EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

5 Nisan 2010

HAFTA BAŞLADI, AKLIMDAKİLER...

önceki yazımda dediğim gibi, pazar günü kahvaltıya misafirlerİmiz vardı, her ne kadar inanılmaz geç gelseler de, kahvaltı resmen brunch öteside olsa da. kardeşim bir gece önce titanların savaşına gitmiş hem de son seansa, çıkışta acıkmış vs... geç yatınca geç kalkmış... neyse kocacış yazısını bitirdi onları beklerken. keyifli bir kahvaltı yaptık. sucuklu yumurta sofranın ortasında yerini aldı, browny yanda destek olarak:))) herkes bir dahakine bebekle diye dilekte bulundu, uzn süredir 6 mız bir arada olmamıştık. hep bir eksik oluyordu, biri ya seyahette, ya işte falan derken iyi oldu. kahvaltı sonrası karyola kuruldu, bebeğin yıkanacaklarını teyzesi ayırdı. teyzesi aslında yengesi, yani kardeşimin eşi, ancak benim kız kardeşim olmadığından, onunda ablasının çocuğu olamadığından ve artık bildiğiniz gibi rahatsız olduğundan hem ona teyze keyfi yaşatmak için, hem bebeş teyzesiz kalmasın diye teyzesi, kardeşimin eşi:)) neyse o renklileri beyazları ayırdı, sepetinin süslerini, örtülerini çözdü falan, onları makineye attık, bizde balkona çıkıp, destek kuvvet browny ve kahve keyfi yaptık. sonra evi toplayıp annemle babaneyi bırakıp biz kulube gittik, bizim evin yakınında 20 dönüm araziye kurulmuş, yeşilller içinde tenis kulup var oraya gittik, çay keyfi yaptık. oradan ayrıldık biz markete uğrayıp eve geldik. benim ayaklar şişmiş... ben uzattım dinlendim.
gece yatakta şibumi nin inci sokağına başladım. ben o yazarı trevenian ile tanımış ve çok sevmiştim. onunla mağraları gezmiştim... ancak epeydirde hiç bir kitabını okumamıştım. kocacışın okunacakları arasında onu buldum. gerçi koloni de vardı okunacaklar arasında ama ben bunu aldım elime. ama bu gün lale ablanın yazısını okuyunca sindirella hemen alınacaklar, acil okunacaklara girdi. ancak akşam okumadan pek keyif alamadım. öncelikle içim bulanmaya başladı. sonra bir ter başladı, okumaya ara verip yattım, yattım ama defalarca kalktım. en son sabah kalktığımda bağırsaklarım bozulmuş:(( akşam pisboğazlık yapıp yediğim ayçekirdekleri sanırım bozukmuş, çünkü annem ve beni rahatsız etti, babanemle kocacış yememişti onlarda bir şey yok:( sancısı bir yana o sancı sırasında oğluşum bir büzüldü, benim yine aklım oynadı. öğleden sonraya kadar banyo ile sıkı ilişkiler içerisinde aradada sancı içerisinde, bebişten dolayıda korkudan çıldırmış haldeydim. sürekli uzandım. annem temizliğe başladı. perdeleri yıkadı, camları sildi. cumartesi ev ilaçlandığından illaki temizlik yapılacaktı, bari dipten gireyim dedi. doğum bu, günü belli değil. gerekeni tekrarlarım nasılsa, 1 aydan az kaldı diye kalkıştı. akşam üzeride bebeşimin kuruyanlarını o ütüledi, çığlık çığlığa:))) her bir parçayı severken:)))) sonra birlikte yerleştirdik.
yarın annem temizliğe devam eder, kapılar, koltuk kılıflarının yıkanması, doğumda kullanılacak örtülerin, yatak takımlarının yıkanıp ütülenmesi falan planları arasında sanırım. ben de çarşı yapacam, sağlık ocağında yazılacak ilaçlarım var, babanemde ekledi yazılacaklarını, göbişimin kremi bitti, bebişime alınacak bir kaç şey var ve kitap almayı planlıyorum.
şimidilik sancım yok, oğluşum sağ tarafta yerine sığmaz halde, karnımda hareketlilik devam ediyor, o hareketliliği dün gören kardeşim ve eşi bakamadı bile. onlara korkmayın ısırmaz dedim:))) kardeşim aman abla oradan çıktısında istediği kadar ısırsın, ama o orada öyle hareket ettikçe ben bir garip oluyorum, anlatamıyorum, sanki o orada rahatsız, sanki dokunsam canı acıyacak, aklım almıyor böyle bağımsız bir canlının orada öyle kapalı ve suyun içinde özelliklede senin karnında olmasını diyerek bizi güldürdü. güldürdü ama aslında bu mucizeye bakışında haklı, başka bir ortamda onun ne kadar rahat olduğunu bilmiyoruz değilmi? karnımdaki hareketlilik epey uzaktan izleniyor artık. veee ayağımı çamaşırımı giymek için bile kaldırmakta zorlanıyorum karnıma çekemiyorum karnım o kadar büyüdü, ha çözüm bulunuyormu elbette çamaşırsız gezilmiyor tabiiki, ama yere düşeni almak zor olduğu gibi, mutfakta lavaboyu kullanmakta zorlaştı çok uzaklaştı