EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

26 Aralık 2010

YILLAR


öncelikle gelirim gelemem herkese şimdiden İYİ YILLAR.

ben ilk kez giden yılı sevdim dediğim bir yılı ardımda bırakıyorum. hani okullar okudum, evlen falan ama ben en çok bu yılı sevdim bunu unutmayacağım sanırım. ve hekese böyle yıllar diliyorum.

mesela bu yıl evimizin ilk yılbaşı ağacı alındı, oğluş için. onun yanan sönen ışıklarını sevdi.

ancak bu gün nezleli neşesi kaçtı.


bunun dışında

mükemmelliyetçilik hiç bu kadar zor olmamıştı benim için.

ancak bu günlerde hem yapmak zor ki bunu hızla geçtim. elimden gelmeyenlerin yarattığı streslede başa çıkmam gerekiyor. buda sık sık baş ağrısına sebeb oluyor.


aklımdan çıkmadınız. hatta sık sık bir fırsat bulup şunuda yazayım diyorumda yazmış gibi oluyorum galiba ki, yazmıyorum. şimdide sanki hepsini yazmışımda yazacak bir şey kalmamış gibi oldum.


kitaplarım bitti, hala yenilerini alamadım.


havalar inanılmaz düzelince biraz çıktım.


annemler 10 gündür bendeydi, ev çok hareketliydi


oğluşuma salonun yarısını oyun parkı olarak tahsis ettik, oyun parkı almadım alan küçük geldi bana, bende yorganlarla, örtü ve yastıklarla kocaman bir köşe yaptım hemde kalorifer peteğinin dibine, her ne kadar o soğuklarda iyi olsada şimdi bunun bir önemi yok.


sık sık hamur iş yaptım ve kilo aldım. alına kilolar dizlerime rahatsızlık olarak yansıdı.

27 Kasım 2010

fırsat bulmuşken, belki yine aynı şeyler ama... hayatım tekrarlardan ibaret

bu gün temizlendik. ancak kocacış ay çekirdeği çıtlatıyor şimdi:))))))
oğluş 2 haftalık krizden sonra ve özellikle son 1 haftadır mücadelemden sonra ilk kez yine 21:30 d auyudu. ha uyanık kalması bizi rahatsız mı ediyor? aslaaaa... ancak erken uyuması kendi için gerekli diyerek kendimi yırtıyorum. en kötüsüde uyumak için bir süre TV seyrediyor olması. hiç seyrettirmemeyi planlamıştım oysaki daha bir kaç öncesine kadar!!! komik daha ne kadar çok doğrumu yıkarım daha bakalım???
yemekler yapıldı, oğluşla oynandı, hatta harika bir hava var diye ekmek almaya bile çıkarıldı. komşuya uğrandı, pazartesi günü oda kızına kavuşacak.
hala aynı kçtaplayım ama yarıyı geçtim. evet nazlı ile kitap zevklerimiz iyi çakışmış lale abla:))) ancakkk bu kitapları kocacış seçmiş ben nasılsa okuyamam diye onun seçtiklerini elime alıyorum vee okuyorum:)))
ancak hala internette gezemiyorum, o konuyu daha yoluna koyamadık. gün içinde oğluşla olmuyor eğer görürse oda ekran başına geçmek istiyor, o uyuduğunda ki bu günlerde dedim ya sorunlu o sırada ben yemek yiyorum, yemek yapıyorum, biraz ütü yapıyorum vs... akşam olunca yatağa kendimi atıyorum uzanmışken de hadi kitap diyorum. en kötüsü ise hala temzilikte elektrik süpürgesi sorunsalı:((

24 Kasım 2010

ayıp etmişim

ay ne ayıp etmişim, ben oğlum döndü demiş gitmişim
geçen zamanda oğlum döndü, oturdu hatta ayakta durma çabalarında, hoppala şeklinde zıplamaya bile çabalıyor.
bu sürede internet sorunu yaşadık, yeni bir bağlantıya geçtik, onun kablosuzu yokmuş, eskisine geri döndük falan, bu arada derede yine girmişim yazılarım yarım kalmış yayınlamamışım falan..
bu arada merak ettim sizleri, lale abla neler pişirdi taşırdı, nereleri gezdi, evinde neler oldu,vs...
duygu nun hamileliği nasıl gidiyor aklımda hep...
ilknur bir türlü gelmemişti diyordum ki gelmiş yorum yazmış, onun kızları merak ediyorum...
ha ben mi, bende artık pişiriyorum, hatta ben gerçekten bol bol taşıyorum birazda yakıyorum:))) ama genelde beceriyorum, hani ev hanımı olmadan anne olunca bu yaşta eee hani normal:))) daha düne kadar temizliğe ütüye yardımcım varken şimdi hepsi bende birde oğlum. aslında öncelikle oğlum varda yanında işler var. gittikçe daha rahat davranıyorum ben rahat davrandıkça işler daha yoluna giriyor. eski titizliğimi bırakmaya çalışsamda zaman zaman eski hallerimin geldiğide oluyor. yeni ve basit tatlı, kek tarifleri deniyorum da bu gün yıllarıdr yaptığım ilmik helvasını birazcık yaktım:)))
oğlumun bu kadar hızlı büyüyeceğini hiç düşünmemişim eğer düşünseydim geçen zamanda elimden bırakmazmışım dediğim an, artık her şey önemini yitirdi artık. zamanımı enerjimi ona veriyorum kalanlarla idare edior herşey ve herkes... hani bana verilen hep sakın kucağa alıştırma sen zorlanırsın, şunu yapma bunu yapma dediler. ben öncelikle duygu ya ve okuyan üm hamilelere diyorum. onu mümkün olduğunca yanınızda tutun, herşeyi boşverin, herkesi boşverin onunla yanak yanağa olun çünkü o kadar kısa zamanda kafasını diğer yana çevirip başka şeyle ilgilenmeyi öğreniyormuş ki, inanılmaz. seyrettirmesemde tv yi görüyor, gelen sese, ışığa, oyuncağına dönüyor. kendi kendine yat yuvarlan yapıyor veee bunlar giderek artacak biliyorum. bu oğlumun her nekadar büyümesi olması nedeni ile beni sevindiriyor olsada, diğer yandan onunla geçirdiğim zaman azalıyor, azalacak.
ancak tüm zamanların en bakımsız halini almışım, benim klasik kış geliyor modumda bunda etkili. hava birazcık serinlese benimkanım donar, canım bir şe yapmak istemez. kuaför zul gelir, hatta evde banyoya girmek bile keyif vermez gibi olurum bir süre. hani ilkbahar yorgunluğu bende sonbahar depresyonu gibi yaşanıyor sanırım. saç boyamıyorum zaten. gerçi allahtan bayram geldide hani birazcık elime yüzüme bakılır oldum:))
bu arada gecede bir sayfada olsada kitap okuyorum. koloni bitti hani nasıl dı diyen olurmu bilmem ama bana göre başınd aiyi gitsede, sonu hani tvde seyretmediğim türden bir bir hal aldı... şimdi melekler ve şeytanlara başladım. neden mi? ev de elimin altında ilk onu buldum şimdilik ortalara doğru geliyorum iyi gidiyor. hala kitap alamadım. dışarı çıkma, alışveirş konusunda oğluşumla sık sık sorun yaşamaya başladık. ek gıdalara geçişimiz bazı sorunlar çıkardı ee hadi onu başka yazıda yazayım...
şimdilik kaçtım

