EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

29 Nisan 2010

04.05.2010 07:00

bu gün dr kontrolumuz vardı.
bu gün ilk kez çok mutlu çıkamadım kontrolden öncelikle ilk kez oğluşum kilo almamış çıktı ultrason kontrolunda. hep haftasından büyük çıkıyordu bebeğim kilosu oysaki.... kocacış olmaz, dr olmaz desede o sırada ekranda gördüğüm kilo ile ben üzüldüm. son aya rağmen ben 1/2 kilo vermişim. hadi ben verdim oğluşum alsaydı bari... çok sıkıldı canım çok:( dr kilo ölçü alışımıza bağlı sen takılma hatalı olabilir, gelişimi iyi sen ona bak desede, o da tansiyonum ve şekerim nedeni ile endişeliydi, bu haftaya bu şekilde gelip riske girmek istemiyorum, ama bir yandanda beklesin içeride gelişimini tamamlasın istiyorum diyerek epey düşündü dr umuz... bana beklermisin dedi, ben 1 ay da beklerim, ama hani beklerken başka aksilik çıkmasın diye düşünüyorum... dr bende öyle dedi... en sonunda konuyu kocacış ele aldı, dr bey madem sen bu kadar düşünüyorsun beklemeyelim artık seni bu kadar düşündürecek haldeysek, sağlığı yerindeyse en uygun tarihte al dedi... dr hemen tamam 04.05.2010 dedi. ben bari 05.05.2010 olsun dedim. o gün tüm hastaneler çok kalabalık olur, hiç gerek yok biz bir gün önce alalım daha rahat dedi... tamam dedim tecrübeye bir şey demiyoruz. veee ben bu kez biraz hüzünlü kapıdan çıktım...
hem bebeğimle bu bağımda son 4 gün, hem kilo almamış olmaması... biraz gözü yaşlı geldim eve... oğluşum bu gerginliğe rağmen içerideki son günlerinin keyfini çıkarırcasına yüzüyor oynuyor ama bir yandanda idrar tobama inanılmaz baskı yapıyor kafası ile, tekmeleri ve yumruklarıda son derece etkili... ben bunlardan şikayetçimiyim ? hayır, keşke oğluşum daha çok kilo alabilseydi, kocaman olsaydıda bu tekmeler daha da kuvvetli olsaydı, hatta canımı yaksaydı keşke...
yani salı sabah hatta sabah olmadan evden çıkıyoruz ve allahın izni ile inşallah oğluşumla sağ salim dönüyoruz... o güne kadar evdeyim... lütfen sizde bizler için dua edin, her türlü iyi dileğe ihtiyacımız olacak...

27 Nisan 2010

SAYILI GÜNLER KALA...

sayılı gün kaldı, en azındna ben öyle düşünmek istiyorum. her şeyin güzel olacağını bir aksilik olmayacağını düşünmek istiyorum. bu kalan günlerimizde bol bol sevişiyoruz oğluşumla:))) o oynuyor, tekmeliyor tekmelenmek bu kadar mı hoşuna gider insanın mazo-sadist bir duygu gibi görünsede tekme karnımın içinden gelince hiççç öyle olmuyor, onun tadı başka. onun orada yaptığı bir hareket varki her zaman yapmıyor onu, ama yapınca dünyanın en güzel lunapark oyuncağından daha hoş duygular uyandırıyor insnaın içinde sanki yükseklerden düşüyormuşum gibi, içimde bir girdap oluşuyor sanki bir yerlere bir baskı yapıyor ama baskı sanki iç gıcıklıyor gibi hoş geliyor yani tarifi imkansız şeyler... hani bumu yoksa disneyland mı deseler ben hiççç düşünmem. bu duyguyu yaşayabilmek için bin kez milyon kez hamile kalırım, hatta sonsuza kadar hamile yaşayabilirim:)))))))))
bu arada görüntü asena nın karnına göre 20 kat göbeğe rağmen bu olaylar yaşanırken göbeğimi ondan fazla oynatabiliyorum ki, hem o sadece aşağıdan yukarı doğru hareket ettirirken göbeğini ben sağdan sola yada soldan sola da hareket ettirebiliyorum, hatta çapraz bile:)))))))) yani sol alt şiştikten sonra hop iniyor, sağ üstte kocaman bir hareket beliriyor veee bunları yaparken de hiççç sırtım hareket etmiyor. evet onun 20 kat kocaman göbeğime rağmen ondan daha kıvrak hareketlerim var resmen:))))))))))


evde yanlızım, annemler yok, annem sıkıldı sanırım. babanem ağlamaklı bu son ve an ağır günlerimde yanımda olamadığı için. o her anı benimle geçirmek istiyor bu hamileliğin benim gibi hiç bir anını kaçırmak istemiyor:)) yardıma ihtiyacım olduğunu düşünüyor. bu durumda bir hamilelin yanlız kalmaması gerketiğini söylüyor ve tüm duygusallığı ile ağlamaklı... annem ne yazık ki, kocacışla anlaşmakla zorlanıyor, birbirlerinin sinirlerini zıplatıyorlar ama en çok anneminkiler zıplıyor çünkü kocacış bebeği düşündükçe sinirsizleşiyor artık. o oğluşunun gelişine odaklandı:))) oğlum beni karnımdaki pek çok marifeti ile kendine iyice aşık ediyor ancak babasını hiç bir şey yapmadan aşık etti kendine. babası gelişine odaklandı, onu eline alacağı ana odaklandı, o anı bekliyor sabırsızlıkla, ekşimik kokusunu içine çekmek için bekliyor, onu görmeyeceğini biliyor ama bir şekilde onu tanıyacağınıda biliyor. tanınma konusunda ikinci sıradada olacak olmak bile ona yetiyor o ikinci sıraya çokdan razı, ilk seni tanıyacak, ilk seninle huzur bulacak diyor, ama benim hemen ardımdanda gelmek ona yetiyor:)))) gazını çıkaracak olmak, kusmuğunu silecek olmak, ilk tuvaletini bekleyecek olmak, hatta o an yaşanırken onu kucağında tutuyor olmak bile istiyor. her ay için planları var...
hayatımızda aslında pek çok şey ters, kötü giderken, olumsuzluklar yaşanırken, oğluşumuz bize şimdiden, umut, neşe ve mutluluk getirdi...
perşembe gününe kadar beklerse, o gün dr randevumuz var. ancak hafifi sancılar başladı gibimede geliyor gibi???? eper bu günlerde olursa. sonradan hep temizlik yaptıktan bilmem kaç gün sonra, yada o gün ütü yapıyordum falan diye konuşabilirim. çünkü malum yaşanan alerjilerden sonra mesela dün teyzem geldi biraz yardım etti, evde temizlik yaptım. az önce 2 makine çamaşır yıkadım. hani çamaşır yıkamak iş dğeil tabii, ama bu durumda çamaşırı sermek iş:))) yinede bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, yemek yerleri paspaslamak, toz almak, etrafı toplamak yapabildiğim işlerden. hala elektrik süpürgesi işi için muhtaç durumdayım özellikle son makinem resmen halılara kilimlere yapışınca kullanmak iyice zorlaştı... gece nedense kramplar kalçama giriyor ki buna çok gülüyor kocacış:))) insanın göbeği şişer kalcaları neredeyse zayıflardai sonr ayatmaktan nasıl olurda onlara kramp girer anlamıyormuş:))) aslında vajinal doğum yapma şansım yokken bu işleri yapıyor olmam onu rahatsız ediyor doğumu çağırmamdan korkuyor, haklıda o şekilde doğum başlamasın istiyoruz çünkü... dr sezeryanda karar vermişti demiştim demi????
yarın sabah sağlık ocağına gideceğim, her yerde böylemi bilmiyorum ama bağlı olduğum sağlık ocağı kontrol günüm gelince telefonla çağırıyor beni:))) orada kan verecem, bebeğimin kalp atışları sayılacak, tansiyon kontrolu yapılacak vs... perşembe dr a gidecem, ayarlayabilirsem çocukluk arkadaşımla buluşmayı planlıyoruz, doğumdan hemen önce en kocaman karnımda beni görsün diye, belki şekerler ilgili son bir kaç ayarlama, ekleme yaparım özelliklede dr tarihi beklediğimizden öne alırsa şekerleri alır gelirim bile belki??? onun dışında alınacak bir şey kaldıysada benim haberim yok artık:)))))))))))
sonrasında hala devam eden ev hapsimle evde oturacam ve bebeşimi göreceğimiz günü bekleyecem... :))) !!!

