaten bir bacak kalcadan hafif hafif uyuşma emareleri göstermeye başladı. pazarın kuru kısmı kalabalık ve tozluydu. zaten bu sene en çok sevdiğim alışveirş bebek için olan. hoş çok acemiyim. hamileliğimde bebek alışverişi ile uzun süre ilgilenmedim biliyorsunuz. malum bilmem kaçıncı hamilelik olunca asıl olan sürmesi idi. pek çok şeyi kaçırmışım bebekler için neler varmış neler ben görmemiş bilmemişim. duygu ihticanım olmayanlarada bak canım, gün geliyor gerkeiyor var olduklarını bil, hem ne nerede satılıyoruda bil:)) ( duygu mother&care de %50+25 indirim var. ileir aylar için alınacak klasikler var uğramışındır ama olsun) burada kanz var oradada 750 indirim var aslında bu gün pazara uğramasaydım alt komşumun kızı için alışveriş yapacaktım ordan. bebeği 40 günlük fıtık ameliyatı oldu onlar çıkamıyor. indiirmdede pek bir şey kalmıyor beğendiğinin bedeni falani rica etti. hem kız bebeğe alışveriş deneyim yaşayacaktım ama gözüm yemedi. fakat uzatmamak gerek alınacak bulmak zor sonra.
haaa geçen hafta sonu nihayet kitap aldık kocacışla, bir kaç güncel kitaptan sonra kırmızı ve siyahı aldık başladım ama bu günlerim iyice uykusuz geçiyor bir kaç sayfanın sonunda bayılacak gibi olup sızıyorum. gündüz oğlum uyurken uyuyamıyorum onun maması, çamaşırı, ütüsü, ... gece artık ne kadar olursa, hep derim bölünmüş uyku benim için az uyumaktanda kötü diye ama, hala kalkıyor oğlum. benim bebekliğime hiç benzememiş bu konuda. nerdeyse saat başı emiyor, uyku sersemi tam doyuramıyor karnını emerken uyuyor o nednele hemen yine uyanıyor bu durumda ben uykusuz her gece:))))) ha sakın yanlış anlaşılmasın asla şikayetçi değilim. ben bu işe bilşerek girdim. kocacışla birbirimizi unuttuk, kendime eskisi gibi bakamıyorum falan ama asla şikayetçi değiliz. değiliz çünkü biz bu bebeği çok istedik çok daha kötü günler geçirdik ona ulaşmadan. kocacışın bebekleri olmuş olsada dr da o kötü haberleri aldığımız günler konuşulmasada hafızalarımızda daha, o nedenle biz bunları tebessümle karşılıyoruz. onun o gülüşü, hele hele o kahkası, hata şimdilerde başlayan çığlıkları herşeye değer :)))))
hafta sonu abimiz gelecek, şimdi babaannesinin yanında küçük abimizle birlikte. o gelmeden yemek yapmalı ( hoş o pek bir şey yemiyor ama olsun) yapıp dolaba, hatta biraz dondurucuya atmalı. o dondurucudaki yemekler hep kurtarıcım oluyor. ( duygu sen ikram hazırla misafirlerin için dondurucuya, vaktim olursa kendinede yemek) evi toplamalı vee yarın oğluşumun banyo günü. istisnasız her gün duş alıyor ancak cuma günleri bol köpüklü banyo günü dr umuz haftada 1 gün şampuan veriyor.
hadi hemen yine yatmaya gidiyorum.

17 Ocak 2011

blog arkadaşlarıma

ilknur blog un bulunamıyor ne oldu, okursan bir birdiriver merakayım.
ha birazdanda mail atacam sana ona göre bir yerden ses ver. msn dede hiç yoksun bak...
lale ablayı çook kaçırmışım fırsat bulsamda o tadı damakta kalan yazılarını kaçırdığım maceralarını okusam
duygu hep aklımda, onda kendimi tekrar ediyorum gibi oldum. alışverişlerimi, doğum sancımı yaşadım şimdi sayfasında. ona öyle çok yazmak istiyorumki. sonra müdahale etmemek adına vazgeçiyorum nede olsa herkes kendi doğrultusunda yaşasın diyorum. mesela sancın gelince başın kalabalık olmasın diyecem vaz geçiyorum. belki onun için zor olmaz demi ama

oğlum iyileşti.
saçlarım kesildi, eve geldim kcoacış dahada kısa kestirseymişin dedi. ama tekrar gidemem oradaki saç kurutma makineleri oğluşumu çok üzüyor korkuyor oğluşum. ayrıcada artık bensiz olamıyor. kış gelip çok başbaşa kalınca bana çok düştü.
yazacak çok ama zaman yok
uyku uyku...