2 Ekim 2010

dön

bu akşam oğluşum ilk kez kendi başına döndü.
aslında dönebiliyordu da dönmüyordu. hiç oralı değildi konu ile onun derdi oturmak bakınmak hatta ayağa kalkmaktı ancak bu gece uykusunda dönmüş, sonrada korkmuş ağladı, ee çocuk uyanınca dönence dönmeye alışık çarşaf değil:))) bu dönme işine en çok babası sevindi havalara uçtu onuda o halde yatakta o buldu zaten uçarak geldi bana haber verdi. bense zaten dönebildiğini bilmenin rahatlığındaydım. atmadan önce ayaklarımdaydı hani şu sallar pozisyona benze bir pozisyonumuz var. başı dizlerimde ayakarı karnımda sallanmadan yatıyor bazen ben ayaklarımı havaya kaldırıp indiriyorum hem karın kaslarım için hareket etmiş oluyorum, hemde oğluşa oyun oluyor, o kadar yoksa sallanmak yok. neyse bu gecede o haldeyken hep yan dönmeye uğraşmıştı hatta ...
bu gece dünkü yemekler yendi. domatesli peynirli makarna, patlıcan yemeği, brokoli, semizotu salatası ( bu sürekli oluyor süt için), börülce salatası vs... elimde ki kitap "koloni" okunuyor, favorilerim arasına girmez benim pek tarzım değil belki ama sardı benim şartlarımda yarıya gelmek başarı kaç günde olursa olsun:)))
dün gezmdeydim annemlerin akraba günündeydim. bu günde annemde misafir vardı oraya gittik teyzemle.
tv la aram hamilelik gibi değil ama arada bir şeyler seyrediyorum işte. dizilerden arka sokaklar kocaıcşın favorisi benim imkanım olursa papatyam ve çocukalr duymasından ötesi bana uymadı. heleki öyle bir geçer zamanki hiç bana göre değil, oradkai ağlayan o küçük çocuğa geçen gün gözüm takıldı da ayyy o ne, onu oynayan çocuğun psikolojisi bozulmuştur kesin,seyretmeye gerek görmedim.

yarın için plan yapmadım, sanrım temzilik günü yarın ama bakalım...

27 Eylül 2010

evden, gezmeden, mutfaktan falan...