25 Nisan 2010

ben o kelimeyi henüz bilmiyorum

geçen gün oturdum yazmaya başladım, bitmeden hop karnım acıktı bıraktım gittim, yemeye daldım, yazı sizlere ömür:)))
sonra 23 nisan geldi o konuda yazmayı planladım, ama fırsat olmadı, oysa dünü evde tek başıma geçirdim ama şekerim düşünce halimde kalmadı bir kaç kelimede olsa yazacak...
annemler perşembe sabah teyzemle çıktılar ve evlerine gittiler... bebek gelmeden önce onlarda son hazırlıklarını yapacaklarmış. baharlık kıyafetlerini hazırlayacaklarmış, annemin gideceği yerler varmış vs... sanıırm o koşuşmaya girmeden kendilerini kampa alıp kafa dinlemeyi planladılar:)))
iki gündür teyzemde full proğramla sabah kahvemizi içer içmez evden çıkıyor, ben yat yuvarlan ev hapsindeyim:) kocacış dediğini yaptı geçen cumartesiden beri evdeyim... ama yeter deme noktasındayım. gerçi çok şikayetçi değilim. mesela dün akşam kardeşimle eşi bizdeydi yemekte, önce eşi geldi, balkonda aperatif lerle tıkındık, ben meyve o cips ağırlıklı:))) sonra yemek işine girdik çünkü dedim ya şekerim düşmüştü hiç bir yemek yoktu ama ben fırında patatesli kabak, misafirim taze fasulye, kocacışta sebzeli makarna pişirdi, yemekler pişti kardeşimde geldi, balkonda ilk akşam yemeğimizi yedik.
ben günlerimi evde geçrisemde herkeslerin proğramlarıda olsa, biz oğluşumla hala kahkahalarlayız:))) çok keyifli zamanlar geçiriyoruz. karnımdaki hareketleri seyretmek o kadar keyifliki onu anlatacak kelimeyi ben henüz bilmiyorum... karnımda sağ yan tarafımda ayakları var oğluşumun orada tekmeler atıyor o ayrı, o büyüdükçe kubvvetlendikçe tekmleride kuvvetleniyor. birde karnım artık benden bağımsız bir alan halinde hareket ediyor, su dolu ama hareketleri ben kontrol edemiyor ama seyrediyorum. oksadığım yere kendini dayıyor hala:))) sanırım dokunulmayı sevecek oğluşum, dokunulmayı, sevilmeyi:)))
bu ilişki şeklimizin değişmesine sayılı günler kala, hiç uyumadan başka kimse ile paylaşmadan her anının tadını çıkarmak istiyorum resmen. karnım dalgalı deniz gibi göründükçe, bir yanı inip, bir yanı binen karnıma bakıp gülüyorum. içimde yarattığı hissi kadar insana keyif veren başka ne olabilirki bilmiyorum... çok erken yaşlarda bunları yaşasaydım sanırım kalan zamanımın tamamını hamile geçirirdim hayatımın diyorum bana gülüyorlar:))))
dün kardeşimin eşi ile konuşuyoruz, oda hamilelik planlayan, isteyen, bekleyenlerden allahım inşallah nasip eder. benim fazla kilo almadan, ödem yaşamadan, görüntümün hala normal halime bir karın koymuş gibi görünmemden konuştuk. evet normal halimden bile belki daha ince haldeyim ama karnımda kocaman bir top var. ona göre çok hoş görünüyormuş:))) bana o kocaman karnın neler hissettirdiğini sordu, ağırlık, kramp, ağrı yapıyormu diye? ben son haftaya kadar hiç bir rahatsızlık duymamıştım ancak bu hafta gece yattığım yerlede ağrı başladı hafiften. ancak banada tüm aile şikayet etme kızı korkutma deyip durdukça... yani kim hiç bir rahatsızlık olmuyor dememe inanır, yokefendim normalden bile rahat desem mesela demi:)))) ama gerçektende şikayet edecek bir şey yok benim açımdan. işte o zaman anladım ve ona dedim ben bebek isterken hamilede kalmak istedim. hamileliği yaşamak istedim. bu karnı çok istedim bekledim o nedenle bu sırada olan şeyler bana zor gelmiyor. evet kanrımın böyle çıkmasını istedim, mideme baskı yapabileceğini bile bile, ama istedim. göbeğimin gerileceğini bile bile ama istedim diye anlatınca beni anladı... ben yaparkende bir aşk bebeği yapmak istemiştim. kocacışada söylemiştim. stres istemiyorum, mekanik hareketlerde istemiyorum diye. kocacışı istemeliyim, sonra o noktada ondan bir bebek istemeliyim ki o sırada bebek yapmalıyım ve o bebeği yapışımı her düşündüğümde yüzümde gizlidende olsa bir tebessüm uyanmalıydı. aynende öyle yaptım. tarihini her ne kadar dr da vermiş olsa, yumurtayı aman kaçırmayında dese, ben kendimi şartlandırmadım. o an o aşk olmasaydı bu bebekte olmazdı... bunu onada anlatınca onun da hoşuna gitti. beni anladı, onada bu bakış açısı keyif verdi, o keyifle bu zamanın daha keyfili geçeceğini oda hissetti... ben böyle yapınca bu süre boyunca olumsuzda sayılacak olaylar yaşansa, insan bir başka bakıyor olaya... bir başka keyifli geçiyor zaman. sonra işte dr da çok pozitif bir hamile oldunuz siz ki onca terslikte yaşanmışken diyor size... çünkü siz o bebeği isteyerek yapıyorsunuz, yapmadan istiyorsunuz ,onun getireceği herşeye hazır oluyorsunuz...
şimdi bizi bebek bezi kokuları, kusmuklar ve uykusuz geceler, ağlama sesleri bekliyor olabilir... olabilir diyorum çünkü belki bu kadar olumlu düşünce bebeğimide etkiler de çokkk huzurlu bir bebeklik, çocukluk geçirir ama yinede olabilecek herşeye hazırlıklı bekliyoruz. hazırlıklı bekliyoruz ama herşeyin çok güzel olması içinde dua ediyorum. önce bebeğimin sağlıkla doğması için, sağlıkla büyümesi için, mutlu olması için, huzurlu olması için... sonra diğer olumlu ve güzel dileklerimi sıralıyorum dualarımda....

18 Nisan 2010

sürpriz ikinci kahvaltı

dün akşam kardeşimi çağırdık. hadi gelin dedik, bakalım dedi. o sırada kocacış yattı hatta birde koltukta değil, yatağına gitti yattı ha birde pencere açtı uyumak için yani bizim buralara bahar iyice yer etti kendine:))))))) o uyudu kardeşim aradı abla işten yeni çıktım çok geç hadi yarın gelelim dedi, tamam ablam dedim, ama uyanınca arayında kahvaltıya ona göre bekleyelim dedim.

gece yarısı kocacış uyandı, bende uyanmaya çabalarken çocuklar geldi beni neden uyandırmadın paniğinde kıyamam:))) yok yok gelmediler dedim gülerek:) uyuduk...

sabah kalktık, mümkün olduğuncada geç kalktık, aslında ben sabaha karşı aç uyandım ama kalkmadım. kalkıncada epey oyalandık, kahvaltıyı hazırladık dayanamadım bizimkilerin telefonunu çaldırdım açan olmadı. oturduk sofraya tam bitirdik kardeşim aradı kahvaltı yaptınız mı diye? şimdi ama siz gelin ben ikinciyi sizinle yaparım dedim. aslında gelmezler dedim ama hemencecik geldiler, onlara balkonda kahvaltı hazırladık, gelirken sosyete simiti getirmişler hepimiz biraz biraz onlara eşlik edip ikinci kez kahvaltı yaptık:))))))

aslında benim sabah boğazım ağrıyordu, o keyfimin kaçtığı gece çok terlemiş ve üstüm çok açılmıştı, biraz orada birazda iki gündür sokakta terleyerek keyfi kaçırdım sanırım. bu gün kimse beni dışarı çıkarmadı, kardeşim herkese tembih üstüne tembihledi, bunu salmayın diye:) salmayın, arabasız dolmuş otobüste gezmesin sarsılmasın ve araba kullanmasın diye diye:)))

kahvaltılar sonrasında çay kahve keyfi yaptık balkonda, karşıdaki okuldada 23 nisan provaları vardı o sırada bol bol da müzik dinledik sohpete eşlik:)))))))))