lavabo:)))) sandaliyede dik oturursam karnım bacaklarıma değmeye başladı, bende iyice arkaya yaslanıyorum. dedim ya çözümsüz değil, kötü değil ama her an yapılan bir sürü şey değişiyor... nihayet bu haftalarda hareketlerim hamileye benzedi;:)) artık tutunup kalkıyorum koltuktan, sandaliyeden sorun yok ama. geçen akşam eğer 7 aylık doğum yapmak zorunda kalsa idim bunları yaşayamazdım ne kötü diye düşündüm. oğluşum büyüdüğünde hareketleride değişti, artık büyüdüğünü hissetmekte mümkün oldu. hareketleri karnımın şeklini değiştiriyor. nereye gittiğini hissedebiliyorum.ve hissedilenler onunla büyümesiyle artıyor. karnıma ellerimi koyup okşar gibi dolaştırınca nerede olduğunu hissedebiliyorum mesela sağ tarafımda, aşağıda yada mideme çıkmış hemen hissediliyor. böylecede yıllardır anlamadığım hamileler neden ellerini hep karınlarında dolaştırırların yanıtını buldum galiba. en azından bende dolaştırıyorum ve ben hareketlerini daha çok hissetmek için yapıyorum bunu, ona dokunamıyorda olsam. seyirme yada titreme kaldıki o da beni sinir ederdi. oysa şimdi ondan kat kat fazla, resmen karnımın bir yanı inerken bir yanı dışarı çıkıyor ama seyirmeye sinir olan ben bundan inanılmaz büyük bir keyif alıyorum. kocacış hala ee anne olmak kolay değil dedikçe, ben aslında hiçde zor değil ve daha önemlisi çoook keyifli diyorum ve ne yazıkki pek çok anneyi sinir ediyorum. en başta kendi annemi. onun 40 yıldır söylediklerinin tersini söylüyorum çünkü. o hep 9 ay karnında taşıda derdi, o zaman görürüm seni derdi, o zaman anlarsın derdi. o bunlarla sıkıntıları kastediyordu. oysa ben yaşadığım bu süreçte sadece keyif yaşadım. ve kötüsü bebeğim için endişelendiğim anlardı.... bebişimin artık ışığa duyarlı olduğunuda biliyorum. nasıl mı, pazar günü güneşe oturduğumda çıldırdı. gece kalkıp pc başına geçince çıldırıyor:))))
a bu arada söylemeyi unuttum, dün markette babası oğluşuna bebek aldı:))))
bizim aldığımız ilk oyuncağı bu ve bir bebek alışveriş yaptığımız bir yer basit bir çıngırak vermişti. market kasasına geldiğimizde kasanın yanında bırakılmış barkodu olmayan minik, çıplak, ama pembe beyaz çizgili şapkası kaşkolu olan bir bebek duruyor. kocacış gördü bana gösterdi. bende aha bizimkinin ultrason görüntüsünün oyuncağı gibi deyince, kocacış hemen gidip barkodlusunu aldı:))) aman dur bizimki kız değil nedn nbebek alıyoruz ki desemde ben beğendim ve oğluma bir bebek alamam mı dedi? aman dedim ben ne karışırım sizin ilişkinize... gelince kurulmuş yapağının içine koyduk. babası ona oğluşumun kızı o diyor:))))))))))
yarın çamaşır ve ütü işi biterse valiz hazırlayacaz. sonra alınacaklardan atlananların listesi yapılacak çünkü içlerinden bir kaçı özellikle önemli. veee doğum sonrası yapılacak mevlüt için planlamayı şimdiden yap dedi babanem. o sırada bebeğe o kadar vakit ayıracaksın ve uykusuz yorgun olacaksın ki, aklın karışık, hatta gergin olabilirsin. sen planını şimdiden yap diyor. o nedenle çağrılacaklar listesi, ikram listesi, o sırada alınacaklar, söylenecekler, ayarlanacaklar listesi yapılacak. erken ama şimdilik rahat rahat otururken yapmakda mantıklı yani ...
oğluşumun ilk hediyesi ABD de NY dan gelen kocacışın arkadaşından geldi. eşi göndermiş ama kocaıcş hala eve getirmedi göremedik. ik ierkek bu konuda iyice beceriksiz oluyorlar galiba. bir vermeyi diğeri alıp getirmeyi beceremedi. kocaıcşta açmamış. ilk hediyesi geldi ama açılmadı:)))
aaa yıp ettim ilk hediyesinşi teyzem getirmişti bady, sonra annem, kardeşim, yine teyzem alışveriş yapmıştı bebek için. ama bu dışarıdan aile dışından ilk hediyesi anlamında olsun emi:)))
hadi şimdilik bu kadar yetsin. ben gidip uzanayım...

2 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

e ama kızdım ben şimdi sana... neden o kadar iş yapıp nkasıklarını falşan ağrıtıyorsun. Bebek tam zamanında doğsun istiyorsan bu işleri artık başkalarına bırakacaksın. Karyolayı her şeyi her4 şeyi çokı merak ediyorum. Bir ara resimlerini falan koyarsın artık.

Çook öptüm çok...

Duygu dedi ki...

Ne güzel son hazırlıklar artık.1 ay kaldı demek.Ne çabuk geçti diyeceğim birde bana sor diyeceksin.Oğluşunda hareketleriyle heyecanınıza eşlik eder gibi :))