hehe
biri iki yıl önceki bir sobe yazıma yorum bırakmış, facebook adresi soruyor?
yorum bıraktığı yazıya bir gittim ooo kaç kişiymişiz o zaman oldum... bir sürü yorum yazılmış yazıma, oysa şimdi sen ben bird ebizim oğlan oldu... olsun sağlık olsun gidip reyting arayacak günlerim geçmişte kaldı cümlesi buraya yakışacak ama ben o günlerdede hiçç reyting peşinde olamamaıştımhani bilen bilir... geçen gün aslıya msn den yazdım yani aşk olsun diye. hani insna bri tebrik eder dedim ama onada yanıt gelmedi. sibelle en son bana geldiğinde görüştük bir daha...
neyse bu kadar nostalji yeter.
dün zor bir gündü bizim için, malum ben kırsalda oturduğumdan dün çıkan lodosla, sanki kumsalda lodos oldu bizim ev, karşıdaki koca inşatın vee tabi kalan aazinin kumu bizim eve:(( ben yetiş kapat derken doldu, sonrasında içerisi çok sıcak oldu, klima fazla geldi, oğlumla kuru kuru, kırmızı burnumuzla mutsuzduk... sonrasında biraz yavaşlayınca kendimizi 5M migrosa attık ancak oranın kalabalık, gürültüsünü oğlum sevmedi, o açık havanın ferahlığını seviyor. bu gün de akşam üzeri site içinde çıktık markete sıkıldı, dışarı çıkınca gülümsedi de, hani önümüz kış alışveriş merkezlerini sevmeye başlasa çok iyi olur:))) dün markette sıkılınca memme, memme dedi. çıktık emzirecem hehe hehe diye gülmeye başlamazmı, ay resmen ağzım açık kala kaldım. şimdiki çocuklar harika veee hayret bir şey....
şimdi oturdum damla sakızlı lokum eşiliğinde yazıyorum. bu gün dünkü tozun dumanın temziliğini yaptım ama esas cumartesi annem gelmişti ve derin bir temizlik yapmıştık hani onun üstüne pek keyifli olmadı ama olsun aslınd aeve her gün elektrik süğpürgesi tutmam gerekte. en zoru o, onu tutarken oğluşumu duyamıyorum. vee sanırım sesindende hoşlanmıyor en azındna çoğu zaman o nedenle o uyurken hiç kalkışmıyorum. uyanıkken izin vermiyor. bu konuda taktiği olan varsa lütfen söylesin. sineklikleri sildim, yerleri paspasladım, toz aldım derken gezmekten vaz geçtim saat 14:00 de oğlum uyuyunca hadi uynasın komşuy agiderim dedim ama onada gidilecek zamanı geçirdi uyunması. aman o uyusunda... sonra dediğim gibi dışarı çıktık teyzemle. yemekte yapmadım dün akşam için yemeğim vardı ancak alışveirşte kocacış menüyü balığa çeviriverince hop bu akşama kaldılar. bana barbunya kocacışa kurufasülye ( ben yemem kurufasülye) pilav, közlenmiş patlıcan yemeği daha önce yazmıştım adını bilmiyorum diye, tarhana çorbası, briazcıkta karnıyarık, üzüm hoşafı, salata eee ben çocuklu kadınım daha ne olsun ama demi?:))) lütfen destekleyin beni.
bu arada ay ben bu yazıyı bitirip hemen gidip bir bu pratik kazandiplerindne bir tane yapayım.
bu gün gidemediğim komşuya giderkende bir kek yapsammı ki? o hamile aslınd abu gidiş için bebek bezi hazırladım hatta bir kısmını pembe kurdele ile süsledim:)) onun kızı olacak. neyse onuda o zaman düşünürüm bakalım fırsatım olacakmı? vee neli kek yapmalıki????
yarın bu gün gidemediğim arkadaşıma gitme planım var. öğleden önce çıkmayı planlıyorum da nasip tabii... ben hemen gidip hem kazan dibi yapayım, hemde oğluşuma yoğurt mayalıyayım. cumartesi ilk tattırmıştım ama ara vermiştim hadi yarın yine deneyeyim:))) yakında ben bununda makinesini alırım. dayısı mama makinesi aldıydı nasılsa:)) benherşei makine ile yapıyorum sanırım. bu nedneleme benim küçük ev aletlerim hızla bozulmakta, ha öyle çakma falan değiller, resmen hepsi marka da hızla bozuluyorlar...

20 Eylül 2010

erkeklere acıyorum

oğlumun hayatımıza girişinin haberini almamızın yıldönümüydü (yaptığımızın yıldönümünüde kutladık kocacışla ama onu buraya yazmadım ayşe a r mandan farkım olsun diye) geçen yıl bu zamanlar onu kaybetme korkusunu yaşıyorduk ve aradan 1 yıl geçti.tombul tombul 1 yıl, dip boyasını geçtim saç boyasız bir yıl. en kocaman göbeklihallerim, hatta sırt yanlarımda sarkmalar başladı galiba... ama takıyormuyum hayır, hatta buna en dikkat eden kişi kocacış bile hiç takmıyor çünkü hayatımızdaki o minicik şey herşeye değiyor. ama bu yıl en çok erkeklere acıdım bunca şeye rağmen. acıdım çünkü ilk olarak karnında oynayan o canlıyı hissedemedikleri içindi, şimdide emziremedikleri için acıyorum. gerçekten acıyorum. gecenin bir yarısı normalde duymadığım bir sese uykumun en tatlı yerinde uyanıyorum evet ama o ses o minicik şeye ait, derdini normalde söyleyemeyen ama anlatan o sese. sonra derdini söyleyemesede açlığı ile geceliği çekebilecek kadar oldu oğlum onun altından emeceğini biliyor ve memesini alıyor cuk cuk... işte o an herşeye değiyor yok böyle bir şey, yok böyle bir zevk işte o zaman orada yatan kocacışa acıyorum o oğlunu seviyor, oynuyor, yıkıyor... ancak benim o an yaşadığım zevki yaşayamıyor...

12 Eylül 2010

yatağım halka açıldığında, saçlarım

not: oğluşum arkaSI KEL DEĞİL:))ben kestim hatıra olarak
yatağım halka açıldı, saçsız kalabilirim...


evde yeni yeni sesler var, en planlı plansızlığım, en dağınık hallerime hayranım,




en sevmediğim şey birilerinin yatak odasına girmekti, hele hele evli bir çiftin yatak odası, yatağına oturmak en sinir olduğum şeylerdi, bakın yatmanın adını bile anladım. bu durumda kendi yatağımada böyle davrandım. evlendiğimde ilginçlikler vardı evimde kaldığım ilk gece kocacış yoktu biz evi yerleştiriyorduk, eşim yok diye yerde küçücük bir minderde yattım. yani batıl inanç değil, totem değil ama inanılmaz dika ettiğim bir şeydi.ee bu gün oğlum o yatakta yerini aldı, hemde ne almak. koskocam yatakta o gelince biz düşmeden önce duruyoruz iki kenarda o kalan yerde:))))))) buna denecek bir şey yok. bu arada yatak wc yerine kllanılıyor gibi oğluşum. mesela banyodan çıkınca, yada faz emince kusuyor, hatta hatalı bebek bezi sayesinde kaka bile oldu:)))))) bunlar bize hoş tebessüm ettirmekle birlikte oğluşum hayatımıza girmesi, yatağının yatak odamıza girmesi ile cümle alem atak odama girdi çıktee hadi buda tamamda bi,rde oğluşumla birlikte yatağıma uzanmalar, yatmalar çıktı. annem oğluş nefes alsa odamıza dalıyor, oğluşu bana getiriyor, yatakta oturuyor, oğluşu seviyor. babanem ben onu utırken benim yataka yatıyor, uyumasını bekliyor,onunla oynuyor. en tak odamdayken her gelen ir bakıyorum yan yatıp dirseğine dayanıp konuşuyor:)))))) beni düşünmek istermisiniz????