çocuklar gitti, annemler işe daldı, biz kocacışla tvbaşı yaptık. sonra kocacış star trek serisinin son filmine başlayınca bende odaya geçtim, dün aldığımız süslerle ve evdekilerle yapılacaklarımın bir kısmını yaptım. kapı süsü yapmadım. ama yatağı bitirdim. yatağın bir köşesine sakladığım gelinliğimin eteği tülü asıp üstüne çiçekler, kurdeler ve nazar boncukları astım. annemler takı yastığı diye bir şey hazırlamışlar dantelden, yok dedim o öyle olmaz onun içine janjanlı bir mavi astar koyup, kenarlarına mavi kurdeleler geçirip fiyonk yaptım ve minicik yastık dengesiz göründü gözüme bende onuda kurdele ile yatağa bağladım. aslında dahada süsledim ama benim gözüme daha bir hoş göründü ne garip:;)))) düz bir nevresim için ütü ile yapışan çıkartma almıştım onları baskılayıp kaldırdık. bana göre çok iş yaptım geldim yine oturdum kocacış dedi hadi sen bir yürü hazır alışmışken ehh iyi dedim. ama sitede dedi:!) sitenin marketine kadar gidip ekmek falan aldık. gelince uzandım.

uzandım ama oğluşum yine mideme doğru hareket edince midem ekşimeye, yanmaya başladı. uzun oturdum bende, bu oturuyorum ama ayaklarımı kocaman uzatıyorum. uzattım oğluşum yine kendini oradan oraya atmaya başladı karnımda, onu seyrettim, onu okşadım:))) yemeği bu gecede kocacış ve annem hazır etti ben bu keyfi yaparken:) annemler eve gidince bakalım nasıl ve ne kadar yapacam:)

sırt ve belimde ilk kez ağrı hissettiğim oldu bu günlerde, galiba yorgunlukta etkili:))) vee el bileklerimde ağrı var, gece uykumda bile hissedilecek kadar ağrı var, sanırım magnezyum içmeliyim artık:)))

veee bu işleri yaparken aklımda lale ablanın isteği vardı. bunların fotoğraflarını istemiş fotoğraflamak kolayda bilgisayardaki aktarım programını kocacış silmiş yine, son geldiğinde oğlu yüklemişti kocacış yine silmiş ne derdi var bu programla anlamadım ki? neyse illaki bu işi çözecem ve yayınlayacam oğluşumu paylaşırmıyım bilmem de, yatağını, yastığını, sepetini yayınlarım artık:))) ve bunları düşünürken her zamanki gibi bebek bekleyen, bebek isteyen herkes için ayrı ayrı dua ettim, hatta lale abla sana torun için dua ettim. ve illaki de bebeğime sağ salim sağlıkla kavuşmak için dua ettim. allah banada tüm isteyenlerede nasip etsin ve benim için iyi dileklerini bırakan, bizi merak eden sizlere allah kendi bebeğinizden yada torunlarınızdan çok daha güzellerini göstersin...

bu arada gece yarısını geçti saat, kırsalda serin bir evde oturan ben pencereyi açtım, hamilelikte yangınlardamıyım, yoksa gerçekten ciddi ciddi ısındık mı? dün askılı ile gezen vardı da, hatta bende bunlar aslen izmirli değildir dediydim:)))

17 Nisan 2010

YOK ARTIK DEDİRTİYORMUŞUM

DÜN DE SOKAKTAYDIM BU GÜNDE:)))
EE MALUM PERŞEMBEDE EVDE DEĞİLDİM:))))
PERŞEMBE İÇİN KİMSE BİR ŞEY DİYEMEDİ TABİİ, ANCAK DÜN BENİ SOKAKTA GÖREN KARDEŞİM KENDİNİ YOLUN ORTASINA ATTI, SENİN NE İŞİN VA DIŞARIDA DEMEK İÇİN KELİMELER KARIŞTI DİLİ DOLANDI RESMEN, ÖNCE AĞZIN BURNUNDA DEDİ ANNEMLE GÜLDÜK:)) ANLADIK KARNIN BURNUNDA DEMEK İSTİYOR. ABLA LÜTFEN HEMEN EVE GİT HAVA ÇOK SICAK BİR ŞEY OLACAK KORKUYORUM DİYORUM HİÇÇÇ TAKMIYORSUN KİMSEYİ DEDİ. GÜLDÜM, EKMEK ALDIM, ANNEMLERİN GÖZLÜKLERİNİ ALDIK GÖZLÜKÇÜDEN, BİZDE DAYIMIN HANIMI VARMIŞ DİYE SİMİT ALDIK, BAŞKA NELER YAPTIK BİLMİYORUM EVE DÖNDÜK, YENGEME SEN ÇAYI KOY DEMİŞTİK, EVE GİRİNCE ÇAY HAZIRDI, ODA GELİRKEN BİR ŞEYLER ALMIŞ BİZDE SİMİT ALMIŞTIK OHHH BİRDE BALKONA KURDUK TEZGAHI:))))) ÇAYLAR, BÖREKLER, KURABİYELER, SİMİTLER DERKEN, ÜSTÜNEDE KAHVEMİZİ İÇTİK. ANCAK SONRA GELDE AKŞAMA YEMEK YE, KOCACIŞA AYIP OLMASIN DİYE SOFRAYA OTURDUK, EE BİR ŞEYLERDE YEDİK... VEEE BEN SABAHI SABAH ETTİM RESMEN, GECE SOĞUK TERLER DÖKTÜM MİDEMDEN GELEN ATEŞLER BİR YANDAN DIŞARIDAN BASAN ATEŞ DİĞER YANDAN. KOCACIŞTA DURMADAN ÜSTÜMÜ ÖRTÜYOR:(((((( IYYY O KADAR SIKIŞMA, SANCIDA YAPTI KÖTÜ BİR GECE GEÇİRDİM. SABAH KALKTIM AYILIRIM DERKEN,İ KOCACIŞ HADİ KEMERALTINDA İŞLERİNİ HALLET NE DERSİN DEDİ? EHH DEDİM. ANNEMDE HAZIRLANDI ÖĞLENDEN ÖNCE EVDEN ÇIKTIK. KEMERALTI HAREKETLENMEDEN, BENDE AĞIR AĞIR YÜRÜYEREK DOLANDIK, ÖNCE DÜĞME, FERMUAR NEYİN KALMIŞ EKSİK ONLARI TAMAMLADIK. SONRA BEBEĞE BAŞLIK BAKTIK ÇOK GÜLDÜK, NE KOMİK ŞEYLER YAPMIŞLAR HOLİGAN ŞAPKASI GİBİ OLANLAR BİLE VAR:))) ORADAN BEBEK SÜSLERİ SATAN YERLERİ GEZDİK, EN BÜYÜK ŞOKU ANNEM YAŞADI YOK ARTIK DİYE DİYE... SONRA MEVLÜT İÇİN ŞEKER YADA LAVANTA KARAR VERMEDİM AMA ŞEKLİNİ SEÇTİM, ONLARI KOYACAK BİR SEPET, HASTANE İÇİN ÇİKOLATA, KAPI İÇİN SÜS SEÇTİM. HASTANEYE SÜS GÖTÜRMEMEYE KARAR VERDİM. ASLINDA HEPSİNİ ÇOK BEĞENSEMDE ÇOK ABARTILI BİR ŞEYLER YAPMAYAYIM DİYE DÜŞÜNÜYORUM AMA... BANA SEPET ALMAK BİLE ABARTILI GELDİ AMA? SONRA BİRAZ TÜL, TÜL ÜSTÜ SÜSÜLERİ, NAZAR BONCUKLARI ALDIK ONLARLA EVDEKİ YATAĞINI SÜSLEMEYİ DÜŞÜNDÜK... SONRASINDA BİRER DAHA DOLANDIK, FİNCANDA KAHVEMİZİ İÇTİK, ALINACAK BİR KAÇ ŞEYİN YANINDA KAHVEMİZİ ALDIK DÖNDÜK. ZATEN HAVA O KADAR SICAKTIKİ, BEN BİR PENYE ELBİSE İLE ÇORAPLARI ÇOKTAN ATMIŞ HALDE DOLANDIĞIM HALDE, ÇOK SICAK GELDİ... SABAH EVDEN ÇIKMA KONUSUNDA ENDİŞELİYDİM GEÇİRDİĞİM GECEDEN SONRA, ANCAK YÜRÜMEK İYİ GELDİ SANIRIM MİDE SORUNLARIM HALOLSADA, YİNEDE YORGUNLUK VARDI. KASIKLARIM AĞRIMAK ÜZEREYDİ EVE GİRDİĞİMDE, HEMEN UZANDIM... ŞİMDİLİK SÜSLERİDE HAL ETTİĞİME GÖRE EV HAPSİNE GİRİYORUM SANIRIM.... KALAN SON 20 GÜNÜ EVDE MÜZİK DİNLEYEREK GEÇİRECEM GİBİ GÖRÜNMEKTE. ANNEMLER SON İŞLERİDE HALLEDİP YARIN YADA SONRAKİ GÜN EVLERİNE DÖNECEKLER SANIRIM. YİNE YARDIMA GELİR GİDER SANIRIM ANNEM AMA, ONLARDA EVDE BİZDE HAZIRLIKLARIMIZ YAPALIM BAHARLIK KIYAFETLERİMİZİ FALAN ALIP GELİRİZ BAHAR İÇİN DİYORLAR. BU ZAMANIDA BİZ OĞLUMLA BAŞABAŞA GEÇİRİRİZ GÖBEK BAĞIMIZ AYRILMADAN ÖNCEKİ SON GÜNLERİMİZDE... BİLİYORSUNUZ BU KONU HER NE KADAR BENİ HEYECANLADIRIYORDA OLSA, BİR YANDANDA YAŞADIĞIMIZ ŞU GÜNLERİN SONU GİBİ GÖRÜNÜYOR... NE GARİP... GÖBEĞİNDEN BANA BAĞLI OĞLUMLA ALLAH İZİN VERİRSE İLİŞKİMİZ FARKLI BİR BOYUTA TAŞINACAK BU GÜNLEİRN SONUNDA...