6 Ocak 2011

yeni yeni




yeni bir yıla girdik bizim evde her gün yeni bir şey oluyor oğluş sayesinde. her gün yeni bir şey katıyor dağırcağına, ama hala nezle hala diliyorum alerjik olmasın nezle olsunda gelsin geçsin diye... salonun büyük bir kısmı ona tahsis edildi. el halısı kaldırıldı o şimdi hem oynuyor hemde emekleme antremanı yapıyor. yani oğlum antremandayken ben de bunları yazıktırıyorum:)))



bu sabah kocacışa bozuldum. oğluş doğduğunda bana şöyle dokunmatik ekranlı falan bir telefon almıştı. bu sabah kalktım baktım ki benim telefon gidiyor. daha iyisini beğenmişmiş bana ne ben onu istiyorum daha iyisini değil demedim bile çünkü böyle bir şeye kalkışırken bana sormadı bile.

sabah iştimalarımız gittikçe erkenleşiyor da, asılsorun gece nöbetleri onlar belirsiz...

uykusuz günlerdeyim hiç olmadığı kadar.

yinede her şey normal gibi yaşımaya çabalıyorum. en büyük sorunum hala elektrik süpürgesi kullanımı. yemek zaman zaman sorun olabiliyor da o çok önemli değil bir şekilde hal oluyor. hala kitap alamadım. çevremde nezle grip salgını nedeni ile pek evden çıkmıyorum. planladığım bu değildi her durumda dışarı çıkacakım sözde ben ama gelin görünki her şey plana uymadı. oğluşumun nezle kaptığını düşündüğüm bebek 15 gündür iğneye giidyor düşmeyen ateş nedeni ile olunca gözüm korktu.

oğluşum tam bir luli hastası oldu. bizede onun oyuncağını aramak düştü. kırık yumurtadan bezi olan üçgen suratlı o civciv çıkınca her şey yoluna giriyor oyuncağınıda sever dedik. her dışarı çıktığımda arıyorum hala bulamadım. bir yandanda sanki müziğine hayran mı acaba diye düşünüyorum. çünkü arkası dönükken bile fark edip ağzı açılıyor, eller çırpılıyor sonrada eller ağza gidiyor. hala çılgın gibi kaşınıyorlar ama gelen giden yok.

misafir tempomda ciddi bir düşüş var. benim de gezmelerime engel olan hastalık kadar birde bebeklere davranışlar. gittiğim yerde eliyle dişini kontrol eden, küçük çocuğuna oğluşu vermeye kalkan hatta yediklerimizden tattırmaya kalkan. insnalara şaşıyorum. kimsenin bebeğini değil çocuğunu bile izin almadan elimi sürmeyen benim için bunlar hayret verici. korkarım bir gün o ikramlardan çiğneyip veren çıkacak diye. insanlar ne düşünüyor bilmiyorum. tamam çok evhamla bebek büyütmemek kararındayım da bu kadarı... yani en azından bana sorabilirler demi ama. ki benim korkularım arasın enfeksiyon kadar alerjide var o nedenle her tattırdığımda korku ile takip ediyorum...

birde bir bilen varsa lütfen söylesin her çocukta böyle tutarsızlık olurmu? günü gününe tutmuyor. kimi gün yemeklerini yiyor uykusunu uyuyor kimi gün ağzı su için bile açmayıp uyumamak için resmen direniyor ve gece uykusuda en çok 1 saat deliksiz oluyor. saat başı uyanıyor. lütfen fikri olan yazsın her fikre açığım.