yakında kel kalacağım bence kesinde, hani o saçları bi,r ,ht,yacı olana verebilsem. oğlum dik duruyor, oturma eğzersizleri yapıyor, dönmeyi düşünmüyor ama:))) kucağıma gelir gelmez, o yatarken ben ona eğilince kısaca her fırsatta saçlarımı yakalıyor. hatta kucağımdayken tutup asılı kalıyor:)))))) her seferinde saçlarımı kurtarmak yetmiyor, birde elindeki saçları temzilemek gerek. hal böyle olunca evin her yeri saçım çıldırtıcı bir şey... temizlik yapınca artık süpürgede tozdan çok saç var. ama oğlum bundan vazgeçecek gibi görünmüyor, benimse geleceğimde kellik görülüyor:)))))))

hayatımda plan yapamamanın planını yapar oldum. yarın saat 12 de evden çıkabilirmiyim? bilmiyorum. yada öğleden sonra dışarı çıkalım mı? oğlum ne derse, veee bunu hangi saatte derse. bu bana göremi? hayır. bu gece yemekten sonra ütü yapabilirmiyim diye konuşurken. ben nasip bilmem diyorum. gerçektende mesela bu gece oğluşumum içi bulandı kustu. ve yatması gereken saatte yatamadı, saat 22:00 de hala uyumamıştı. o saatten sonra yemek yedim veee tabiiki ütü yapılamdı. şimdi yatma planındayım. nednese oğlum artık geceleri kalkıyor, hele dün gece 1,5 saatte bir uynadı, oysa bukadar sık kalkmıyordu.

evimin en dağınık halleri. hani düzenli biriydim ama kendimi çok germezdim. gece yatarken sehpayı hep kocaıcş toplardı ben bırakır yatardım ama dolaplarımı, çekmecelerimi deli gibi düzenlerim, hani kiralarda gzdikçe bu imkanım azaldı. düzenleyecek dolap çekmece olmadığından:))) şimdi mi? asla olmaz dediklerim oluyor. mesela bebek bezleri için banyoda arı bir çöp kovası var ama banyo doluyken eşiğinde bir kirli bebek bezi görebilirsiniz, salonda bebek sepeti, içinde oyuncaklar, oğluşu koltuğa aldığımda kullandığım çarşafı, üstünü değiştirdiklerim yatağının ayak ucunda asılı, yada yere düşmüş olabiliyor, benim yatağımda alt değiştirme minderi yanında mendil kutusunu bırakmış olabilirim, ilaçlar masada, benim terlikler bir yerde, dılarıdan gelince çıkarılmış giyisiler bir yerde, kuruduğu halde toplanmamış çamaşırlık, ütülenecekler bekliyor.... ha bu böylemi kalıyor hayır, mesela saba ben kahvaltı ettikten sonra oğluş uyursa hemencecik her şey yerli yerine giriyor ama siz kapıyı o saatten önce çalarsanız?:) yada bayramda ve sonrasında gezdiğim gibi her gün evden çıkarsam bir kısmı süreklilik kazanmış gibi olabilir. bayramda her gün sabah sıra ile duş alıp hazırlandık çıktık. gece geldik oğlanı uyuttuk yemek yedik ve sızdık. pazartesi deli gibi tezmilik yaptım evi topladım, ütü yapmadım ama dünle bu günde gezince yayılmacı politika hızla evimize girdi... işin ilginci her akşam sehpayı toplamadan yapmayan kocam, onun işi çekmece dolap değildir. onun iş görüntüyü toplamaktır ki, neyse o bu durumdan o kadar mutluki inanılma zkeyif alıyor bu dağınıklıktan çünkü evde bebek kokusu var bayılıyorum, vee bu dağınıklıkta ona ait gittikçede artacak yaşasın, oğlum geldi evimize, yerleşti, yaşıyor veee bunlarda bunun izi diyor:))))

oğlum kahkalar atıyor, siren sesleri çıkarıyor, gülüyor.

dr larının deyişiyle çok mutlu bir bebek. elbetteki bir yeri ağrıyınca ağlıyor, acıkınca, yada... ancak o sorun giderilir giderilmez gülebiliyor bebek masumluğu ile. iki gecedir saat 8 gibi kusuyor. ondan önce içi bulanırken mızıklanıyor, kusuyor, ve sıkıntısı bitince gülücükler dağıtıyor.... onun bu masumluğuna hem aşığım, hemde içim eriyor...


hala saçlarımı boyamadım. ama evden makyajlı çıkıyorum. kendime basit bir kaç giyecek aldım. artık parfümümü kullanıyorum. ama terlik yada ayakkabılar bu sene sorunlu oysaki hamileikte hiç sorun olmamıştı. kilolarımı epey verdim ama hala göbeğim eski haline dönmedi ama iyimserim umut vaad ediyor. ameliyat izimde oldukça ümit vaat eidyor sanırım dr umun dediği gibi seneye hiç belliolmayacak gibi ama benim en sevdiğim izim o.... hatta üztüne oğlumun doğum gününü yazan bir dövme düşündüm???? yada ilk ismini yazdıran bir dövme istiyorum bir yerime ama öyle her an görünebiliecek bir yerime değil:))))) vee oğlumun ilk ismi kocacışın tek ismi:))))) bir taşla iki kuş!!!!

bir sinirle face e üye oldum. uzun hikaye...

ev işlerini yetiştiriyorum ama bir yerime motor takılmış gibi:))))))))))))))