KEMERALTINA GİRERKEN BULDUĞUM SELİNDRELLA YI ÇIKIŞTA ALMAYI UNUTTUM YORGUNLUKTAN:((( HALA TREVENİAN A DEVAM EDİYORUM....

15 Nisan 2010

35-37

gittik-döndük
kontrollerimizi olduk, oğluşumu esnerken gördük, dr amcası fotoğrafladı, eli yüzünde vesikalıkta çekti. hem çekti hemde bunu scanerdan geçireceksin bak diye verdi bana. en son tam kontrol biterken geçen sefer iki ayağını birbirine çatmış poz vermişti, bu sefer tek ayağının tabanını uzattı ultrasona ve hemen o an da ölümsüzleştirildi dr umuz tarafından. çok güldük, geçen sefer bu bebek olmuş derken bu sefer adam olmuş dedi dr umuz tamda beklediğim gibi:)))) oğluşum bu gün itibari ile min.3350gr olmuş, aslında daha tontondu ama dr umuz küçültmeye çalıştıda çalıştı ancak bu kadar oldu dedi. veee vajinal doğumu şartları değerlendirince çok hırpalanırsın buldu. yaşım, tansiyonum, şekerim ve bebeğin boyu, kilosu hepsi bir araya gelince hiç çatı ölçmeye gerek yok dedi. mayısın ilk günlerinde alalım dedi. 29 nisanda hala bir gece ansızın gelebilirim şarkısı çalmamışsa bizim hayatımızda, biz o gün dr da olacaz ve planların üzerinden geçecez son kez. hastane kararımız bu gün bir sarsıntı geçirdi, belki değişecek. önümüzdeki hafta kocacış netleştirir sanırım. bu gün verilen sezeryan kararı konusunda aslında içim oldukça rahat çünkü dr um vajinal doğum yanlısı aslında, bu güne kadar da hep bundan yana konuşmuştu ama bu gün kafası karıştı, fikri değişti... ama ekledi lütfen sen yinede yaşını kimselere söyleme nazar değmesin ben bile hep unutuyorum dedi:)) oğluşum yaklaşık 3,5kg olurken, ben toplamda 7,5 kg almışım.
oğluşum bu gün bize el salladı, güldü, hatta esnedi:))) ağzını kocaman açınca hepimiz güldük bol bol ağzını açınca dediğim esnedi oğlum. tombul yüzüze, yumuk yumuk gözlerine bayıldık, gülünce sanki dişleri varmış gibi damakları görünüyordu, aha dedim burası da bana benzemiyor benim gülünce bile dişlerim görünmez dikey darlık var, ama oğluşumun hem damakları görülüyordu, hemde bence çok hoş dudakları vardı, şöyle dolgun dolgun, benim ancak hamilelikte yaklaşabildiğim ama sahip olamadığım dolgunlukta:))) oğluşum çok yakışıklı görülüyordu, oğluşum çok sevimli görülüyordu... babası, dr u ve ben bakmaya doyamadık. tabii bu arada dr amcası onun beyin dokusuna, böbreklerine, kalbine, aortuna, kemik yapısına ve yine ciğerlerine baktı. bize güzel şeyler söyledi ama biz pek anlamadık görüntülerden bir şey.
şimdi bunlardan bahsedipte başka bir konuya geçemeyecek kadar bu anlattıklarımın içinde yaşıyorum. evdeyim, elimde ultrason görüntüleri, beynim, ruhum bebeğimle...
yeni gelişmelere kadar...
düzenleme: tamam msn adresimi verdiklerim yakında göbekli halimide görebilirler:))) ve ultrason resimlerini bilgisayar ortamına daha taşımadım, olunca söz ...

12 Nisan 2010

YÖNETİM KOCACIŞA GEÇTİ

kocacış yönetimi ele aldı:)))
bu güne kadar neredeyse hiç bir şeyime karışmayan kocacış inanılmaz despot oldu ya...
artık benim karnım burnumda olduğumun farkına varma zamanım gelmiş ama bende bu yönde bir hareket görememiş yönetimi ele almış. bundan sonra öyle ortalıklarda dolaşmak falan yok, yürüyüş gerekirse sitenin temiz havasında ve sakinliğinde yapılabilirmiş:)) onun dışında bir yere gitmek istersem o bırakacakmış ama çarşı pazar ııı-ıııhh dedi:))) laf aramızda hoşuma gitti, yani böyle emir almak değil de hani ne bileyim düşünülmek, endişe edilmek hani bir yandan bir yerlerimi okşadı... yoook öyle sürekli falan olsa çekemem, özgürlüğüm neyim, ben özgürüm demeden benimdir, müdahale falan ettirmemde, böyle zamanlarda, eşini bebeğini düşünen bir baba olması hoş geldi sadece. gerçi ben onu kandırır doğumdan önce bir kemeraltı neyin yaptırırım:)))))
şimdilik genel sağlık durumumu korumak adına da, evde yan-gel-yat durumundayım, yarın akşam üzeri eski iş yerime uğrayacağım. haaa ben size demedim demi, iş yerini mahkemeye vermiştim ya, ha işte o mahkemeyi ben kazandım. iş yerim hem tazminat ödeyecek hem işe iade verdi hakim. iş yerim işe almayacakmış ama onuda başka bir tazminata çevirmek için dilekçe vermeye gidecem hazır müdürde yurtdışındayken gidip vereyim dilekçemi, bir kaç arkadaşıda görürüm belki...
çarşamba güzellik salonuna gidecem.
perşembe dr a gidecem
yani kocacış yönetimi aldı ama:)))))))))))
yani benimde boşu boşuna hoşuma gitmedi değil, program dolu:)))))))))
bebeğim hala sol göğsümün hemen altında, ya mideme giden yemeklerin kokusunu alıyor yada kesin süt kokusu alıyor:)))))) hatta o kadarki resmen göğsümün altına giriyor. hani gögüs diyorsam kibarlıktan siz anladınız bebeğin doğunca emeceği yerin altında duruyor. öte yandan göbeğim kaynamakta olan tencere kapağı gibi hareket ediyor.
geceleri beni uykumdan uyandırıp hadi banyoya git diyen kocacış artık sinir oluyor. bir kere çiş için beni uyandırmak zorunda olmaktan, sonra o sırada bebeğin hareketlerini sorup, bilmiyorum uyuyordum dememden. bir sürü hamile ah, of derken bu deliksiz uyuyor banyoya bile uyandırmasak gitmeyecek, o kadar uyuyorki bebek hareketlerini fark etmiyor diyerek beni şikayet ediyor. sonrada hamilelikten bu kadar memnun kimse varmı bilmiyorum, hiç şikayet etmiyor yavrum diyor. veee bende bu gün memenuniyetimin bebeğimin şu an sadece bana ait olmasından kaynaklandığını, oysa doğarsa onlarla paylaşmak zorunda kalacağımı söyledim:))))) kocacış çok güldü:)))) hala oğlumu paylaşmaya hazır değilim. onu içimde tutmak mümkün olsa hep orada tutardım, hep kendime...
oğluşumda babası gibi koskocaman oluyor...
benim gibi minik bir kadına sığmaz oluyor...
ben bu koskacam iki adamla ne yapacam bilmiyorum:))))))))))) olsun ama babasının oğlu olsun, bence hiç bir mahsuru yok. gerçi annem ler bana benzesin, dayısına benzesin, babama benzesin istiyor. bana çoook komik geliyor:)))))) ben siparişimi vermiştim hamile kalmadan çoook önce, ancak şimdilik en önemlisi sağlıklı olması, sağlıklı, mutlu huzurlu olması... ömürlü olup mutlu olması. ben karnımdayken hep mutlu olduğunu düşündüm, çünkü benim gibi ketum bir kadını mutlu edecek mutluluğu bulaştırdığını düşünüyorum. onun mutluluğu bana bulaşmıştır. yoksa bende nerde bu kadar mutluluk... veee ten rengide beyaz değildir diyorum. çünkü ben daha öncede dedim hiç bu kadar esmer bir kış geçirmemiştim:))))
perşembe akşamına kadar programı anlattım. ben en çok tansiyon ve şekere dikkat ederek planıma uymaya çalışırım. olağan üstü bir şey olmazsa size perşembe akşamı dr dan çıkan programı bildiririm?
ee evde olunca aksiyon yaratmak mümkün olmuyor, heleki herkes aksiyondna uzak durayım diye uğraşırken de bebekten başka yazacak bri şey yok. ben durmdan göbeğimi açıp onu seyrediyorum... tv seyrediyorum, müzik konusunda ihmalkar davrandığımı söyleyebilirim...
içeride dışarıda durum budur...
aslında ben böyle göbeğimi açıp seyrettikçe çekilen foroğraflarımda göbeği açık halde, annemlere göre eli yüzü düzgün bir hamile foroğrafım yok, hep çıplak:)))) olmadı burayada yakışır artık bir göbek fotoğrafı demi:))))))))))))

9 Nisan 2010

şimdilik iyiyim...

tansiyon, şeker sıvı gıda sayesinde ayar gitmekte şükürki:)))

dr randevusunu öne almadık, hala önceki prosedür işliyor. o geceki olay benim kulağıma yine bir küpe oldu şimidilik dikkatli gidiyorum diyecem ama öyle değil:))) nasıl diyeceksiniz?

şöyleki

öncelikle annem o geceden sonra acil valiz yapmaya kalkıştı bana kalsa hala yapmazdım sanırım. ben hep son dakikacıyım:))) hele hamilelikte hiç bir şeye özenmeyeceğim, acele etmeyeceğim, vakitsiz yapmayacağım derken, annemin dediği gibi ameliyat önlüğü ile yatardın saatlerce, bebekte gerçekten çarşafla diye söylendi:))) neyse valizi yaparken bir yandan evde yerleşmesi gerekenleri ben, temizliği annem yapmaya başladık. ben kuyruğu doğrultunca doğum sonrası gerekecekleride ayar etmeye karar verdim. babanem sarmaları sardı, annem ütüleri yaptı derken ben eşyalarımı kolilediğim yerden kullandığımdan fazla çaydanlık, servis tabağı neyin çıkarmaya kaşkışınca, hem belki yazlıklar arasından bir terlikte bulur valize onu koyarım diye düşünürken. koliyi annem açtı içincekileri ben yerleştirdiğim için kolinin dibincen çıkacakları çıkarmak için boş LPG tüpün üstüne çıktım. az sonra odasından çıkıp beni orada öyle görünce!!! adama resmen kal geldi, önce ağzı açık kaldı, sonra yok artık dedi, yuh artık dedi, sonra ben bunun fotoğrafını çekip yayınlayacam 40 yaşında doğuma haftalar kala kadın fotoğrafı diye dedi. ben o halde kahkalar içinde kaldım. annem haklısın oğlum ne diyeyim ben buna dedi. kocacış bunun durumundaki kadınlar ah, off ile yerlerinden kalkamıyorken, hiç bir şey yapmıyorken, bunun haline bakın ya... hey allahım oldu adam. olay belki çok büyük görünüyor ama o kadarda değildi. birde dr umuzun geçen kontrolde dediği gibi bunları yapabilmemi aldığım kiloya borçluyum. yani kendime hiç kilo almadım. sadece bebek ve gerekleri kadar kilo almış olmama bağlı. aman hamileler, hamile kalacaklar kilonuza mümkün olduğunca dikkat edin, dikkat edin ki siz rahat edin. gerçekten denildiği kadar alınınca normal hareketleriniz çok az kısıtlanıyor. hani kısıtlanmıyor desem koca bir yalan olur. o kadar karınla yere eğilip ayak parmaklarınıza dokunamıyorsunuz bunu bilin ama, tüp tepelerine falan çıkabiliyorsunuz:)))) bu fotoğraf ta sonra oğluşa gösterilemk üzere saklanıyor... oysa benim tüm çevrem 100 kilo falan alır, doğru dürüst hareket edemez diye düşünüyormuş itiraflar gün geçtikçe geliyor:))) herkes doğuma bir duba olarak giderim, hatta gidebilirmiyim diye düşünürmüş meğersem:)) bu halim herkeslere sürpriz oldu:)) vee yılbaşı gecesi hamileliğimi belli etmediğim düşünülürse şimdi inanılmaz kocaman bir karına sahibim:)) beni bir süre göremeyenlerde şaşkın.
veee sonuç olarak bu akşam itibari ile evde kirli sepeti boş, ütütlenecekler bölümü boş, silinecek cam, çerçeve, kapı kalmadı, her yer silindi, çamaşır suyu ile hijyene kavuştu, bebeşin karyolası kuruldu, cicileri yıkandı ütülendi, dolabına yerleşti, toz moz kalmadı. haaa bu ne kadar dayanır tabiiki dayanmaz ama idare etemek zorunda benim bundan sonr agünlükişler dışında bir şeyler yapmaya niyetim hiççç yok... planlanan bir iki şey olsada, ben genelde müzik dinlemek, kitap okumak, belki biraz oda hafif kesinlikle hafifi dolaşmakla zaman eçirmek niyetindeyim... yaşamımı hafifiletecem:)))))) ha birde doğumdan önce kuaför işim var. doğum tarihi belli olsun öyel hal edeyim dedikçe, kontrole gidip dönemden doğuma girenlerin hikayesini duyar oldum:(
ha birde doğumdan önce kayınvalideme gitmek niyetindeyim. neredeyse her gün ona uürayan kocacış hamile olduğumu söylememiş, doğsun alıp götürürüm dedi:(( bence kötü bir fikir hiç bir anne bunu hak edemez dedim. sen söylemezsen ben gider haber veririm dedim. bakalım.
kramplarım pek yok ama yinede mağnezyum içiyorum iş yaparken ani bir kramp girmesin diye tedbir amaçlı.
oğluşum büyüdükçe hareketleride kuvvetleniyor:))) kocaman kocaman tekmeler atıyor.
onun hareketlerini anlatacak kelimeleri bulmak, o keyfi o hazzı anlatmak mümkün değil.
sanki oğluşumla bir dünya turuna çıktık. her bir durak inanılmaz keyifli, yeni bir macera, ama beni yeni bir maceranın beklediğini bilerek yola devam etsemde bıraktığım her durakta, yaşanan güzelliklerinde tadı damağımda ayrılıyorum o duraktan:))) ama beni bekleyen yeni durakların heyecanıda içimde, beni bekleyen bilmediğim yerlerin heyecanı, merakı içimde yola devam ediyorum. yaşananlardan sarhoş, yaşanacakları meraklı... içimdeki tekmeleri bu kadar sevebileceğimi hiçç düşünmezdim. bir yolculuktan bu kadar keyif alabileceğimi bilmezdim. çokkk uzun yıllardır yaşamadığımi hatta hissetmediğim mutluluğu yaşatıyor bana. nazar değmesinden korkuyorum bazen, bazen bu mutluluğun elimden alınmasından korktuğumdan mutluyum demek istemiyorum. sonraysa bunu bana yaşatan oğluşuma haksızlık olarak geliyor bu. beni ne kadar öutlu ettiğini bilmeli, yaşattığı bu mutluluk burada bir yerde olmalı, o bir gün burada okumalı, hatta ona okuyacağım ilk masla bunlar olmalı, onu nekadar sevdiğimiz, onu ne kadar istediğimiz olmalı...
zaman zaman kocacışın söylediklerine babanem şaşırıyor. kocacış gibi duygularından bahsetmeyen, pek duygusal olmayan biri için söyledikleri heyecanı karşısında şaşkınlığı... evliliğimiz süresince bizi elbette öpüşürken falan görmüşlerdir ancak öyel romantik sahnelere hiçç tanık olmamışlar ki, bizde uzun sürelerle kalırlar bilirsiniz. yinede en ilginç anlar sanırım kocacışın oğlunu sevdiğini, istediğini, özlediğini söylediği o duygusal anlar:)) benim deyimimle koskocaman koca, oğluşunun karşısında bir çocuk duygusallığında:))))))))
evet bebiğim biz seni bekliyoruz hepimiz...
dayısı heyecanlı, anneannesi merakla, büyük ninesi umutla bekliyor
veee tabiiki
biz, kocaman yatağımızın dolacağı günleri bekliyoruz. sepetinide yatağa alıp yatacakmışız, babasının hayali, onun meme emiş sesini taklit edip, o sesle uyumanın keyfini, onu seyretmenin özlemini neredeyse her gece uykusunun arasında uyanıp anlatıyor, sayıklar gibi:))))

7 Nisan 2010

KORKUTMAK DEĞİL...