3 Eylül 2010

inanılmaz ama bu gün yine dışarılardaydık.
arka arkaya bizi bozmasın derken, dayısının yanına uğradığımızda oğluşum önce huysuzlandı, sonr ağlamaklı oldu, oradaki tecrübeli anneler bu çok sıcaklamış ( oda ne demekse) deyince soluğu sağlık ocağında aldım, ateşini ölçtürdüm, dr a dinlettim falan sonra orada emzirdim bri ara sakinledi eve geldim. ondan önce yengemle buluştuk oda oğluşuma bayramlık aldı. ay bunca bayramlığı bayramda giymeye bayram yetmeyecek gibi:)))

bayramlık alışverişi sürprizdi asıl digi-türk ün dekoderini iadeye gittim. doğum yaptığım saatlerd earayan görevliye kızmış ertesi günkü ile delirmiştim ve iptal ettirdim o iş yapmakta o telaştan ve sıcaklardan sonra bu güne kaldı. digidigi ile 11 yıllık beraberliğimiz oğlumun ilk saatinde bitti:) çokda önemli değil şu aralar tv ye ayırdığım zaman önceden planlanamıyor zaten.
oğluşum iki gecedir beden ayrılamıyor, dün gece aşıdan dedik, bu gece sebebsiz yarın akşama ya nasip.
ilknurcum ilk kahkahsı geldi, evet harika bir şey, çıldırdım:)))))))) hemde banyoda geldi. banyo yaparken kahkaha atıyor katılacak diye korkuyoruz:)) sesini duyunca bile nasıl hareketleniyor, heyecanlanıyor ve gülmeye başlıyor görme gitsin:))))

son durum bitti ben çamaşırları asmaya gidiyorum, hayatı yoluna koyuyorum derken gece yarılarından sonra iş yaptıpımıda yazmışmıydım:))
olsun gündüz oğlumla oynarım, onun yüzündeki gülüş herşeye değer

1 Eylül 2010

40 bitti bile...

aslında tamamen ihmal hani o kadarda buraya giremeyecek kadar değilim:))
hani eskisi kadar gezmeyebilirim ama bu kadar değil.
evden çıkmayalı 36 gün oldu, egenin sıcaklarında ev hapsimiz uzun sürdü...
ama bu gün gezmenin dibini bulduk, oğluşun aşısı vardı sabah sabah evden çıktıkç dayısı, anneannesi telefon ettiler çıkma diye,
aaa yeter dedim, sıcaktı, yağmurdu bune ya bitmez bunlar önümüz kış yağmur soğuk olacak. sonrası yaz yine sıcaklar gelecek allah izin verirse bu böyle sürer çıkmadan olurmu. üniversite bir hocam vardı kötü hava yoktur insanın hazırlıksız olduğu hava vardır derdi de, 40 dereceyi aşkın sıcaklıkta nemi ekleyince yapılması gereken hazırlık nasıl olacakki dışarı çıkmadan:)))
neyse kısaca ben kimseyi dinlemedim, benim dinlemeyeceğimi anlayan kocacış tık çıkarmadı:)) aşıdan sonra gezdim nihayet yaz biterken kendime bir kaç parça giyecek aldım. 2 gün önceki doğum günüm içinde bir kaç şey gelmişti:)) kitap baktım dolandım.
oğluşumla ilk doğum günümü kutladım. aslında bir bakıma oğlumun da doğum günüydü çünkü biz onu geçen yıl doğum günümde yapmıştık. benim için en anlamlı doğum günümdü, ben hiççç hediye beklemedim bu yıl, en güzel hediye kucağımdaydı. bu yıl bize oğluşumun büyük abiside katıldı. artık sık uğrar oldu bunda oğluşumum etkisi?
oğluşum harika bir bebek oluyor en azından benim için, gelişimi iyi, küçük ve komik adam, amma benim için en güzeli şu günlerde bana olan düşkünlüğü gururumu egomu inanılmaz okşuyor. ağlarken kimseye değil bana gelmesi, başkasındayken beni takip etmesi sesime tepki vermesi her ne kadar bunda memenin bende olması etkili olsada olsun ben inanılmaz mutlu oluyorum:)))
bu arada neler mi yaptım. geçen gün yine lale ablanın kulaklarını çınlatarak tarifi olmayan uydurma kek yaptım. her seferinde yazıyorum ve bıkmayacam her seferinde yazacam. kek yapmanın bana mantığını kısaca yazarak bana kek dünyasının kapılarını açtığı için teşekkürler lala abla. bu seferki özellikle doğum günü tebriklerine gelenlerle çoktan bitti ve herkes beğendi.
sonramı bir sabahattin ali bitirdim, kürk montolu madonna. nasıl olmuş bilmem ama ben bu yazarı hiç okumamışım işte!!! şaşırdım. taaa ABD dan hediye geldi:))) kocaıcşın arkadaşları tatile gelirken oğluşa bir sürü hediye getrimişler, biraz ayıptır söylemesi koca koca markalar ( bu arada laf aramızda onlarla küçük adam oluyor) biraz gündelik ve ilk yıl anı dosyası bebeğe falan ama bizede bir şeyler getirirken bir kitapta eklemişler. hani eskiye, okuduklarıma göre roman sayılmaz hikaye kitabı gibi ama olsun ara verince hafifi başlamak iyi oldu yani, sonra yarın kalmışa devam ettim. veee dedimya bu gün de kitap baktım bir kaç kitap var aklımda... evde temizliği, yemeği yapıyorum da malum ramazan nedeni ile misafire ara verdim ve daha derin temzilikte annemden yardım alıyorum ancak eskisine göre çok nadir. annem dönüş yapar gibi, gibi çünkü babanem bizda hala bu arada bu süre bu gün 4 ay bitti yani oğluşumda 4. ayını bitirdi...
bu serinliğin fırsatını kaçırmadan gidip yatmalı, oğluşum aşının etkisi ile gece uyanabilir, o uynamadan uykunun dibini bulsam:)))
ancak her fırsatta buradan merak ettiklerim var. lala ablanın tatilini okuyamadım, kızlar ve o neler yaptılar, neler okudular, nereleri gezdiler. duygunun hamileliği nasıl, sık sık içimden onunla okunuşuyorum. ona bir şeyler anlatıyorum akıl veriyorum haddim değil ama olsun bak ben bunları yanlış yapmışım bunları düşünmemişim gibi... ilknur u kızlarını sağlık durumunu ve yazın neler yaptıklarını heeppp merak ettim ediyorum