şimdi korkutmak gibi olmasında...
her an buradan kopabilirim.
bir an gelmeyebilirim.
şimdi ne oldu demeyin. size bağırsaklarım bozuldu demiştim ya, dün akşam üzeride mide eklendi. dün evden çıktım hiç iştahım yok ama çorba içtim çıkmadan. uğrayacaklarıma başladım. bebişin dikişleri için uğradım. oradan sağlık ocağına, oradan eczaneye ki yüküm çok ağırlaştı. tam eczaneden çıktım arkadaşım telefonda aha dedim işimi hal edeyim sana uğrarım. önce kardeşime uğradım ki, oradan ekmek alacaktım kardeşimdeyken bir dolu inanılır gibi değil, hani dışarıda olsam kafam delinecek cinsten. kardeşimin iş yerinde oturdum bitmesini bekledim. neyse hava rahatladı ekmeğimi alıp, yola döküldüm arkadaşıma yürümeye karar verdim ama kardeşim abla yapma, ya oraya kadar yürüme, yada bir şeylere bin dedi, ama ben dinledim mi? hayır ne olacak ki şu kadarcık yol dedim, veee iş öyle değilmiş, vardığımda artık kasıklarım ağrıyordu, terliydim hatta perişandım. yağmurun sonrasının ufunetide havada, bende bu durumda son hallerde malum. oturduk, baş sağlığı, iş konuşması derken ikram edilen ne kadar kek, kurabiye, poğaça varsa yaladım yuttum. ama benim sesimi beğenmeyen kocacış beni almaya geldi. aslında sesimin ona garip gelmeside bana garip geldi ne kadarcık yol yürümüştüm ki, neden sesim garip gelsindi ki, ama bir yandanda karnımda ağrı falanda var gibiydi. gibiydi ama biz bebeğin bibereno, burun temzileyici, tırnak makası vs.. alışverişini yaptık. gögüs petini aldık. kolanyayı kilo ile aldık, bir şeyler daha aldık, hatta alışveriş yaptığım kitapçıya uğradık sindrellayı sorduk. kalmamış, başka yere uğrayamadık, eve döndük. benim hala ağrılarım var. bir duş aldım, mağnezyumumu içtim, uzandım. yok midem ekşidi kalktım. oturdum ağrı arttı, gittikçe midem ağrımaya çok ağrımaya başladı, sırtıma vurmaya başladı, nefes alamamaya başladım. son olarak öğürtü başladı... ev halkı korktu. kocacış dr u aradı. bulamayınca evden hava almaya çıktık. ben yürüyemiyorum bile. bir yandan öğürtü var, bir yandan ağrı... biraz dolandık derken dr ulaştık. hemen ishal varmı dedi, dün vardı dedim. ağrı, şişlik hissi derken adam resmen medyum sanki ben anlatmadan olanları o bana soruyor... şaka gibi. tansiyonumu sordu, o gün sağlık ocağında ölçtürmüştüm 13,5/7 yi beğenmedi, bir haftadır geceleri şekerimde yüksek çıkıyordu. ateş olursa bana ulaşın hemen bir hastaneye yatıralım dedi. ama ayın 15 ni bekleme daha erken gelin bana dedi... bu arada sadece sıvı gıda dedi, gerekirse vitamini arttırırız. ama sıvı besleneceksin dedi... vee hemen bebeğin hareketlerini sordu... allaha şükür bebeğim hareket ediyor.
son gelişme budur. bu gün randevumu almadım. ama dr a gidince, yada her an, oğluşum sürpriz yapabilir, beklenmedik bir şey olabilir. olacak demiyorum ama olabilir. dolayısıyla sizlere yada kimselere haber vermeden ansızın bir sürpriz bana yapılabilir. ha bu olana kadar ben mümkün olduğunca olayları buraya yazarım...
karnım tıpkı bir su yatağı gibi, farklı olarak bunda baskı içeriden bebekten geliyor ama dalgalanma aynı farklı farklı yerlerde oluyor... sağ tarafta bir tekme, solda bir şişlik veee hamile karnı her daim ,düzenli bir top şeklinde değil son zamanlarda yamru yumru hallerde... veee bazen oğluşumun çitf kale maç yaptığını düşünüyorum içeride:))))))))) artık kafası nerede, ayakları nerede karar veremiyorum ve bir orada bir burada gibi:)))) hareketleri beni gittikçe daha çok mutlu ediyor...
vee onu kucağıma alacağım gün de, belkide bu yaşananlarla gün be gün yaklaşıyor. evet onu kucağıma almak istiyorum. kokusunu içime çekmek istiyorum. ellerine dokunmak istiyorum. ama bir yandanda bu yaşadığımız şeklin bitmesine üzülüyorum biliyormusunuz? kimse pek anlamıyor ama gerçekten ben bu yaşam şeklini çoook sevdim. biteceğini bilsemde çok sevdim. elbette ona kavuşmak için bu yaşananlar ama ben yinede ne kadar içime sindire sindire yaşamaya çalışmış olsamda sindiremediğimi düşünüyorum. daha fazlasını hep daha fazlasını istiyorum. bu halden inanılmaz mutlu olsamda, bebişimin eşyalarındaki sabun kokusunda onun kokusunuda aramıyor değilim. en çok da babası beni duygulandırıyor rüyalarıma giriyorsun oğlum diyor ona, rüyalarıma giriyorsun gel artık, gelde ayağını gıdıklayayım senin, gelde popandan öpeyim seni diyor, karnımda onu öpmeye çalışırken... eşyalarına bakıyor bunlar cicilerin, bunlar sporların, bunlar pijamaların diyor oğluna:))))))))))

5 Nisan 2010

HAFTA BAŞLADI, AKLIMDAKİLER...