1 Ağustos 2010

temmuz biterken sıcaklarda

temmuz biterken bu sıcaklarda evdeyiz, aşılar tamamlanmadığı için tatil planları askıda, oğluş denize giremeyecekse diye...
geçen hafta oğlumuda alıp kahvaltı için evden erkenden evden çıktık. serin serin kahvaltımızı yapıp pazara gittik. pek iyi bir plan değildi belki, zaten pek bir şeyde bulamadık kuru pazarda. mutfak perdem kötü durumdaydı. yine taşınmaktan bahsetmeye başlayan bir kocayıda düşününce pazardan kocacışın berber perdesi dediği bir perde aldım. onun dışında sebzelerimiz alıp öğlen eve döndük kan ter içerisinde. geçen hafta öyle döndüğümü düşündükçe bu hafta dışarı çıkanların allah yardımcısı olsun. ben pazardan döndüğümden beri hiç çıkmadım. evde yemek, temizlik falan... annem tatile gitti çanakkale ye yiğenine gittiler. babanem benimle kaldı. yeni yaşamıma uygun planlar düzenlemler geliştirmeye çalışıyorum. gündüzleri oğlumla geçiriyorum. akşam o yattıktan sonra işlere zaman ayırıyorum. yani annem gitti ama evim temiz, dolapta yemek var, çamaşırlar yıkanmış, ütüler yapılmış vee gündüzleri oğlumla uyunmuş, oynanmış... ama burası ihmal edilmiş durumdayım. oğlum sıcaklarla yeni yeni huylar geliştirdi öğlen uykusunu memede emerek uyuyor veee sık sık elini emiyor. ben yalancı meme vermedim bıraktırmak zor olacak diye şimdi ise o elini emiyor bunu bıraktırmak dahada zor olacak yani her şey doğru yapılamıyor yada her şey düşünülemiyor:(((
benden en kısa haberler bunlar anlatacak çok şey var belki, yaptığım bamyanın tarifi vermesemde, keklerden kurabiyelerden bahsedebilirdim. gelenlerden, konuşulanlardan bahsedebilirdim. eee her şeyi yavaş yavaş ayatıma tekrardan sokuyor ve düzen kuruyorum.
şikayetçimiyim ASLAAAA
hamileyken en güzel günlerim bunlar diyordum, oğlumu kucağıma aldım o minik halinin en güzeli olabileceğini düşünüyordumki bu hallerine geldik, gümeye agulamaya başladı. her yeni durum yeni bir planlamayıda beraberinde getirdi... şimdilik bu kadarını becerebiliyorum
görüşene kadar...

15 Temmuz 2010

oradan buradan geçen günlerden

bu günlerde çokkk yoğunuz
buralarda havalar bir serinledi fırsat bildik gezdik
sonra ısındı mecburi çıkışlarımız oldu
pazartesi kocacışın doğum gününü kutladık, daha doğrusu kutlamaya çalıştık bebekli ve benli ilk doğum günü, onun önceleride bebekli doğum günleri olmuş ama bu benim için yeni, oğluum evd ebir şeye izin vermedi attımkendimi yola şehre gittimki o ne çok sıcak kocaıcşa hediye bakacaz sokaklar kaynar kazan, dükkanlar buz devri, olmaz dedim, oğluşumkıpkırmızı oldu, kanter içinde kaldı.eee valla kocaıcş kusura bakma dedim hemen döndüm eve, eve dönünce o sıcağı yiyen oğluşla ilgilendim kocacışa bir pasta bile yapamadım. akşam eve gelince kocaman öptük, özür diledim biraz kapris yapar gibi oldu sonra olsun en güzel hediye kucağımızda dedi bizi öptü, sonra odasına gittik koyduk bir şarkı üçümüz dans ettik:)))))))
salı doktor kontrolü vardı denize karşı harika bir muayenehaneye gittik ohh pöhür pöhür esiyor dayımız geldi ama o aşağıdaki cafede oturdu dr ağlatırsa diye... anneannesi bizimleydi ve nitekim ağlattı, öncelikle düğmesini açmadan tulumu çıkarmak isteyen dr a sinirlendi, e bride üstüne mingaldağına bakınca kızılca kıyametler koptu muayenesi bitince anneannesini aldı çıktı biz dr u ile konuştuk. allahıma çok şükür sağlıklı ufak tefek şeyler var ama mesela annesi gibi alerjik bünyeli, gıda hassasiyeti var, hidreseri var falan ama hiç biri önemli değil dedik... orada ishal aşısını da olduk çıktık. hep birlikte esintili kordonda bir sefa yapıp, kemaraltında iskender yiyip veee mother&care den yeni boyumuza kilomuza uygun bir kaç şey alıp döndük.
asıl dün 3 aşı oldu biri koldan verem aşısı, diğerleir bacaktan. aşıdan sonra biraz dolandırıp arabasında uyuttuk geldik ama evde bir 1 saat geçirdik aman allahım aklım çıktı:( bir kaç kere katılacak sandım. her ne kadar dr lar katılmazda deseler insan bebeğinin o helini elinde görünce hani hiçde dr un dediklerini düşünemiyor panik oluyor:((( geceyi çok hassas geçirdi oğlum o mırıldandıkça kucağıma aldım, emzirdim. her gecekinden fazla şevkat gösterdim. neyseki bu sabah ev esiyor arada şekerleme yapıyor oğlum....
bu haftaya sığanlar bunlar geçen haftayı düşünmem gerek ama önce oğlum sitesini düzenlemeye fırsat bulamadım ağırlık oraya keşke bazı günler geçiyor, bazı kareler kaçıyor ama oğluma bebekliği ile ilgili gerçek bir şeyler vermek istiyorum...
bu akşam küçük abisi bizlere katılacak, oğlum küçük abizi ile yeni tanışacak, bakalım... ???
ben kendime ucundan kıyısından zaman ayırmaya çalışıyorum ama hala tam düzene giremediğimiz için olmuyor. dr 4 ayı doldurmadan fazla bir şey bekleme dedi... oğlumun canı sağ olsun. o sağlıklı olsunda gerisi hal olur.

4 Temmuz 2010

Posted by Picasa

yine geziyorum ama olanın çapı kısaldı:)))
hafta sonlarını bodrumda geçiren biz, şimdi akşam üstü sitenin bahçesinde bebek arabası gezdiriyoruz. bu gün oğluşu evde bıraktık sıcaktık diye markete gittik dönüşte annem perişandı. hala dr la bekletilmiş süt konusunu konuşamadım hatalıyım. ancak yavaş yavaş ipimi geniş tutmaya, hayatı normal yaşamaya başlıyorum/ başlıyoruz ancak bu günlerde en zoru her yapılanı defalrca kere izah etmek. doğumdan beri annem ve babanem bendeler. tabiikiinanılmaz rahatlıklığı var bu durumun. ben sadece bebekle ilginelniyorum resmen ancak bunun yanında her yaptığımı nedenleri ile onlarada anlatmaktan yoruluyordum şimdi sinirlenirde oldum. bu akşam oğluşu 3 kez banyo yaptırdık akşam 21.00 den sonra. bununla ilgili açıklama yapmak zorunda kalmak beni sinir ediyor. annem kocacışa kızıyor, çünkü osaatte baba oğul banyo yapıyorlar. babasına vermek istemiyor o babaların çocuk baktığı bir düzene zaten alışık değil. kocacış oğlu ile yağtığı bu duştan inanılmaz mutlu ve adamın oğlu onunla boğuşmam bitiyorki o konuşmayı duymayan babanem devreye giriyor. yani ben çocuğu bir yıkıyor 3 anlatıyoru. çocuğu dolaşmaya çıkarıyorum açıklama yapıyorum ammmmaaa dolaşmaya onlarda geliyorsa soru yok, soru yok!!! eğer annemle yıkıyorsak bebeği o zamanda zaman ve kaçıncı kez olduğu sorun değil!!!! eee haliyle bana da gelenler geliyor insanların bencillikleri en çok beni oğlum söz konusu olunca dlei etmeye başladı...
bu çıldırmaların arasında en güzeli gülmeye başlayan oğluşumu seyretmek, onunla oynamak, onunla olmak ama buraya ninesi ile fotoğafını malum şekilde koydum:)))))
bu konunun detayları artık yeni kurulan oğluşumun bloğuda evet artık onunda bir bloğu var:))
hala misafir ağırlıyorum demiştim ya, geçen akşam 10 kişiydik, yakında kalabalık bir gruğ daha gelecek misafir sorun değilde biizm buraların malum yazı, eee ev kalabalık olunca normalde salona büyük gelen klimaya rağmen bile sıcak... veee yinede mutfaktan serin olan salondan, normalden kaynayan çay ve fırın sayesinde normalinden dahada sıcak olan mutfak arasında gidip gelmeler... yinede allah daha zor şartlar altındakilerin yardımcısı olsun.
bu sıcaklar izin verirse oğluşuma alışverişe gitmemiz gerek. artık ilk aldıklarım küçük gelmeye başladı. gelen pek çok hediyenin neredeyse hemen hepsi daha ileriki aylar hatta yaşlar için. evet evet hediyeler arasında pek çok ileir yaş giyeceği var:))) bana çok komik geldi ama kocacış kızdı bana. o hediyelere hiç bakmadı, o sadece gelenler/ gelmeyenler, arayanlar/aramayanlar yaptı kendince... kendi gelmeyip hediye yollayan oldu neredeyse hediyesini gönderecekti bazılarını ancak şehir dışından yada ülke dışından gelenler yada gerçek mazareti olanlar hariç. o insanlarla olmak, görüşmek, konuşmak istiyor. oğluşunun doğumunu anlatmak istiyor.
aaa gece yarısı olmuş bile...
oysa ben bugün bloğa duyguya bir şeyler yazmak için girmiştim. onun hamileliğini kutlamak onunla ilgili yazmak için girdim neyse başka zamana nasipse yinede çıkmadan duyguyu kutluyorum onunda duaları kabul oldu, oda bir kadının yaşabileceği en güzel tecrübeyi yaşıyor ne güzel heyecanlar allah sonuna kadar her şeyi en güzel hali ile yaşaması için artık dualarımız.... allah onada benimki gibi çirkin ( çirkin burada daha önce azdığım anlamı ile!) bir bebek versin. duyguucum zaman bulur bulmaz daha uzun yazağım senin için.

30 Haziran 2010

gag / tarifsiz tarifler

herkese gag geldi bu sayfada bebekte bebek, hani hamilelikte yine bir şeyler yazardım ama oğlum doğdu doğalı dünyam güneşin değil onun çevresinde döner oldu:)))))