önceki yazımda dediğim gibi, pazar günü kahvaltıya misafirlerİmiz vardı, her ne kadar inanılmaz geç gelseler de, kahvaltı resmen brunch öteside olsa da. kardeşim bir gece önce titanların savaşına gitmiş hem de son seansa, çıkışta acıkmış vs... geç yatınca geç kalkmış... neyse kocacış yazısını bitirdi onları beklerken. keyifli bir kahvaltı yaptık. sucuklu yumurta sofranın ortasında yerini aldı, browny yanda destek olarak:))) herkes bir dahakine bebekle diye dilekte bulundu, uzn süredir 6 mız bir arada olmamıştık. hep bir eksik oluyordu, biri ya seyahette, ya işte falan derken iyi oldu. kahvaltı sonrası karyola kuruldu, bebeğin yıkanacaklarını teyzesi ayırdı. teyzesi aslında yengesi, yani kardeşimin eşi, ancak benim kız kardeşim olmadığından, onunda ablasının çocuğu olamadığından ve artık bildiğiniz gibi rahatsız olduğundan hem ona teyze keyfi yaşatmak için, hem bebeş teyzesiz kalmasın diye teyzesi, kardeşimin eşi:)) neyse o renklileri beyazları ayırdı, sepetinin süslerini, örtülerini çözdü falan, onları makineye attık, bizde balkona çıkıp, destek kuvvet browny ve kahve keyfi yaptık. sonra evi toplayıp annemle babaneyi bırakıp biz kulube gittik, bizim evin yakınında 20 dönüm araziye kurulmuş, yeşilller içinde tenis kulup var oraya gittik, çay keyfi yaptık. oradan ayrıldık biz markete uğrayıp eve geldik. benim ayaklar şişmiş... ben uzattım dinlendim.
gece yatakta şibumi nin inci sokağına başladım. ben o yazarı trevenian ile tanımış ve çok sevmiştim. onunla mağraları gezmiştim... ancak epeydirde hiç bir kitabını okumamıştım. kocacışın okunacakları arasında onu buldum. gerçi koloni de vardı okunacaklar arasında ama ben bunu aldım elime. ama bu gün lale ablanın yazısını okuyunca sindirella hemen alınacaklar, acil okunacaklara girdi. ancak akşam okumadan pek keyif alamadım. öncelikle içim bulanmaya başladı. sonra bir ter başladı, okumaya ara verip yattım, yattım ama defalarca kalktım. en son sabah kalktığımda bağırsaklarım bozulmuş:(( akşam pisboğazlık yapıp yediğim ayçekirdekleri sanırım bozukmuş, çünkü annem ve beni rahatsız etti, babanemle kocacış yememişti onlarda bir şey yok:( sancısı bir yana o sancı sırasında oğluşum bir büzüldü, benim yine aklım oynadı. öğleden sonraya kadar banyo ile sıkı ilişkiler içerisinde aradada sancı içerisinde, bebişten dolayıda korkudan çıldırmış haldeydim. sürekli uzandım. annem temizliğe başladı. perdeleri yıkadı, camları sildi. cumartesi ev ilaçlandığından illaki temizlik yapılacaktı, bari dipten gireyim dedi. doğum bu, günü belli değil. gerekeni tekrarlarım nasılsa, 1 aydan az kaldı diye kalkıştı. akşam üzeride bebeşimin kuruyanlarını o ütüledi, çığlık çığlığa:))) her bir parçayı severken:)))) sonra birlikte yerleştirdik.
yarın annem temizliğe devam eder, kapılar, koltuk kılıflarının yıkanması, doğumda kullanılacak örtülerin, yatak takımlarının yıkanıp ütülenmesi falan planları arasında sanırım. ben de çarşı yapacam, sağlık ocağında yazılacak ilaçlarım var, babanemde ekledi yazılacaklarını, göbişimin kremi bitti, bebişime alınacak bir kaç şey var ve kitap almayı planlıyorum.
şimidilik sancım yok, oğluşum sağ tarafta yerine sığmaz halde, karnımda hareketlilik devam ediyor, o hareketliliği dün gören kardeşim ve eşi bakamadı bile. onlara korkmayın ısırmaz dedim:))) kardeşim aman abla oradan çıktısında istediği kadar ısırsın, ama o orada öyle hareket ettikçe ben bir garip oluyorum, anlatamıyorum, sanki o orada rahatsız, sanki dokunsam canı acıyacak, aklım almıyor böyle bağımsız bir canlının orada öyle kapalı ve suyun içinde özelliklede senin karnında olmasını diyerek bizi güldürdü. güldürdü ama aslında bu mucizeye bakışında haklı, başka bir ortamda onun ne kadar rahat olduğunu bilmiyoruz değilmi? karnımdaki hareketlilik epey uzaktan izleniyor artık. veee ayağımı çamaşırımı giymek için bile kaldırmakta zorlanıyorum karnıma çekemiyorum karnım o kadar büyüdü, ha çözüm bulunuyormu elbette çamaşırsız gezilmiyor tabiiki, ama yere düşeni almak zor olduğu gibi, mutfakta lavaboyu kullanmakta zorlaştı çok uzaklaştı lavabo:)))) sandaliyede dik oturursam karnım bacaklarıma değmeye başladı, bende iyice arkaya yaslanıyorum. dedim ya çözümsüz değil, kötü değil ama her an yapılan bir sürü şey değişiyor... nihayet bu haftalarda hareketlerim hamileye benzedi;:)) artık tutunup kalkıyorum koltuktan, sandaliyeden sorun yok ama. geçen akşam eğer 7 aylık doğum yapmak zorunda kalsa idim bunları yaşayamazdım ne kötü diye düşündüm. oğluşum büyüdüğünde hareketleride değişti, artık büyüdüğünü hissetmekte mümkün oldu. hareketleri karnımın şeklini değiştiriyor. nereye gittiğini hissedebiliyorum.ve hissedilenler onunla büyümesiyle artıyor. karnıma ellerimi koyup okşar gibi dolaştırınca nerede olduğunu hissedebiliyorum mesela sağ tarafımda, aşağıda yada mideme çıkmış hemen hissediliyor. böylecede yıllardır anlamadığım hamileler neden ellerini hep karınlarında dolaştırırların yanıtını buldum galiba. en azından bende dolaştırıyorum ve ben hareketlerini daha çok hissetmek için yapıyorum bunu, ona dokunamıyorda olsam. seyirme yada titreme kaldıki o da beni sinir ederdi. oysa şimdi ondan kat kat fazla, resmen karnımın bir yanı inerken bir yanı dışarı çıkıyor ama seyirmeye sinir olan ben bundan inanılmaz büyük bir keyif alıyorum. kocacış hala ee anne olmak kolay değil dedikçe, ben aslında hiçde zor değil ve daha önemlisi çoook keyifli diyorum ve ne yazıkki pek çok anneyi sinir ediyorum. en başta kendi annemi. onun 40 yıldır söylediklerinin tersini söylüyorum çünkü. o hep 9 ay karnında taşıda derdi, o zaman görürüm seni derdi, o zaman anlarsın derdi. o bunlarla sıkıntıları kastediyordu. oysa ben yaşadığım bu süreçte sadece keyif yaşadım. ve kötüsü bebeğim için endişelendiğim anlardı.... bebişimin artık ışığa duyarlı olduğunuda biliyorum. nasıl mı, pazar günü güneşe oturduğumda çıldırdı. gece kalkıp pc başına geçince çıldırıyor:))))
a bu arada söylemeyi unuttum, dün markette babası oğluşuna bebek aldı:))))
bizim aldığımız ilk oyuncağı bu ve bir bebek alışveriş yaptığımız bir yer basit bir çıngırak vermişti. market kasasına geldiğimizde kasanın yanında bırakılmış barkodu olmayan minik, çıplak, ama pembe beyaz çizgili şapkası kaşkolu olan bir bebek duruyor. kocacış gördü bana gösterdi. bende aha bizimkinin ultrason görüntüsünün oyuncağı gibi deyince, kocacış hemen gidip barkodlusunu aldı:))) aman dur bizimki kız değil nedn nbebek alıyoruz ki desemde ben beğendim ve oğluma bir bebek alamam mı dedi? aman dedim ben ne karışırım sizin ilişkinize... gelince kurulmuş yapağının içine koyduk. babası ona oğluşumun kızı o diyor:))))))))))
yarın çamaşır ve ütü işi biterse valiz hazırlayacaz. sonra alınacaklardan atlananların listesi yapılacak çünkü içlerinden bir kaçı özellikle önemli. veee doğum sonrası yapılacak mevlüt için planlamayı şimdiden yap dedi babanem. o sırada bebeğe o kadar vakit ayıracaksın ve uykusuz yorgun olacaksın ki, aklın karışık, hatta gergin olabilirsin. sen planını şimdiden yap diyor. o nedenle çağrılacaklar listesi, ikram listesi, o sırada alınacaklar, söylenecekler, ayarlanacaklar listesi yapılacak. erken ama şimdilik rahat rahat otururken yapmakda mantıklı yani ...
oğluşumun ilk hediyesi ABD de NY dan gelen kocacışın arkadaşından geldi. eşi göndermiş ama kocaıcş hala eve getirmedi göremedik. ik ierkek bu konuda iyice beceriksiz oluyorlar galiba. bir vermeyi diğeri alıp getirmeyi beceremedi. kocaıcşta açmamış. ilk hediyesi geldi ama açılmadı:)))
aaa yıp ettim ilk hediyesinşi teyzem getirmişti bady, sonra annem, kardeşim, yine teyzem alışveriş yapmıştı bebek için. ama bu dışarıdan aile dışından ilk hediyesi anlamında olsun emi:)))
hadi şimdilik bu kadar yetsin. ben gidip uzanayım...

4 Nisan 2010

hafta sonunun ortası ve duygu ya ithaf

dün yazacak halim bile kalmamıştı...,
sabah kalktım ne yapmalıki bu gün derken, kardeşim aradı pazar günü kahvaltıya geliriz, karyolayı falan da kurarız dedi. aha dedim bana yatağın kurulacağı yeri ayaralamak düştü, evdeki düzenleme işlerine giriştim. karyolayı yatak odama kurma kararı vermiştik ilk olarak. hani ben biraz buldumcuk oldum 40 yaşımda doğuruyorum ya:) hem oğluşum ağlayınca bizi fazla beklemesin diye, hem bir süre yanlız kalmasın diye, hem dedim ya benim gibi yaşlı bir anne fazla yorulmadan, uyku sersemi haliyle bile oğluşuna ulaşsın diye yatağımıza en yakın yere kurulacak:)) orayı boşaltınca ona en yakın etejeride bebeğe teslim etme kararı verdik. onun içini boşattıp diğer odadaki gardroba sığdırmaya uğraştım. orada burada duran bebek eşyalarını boşalan yere yığdım. yığdım çünkü yıkanmadılar yıkanıp ütülenip yerleşecekler:)) sonra karyolanın kurulacağı yerdeki koltukları vee tabii son zamanlarda üzerine yayılan alışverişleri ve yayıntıları yine dolap odasına yerleştirdik. dolap odasındaki çalışma masasını, kitapları ve benim oraya ilgisiz geçen son aylarımda yığılan evrakları yerleştirme işi başladı.. eee benim durumumda inanın bunlar sanıldığı kadar kolay değil. bakın ama zor demiyorum. sadece 9 ay önceki kadar kolay değil:))) arada sık sık yemek, meyve molaları verdim ama yinede ayaklarımda ellerimde şişmeler oldu:( o arada teyzem uğradı, ev ilaçlama işi ayarlandı diye... aha dedik annemle o saate kadar zaten yeterince yorulmuştuk. eve biri girecek hali kalmamıştı evin ama yerleşme bitsin cumartesi temizleriz diyorduk ki, o hayalde suya düştü. hemen evin kalanınıda topladık. temziliğe başladık. kocacışta geç gelince bizde hem yerleşme hemde temizlik işini bitirmiş olduk. ben resmen ayaklarımı yukarı kaldırıp yattım duşumu alıp. bir şeyler atıştırdım, yine yattım falan... çok geç olmadanda yatağa geçip gıdım dıgım okuyup uzattığım senatörün karısı nı bitirdim. hani mutlaka okunmalı diyemiyorum ama okunmasınada gerek yok diyemem, içirisine güzel bir kurgu falanda yerleştirilmiş. bence hafif ve hoş bir kitaptı ve bitti... :)))
bu sabah kocacışı bırakıp eve döndüm kahvaltımızı yapıp hazırlandık. teyzemle kahve içtik. ben uzandım hatta biraz kestirecektim de yeni yeni başlayan mide yanmalarım izin vermedi o sırada da şirket geldi, ilaçlama yapıldı. biz annem, babanem ve ben çıktık, önce halamın dükkanına gidip onu gördük. halam bu aralar zor günler geçiriyor. kayınvalidesi ile otuyor kendisi ve kayınvalidesi hastalandı alzhmer, çok zor günler geçirdiler, şimdiler biraz iyi olsada yinede olacakları bilince rahatlamak kolay olmuyor. iş, ev ve hasta bir arada zorluyor onu. bir şeyler içip kalktık. bir simit sarayından simitlerimizi alıp, babanemin yiğenine gittik çay içmeye. orada bebeğin son bir kaç seyi dikiliyor, süsleniyordu:)))) ona eşlik edip kalktık kocacışı alıp evimize döndük...
ancak dünkü işlerden sonra, kasıklarımda hafif ağrı başladı, ayaklarımda şişlikler dışında bacaklardada kasılmalar olur gibi oldu ama çok değil hiç biri. ellerimdekiler hareketsizliğe bağlı..
oğluşumun büyüdüğünü hissedebiliyorum. sanki doğum için pozisyon alıp ters döndü gibi de geliyor bakalım dr u ne diyecek. 10 gün sonra randevumuz. dr doğum planlayacak inşallah...
aylar önce onun ilk haberini aldığımızda deli gibi sevindik. ama bir yandanda hemen aldığımız haberlerle resmen yıkıldık. testleri yapan poliklinilkteki uzman dr bir hafta dayanmaz bu bebek bağlanmayın dedi. akşamına aradığımız dr umuz o bizi bırakana hala bizimle ondan vazgeçmek yok dedi... hem daha dur bakalım diyerek bana ilk umudumu verdi. önceki dr umda haberi aldığında hemen heyecanlanma her hamilelik düşük riski taşır, bırak düşecekse düşsün derdi. ancak bu dr amcası o hala bizimle, o bizimle kaldığı sürece biz ona tutunmaya devam edecez dedi. sonra testleri devam etti, kontrole gittiğimizde, ben muayene için beklerken ekranda bir önceki hastanın 20 li haftalardaki görüntüsü kalmıştı, ekranı silmeden dr amcası biz daha onu hiç görmeden. inşallah onuda böyle büyümüş görecez dedi. biz inşallah dedik ama, daha hiç kalp atışını görmediğimizi düşünürsek hiçde kolay olmadı inanmak... ekranda gördük o minik şeyi... bakılacak başka bir şeyde yoktu. çıktığımızda ilaçlarım yazıldı ve dr um hiç bir şey önermeden sizi 12 haftanın sonunda görürüm dedi. biz şaşırdık 5 haftanın içinde olduğumuzuda düşünürseniz... nasıl yani oldum ben. bu süre içerisinde benim bakacağım bir şey yokki dedi dr. biz hala şaşkın ya bir aksilik olursa dedik. olmaz ki dedi bize. biz daha öncekileri bu arada kaybetmişiz, aklımız boncuk olmuş halde dr a bakıyoruz. aslında hiç gerek yok ama madem gerginsin istediğinde bir ara uğra bakalım dedi. çokda gereksiz görerek... biz 8. haftada bir daha gittik, ben yine muayene masasına yattığımda o kadar heyecanlıydımki o heyecanımın bebeğe zarar vermesinden korktum. dr kalk atışına bakmak için ultrasonu gezdirip keseyi ararken kalbim duracak sandım. resmen titiredim ki ben kanı soğuk bir kadınım, heyecan yıllar olmuştur hayatımdan çıkalı. ne evlenirken heyecanlandım, nede iş toplantısında, nede başka bir zaman. belki çocukken, hadi bilemediniz yeni yetme, bir genç kızken olabilir. ama o an gerçekten heyecanlandım. kocacışta beni ilk kez heyecanlı gördü... kocacış, yanlız bu hareketlerine dikkat etmiyor tahlilleride kritik noktadaydı bir şeyler söyleyin dedi dr a, oda bırak onun neyi nekadar yapacağına o minicik şey izin verecek, gerilmeyin o istemediği bir şeyi yapmasına, yemesine izin vermez dedi ve halime güldü ama onun veridiği haberle bizimde yüzümüz güldü... dr dan çıkımışımızda kocacış bu olumlu gelişmenin en büyük sebebi dr umuz dedi. elbette aldığı önlemler, ilaçlar falan ama asıl olumlu bakışı dedi.... o hiç kaybedecez, bir aksilik olacak, neler ters gidebilir diye düşünmedi onun bu pozitif hali de bizi bu günlere taşıdı dedi... bende yazının bu son prağrafını özellikle duygu ya ithaf ediyorum. bunları zamanı geldikçe yazmıştım aslında, belkide bilmem kaçıncı tekrar oldu ama olsun hepsi toplu olarak bir arada bu seferde duygu için bulunsun dedim:))) evet duygu biz olumlu düşünceye ve gücüne böylece çok inandık. sonrasındada zor, tehlikeli, endişeli günler yaşadık. her birindede dr bizi olumlu düşünmeye zorladı resmen. olumlu düşünmenin en zor olduğu anlarda bile bize bir şeyler buldu, sakin olun dedi, o sandığınızdan güçlü dedi, sen de sorun yok dedi, dedi bir şeyler bize tutanacak bir dal verdi.
bu günlerde oğluşum benim durduğum anlarda hareket ediyor, hareketleri daha da kuvvetlendi, daha belirginleşti... karnımda bir yandan bir yana herket ettiğini yer değiştirdiğini gözümlede takip edebiliyorum... ben hareket halindeyken ise o genelde uyku modunda... hangi modda olursa olsun o çok şeker. karnımdan kalp atışlarını gördüğümü düşünüyorum, elbette değil ama öyle gibi görünüyor ancak sonra o kalp atışı gibi görünen o hareketlilik yerde değiştiriyor. sonra hıçkırıklar başlıyor oda bitince babasının dediği gibi yoruluyor ve poposunu annesinin karnına yaslıyor. annesi bu günlerdeki gibi fazla hareket edersede hafifiten beline ağrı yapmayada başlayabiliyor benim güzel oğluşum. ancak yinede çok kibar annesini hiç üzmüyor...
şimdilerde ben bu günlerinin tadını çıkarıyor olsamda, babası onu kucağına alacağı günü sayıklıyor... hadi gel diye seviyor karnımı.
yarın sabah kahvaltısında dayısı ve eşi bize eşlik edecekler sonrasında onlarda bu hazırlıklara katılacaklar... ben pek bir şey yapmam o kalabalıkta, belki onları kameraya çekerim en fazla:))) onlar yarın gelecek diye kabak tatlısı yaptım ancak çok sulu oldu yinede lezzetli olmuş yiyenlerin yalancısıyım. birde kahvaltıda yada sonra atıştırmalık olur diye browny yaptım. onlar akşam yemeğine kalmazsa bizde bir market, bir pazar yaparız belki...
ben herkesin gönlüne şu günlerdeki gibi bahar güneşleri gibi doğsun, içinizi sımsıcak yapsın diliyorum...
kahkahanız bol, çok bol olsun...