ama ona yeni blog yapıyorum buraya yine yemek tarifleri gezmeler gelecekte... işte... gezmeler de hala 40 gezmeleri... ay anlayacağınız ben fena halde, evli mutlu ve çocuklu olup ev hanımı oldum. bu gün küçük halamdaydık ondan çıkarken oda sen epeycene anne olmuşun dedi... pek benden beklenen bir durum değildi anlayacağınız, ben özgür kız durumlarında olmasamada ona yakın geçirdim eee bu bebekte 90.dk golu gibi gelince son dakikada beklenmezken umutlar kesilmişken benim durumlarda sürpriz niteliğinde:))))))))
neyse buralarda çok gezemesemde mutfağa ara ara giriyorum pek yemek yapamıyorum ama ataıştırmalıklarda ilerledim:)) harika bir tahinli kurabiye tarifi buldum, sonra ben kek yapamayan ben lale abla sayesinde tarifsiz kekler yapmaya başladım, hem pişirebiliyorum, anlayacağınız ben kendimi aşıyorum. lale abla bir yazısında hani kek yumaşak olsun isterseniz, kabarsın isterseniz, gevrek olsun isterseniz şunu bunu koyuyorum diye kek mantığını anlattığı bir tarif vermişti ha işte o benim dünyamı değiştirdi:)))))))))) artık kek yapabilir oldum. eskiden tarifleri beceremeyen işin ilmi anlatılınca tarifsiz tarifler yapmaya b sıralarda her şeyde olduğu gibi onuda yine canım çekti kalktım yapayım diye, evde annem yoktu babanem bana 1 kg limona 1 kg şeker dedi, yok dedim fazla gelir yok yok dedi ben biliyorum. onu dinledim tahmin ettiğinzi gibi limonlu şerbetim oldu:))))) bunu kanat dedi rengi limonataya benzemedi ama ben yaptığım hatalardan ders aldım. şimdi o şerbet konsantresi bitsin ben ne limonatlar yaparım durum siz:))))) o sıradaki limon kabuklarını atmadım kocacış sever bens hiç sevmem limonlu kek yaptım işte o tarifsiz tarifle, içinede zencefil koydum ve muflin gibi pişirdim ellerime sağlık bepenmeyen kalmadı, o sırada çanakkaleden bebek için gelen kuzenim bile bayıldı tarifi dedi, yok ki dedim inanmadı:)))))) doğum yapmadan bir kaç saat önce sardığım sigara börekleri gelen gidenle debini bulmak özere:))))))hani pek bir şey değil ama şartlara göre yine bir şeyler işte:))))) gezmeklerin yazılacak bir şeyi yok, gezmeklerle ilgili esas anlatılacaklar oğlumun sokaklarda benisoktuğu durumlar orta yerde kendini yırtıyor karnı acıkınca:))) arabamızı almıyorum evden çıkınca ha dolmuş ha arabamız; eğer arabada uyandı ise derdi açlık dolayısıyla durum her halukarda vahim:)))))))))

veee oğluşum bu gün 2. ayını doldurdu

oğlum uyandı ve aç bendne şimdilik bu kadar...

18 Haziran 2010

40 ımızın dr kontrolü

40 ımın dr kontrolüde yapıldı dün.

dikiş almada olmadığından hastaneden beri dr umu görmemiştim, dün dr daydık, aman aman buranın sıcaklarında bittik, resmen bittik.

dün sabah evden çıktık, önce bebeğimin doğduğu hastaneye gittik, onun 6 haftalıkken yapılması gereken 2.kalça ultrasonu yapıldı. kalça çıkığı riski yoktu ama yapılmıştı şçimdide 2.si yapıldı. herşey normal çok şükür beklendiği gibi. oradan çıkıp bir şeyler yedik. aslında her dr a gittiğimizde bir şeyler yediğimzi yere gittik yine ama bu sefer oğluşum karnımda değil arabasındaydı:))) en komiği ise yemek yediğimiz yerin sahibi aaa siz hamileymiydiniz demesi güne damgasını vurdu, oradada güldük, sonrada sık sık aklımıza geldi güldük:))) sonra dr vardık ki, oğluma jest:)) bebekli hastalar sıra beklemiyormuş:))) ama içerideki hastayı beklerken uyuyan oğlum hiç uyanmadı, gözünü açıp dr una bile bakmadı, ayıp ettin dedik ama hiççç oralı olmadı, dr kıyamadı olurmu ayıp o dedesinin evinde ya ondan çok rahat o burayı tanıyorda uyuyor dedi:))) oğluşumu sevdi bol bol koktu, dünyadaki en güzel kokudan daha güze diye diye:))) sonra onu anne annesi ile dışarı aldık vee benim muayeneme geçtik. herşey güzel, hiç bir sorun yok çok şükür, ikinci bebeği bile konuşmaya başladılar orada arada:) yinede sıamer için örnek aldı dr um, bir şey çıkacağından değil ama olsun dedi. dışarı çıktığımızda tipik izmir sıcağı yine bizi bekliyordu. arabada araç koltuğu kullanıyoruz ama, korktuğum oluyor acıkınca durmuyor veee daha önemlisi o sıcakta arabada yüzüne güneş gelmesi sorunu var, malum araba tek yöne gitmediğinden koltuğunu ayarlayamıyoruz vee güneş geldiğinden asıl sorun başlıyor, perdeli araba lazım bize, bunu fark edince anneannesi ile hareketli perde görevi gördük:)) eve gelince hemen hepimiz gibi oda banyosunu aldı, karnını doyurdu, çünkü arabada emdikleirni hemen çıkarmıştı, hemenderin bir uykuya daldı kıyamam oğluşuma.
bu gün se sanırım 4. kez tırnaklarını kesiyordum ki nasıl oldu ise etine kaydı, yani siz siz olun o eti kesmez güvencesi ile satılan makaslara güvenmeyin. normalde aşırı güneşte gözlüklerimi takıp yaptığım işi ben nasılsa öğrendim cesareti ile sanırım biraz daha loş bir yerd euyuduğu halde yapmaya kalkınca, uykusunda canı yanan bebeğim direk katıldıki, hamilelikte bebeklerin katılmalarına rağmen asla nefessiz kalamayacağını öğrenmiş olmama rağmen aklım çıktı. mosmor kaskatı olmuş bir bebekten insanın korkmaması çok zor, hele ilk bebeğinizin ilk günlerinde iseniz yinede soğuk kanlılığımı koruyorumda sonra çokmu duygusuz ve vicdansız bir anneyim ben diye içim içimi yiyor:((( bir yandan kucağımdan ayırmamak istiyorum, ne yani askere giderken mikucağımda sevecem demi ama, diğer yandanda çocuk yetiştirme kurallarında karnı tok, gazı alınmış ve altı temiz bebeği yatağında bırakın uyusun deniliyor olmasıda var????? bilmiyorum kısaca....... ama kucağımdan bırakıp bu hallerini bu mimiklerini kaçırmak... ben babası için bile üzülüyorum, gündüz pek çok şeyi kaçırıyor evde olmadığı için. harika mimikler geliştirdi... :))))
evde hayat hala tam olarak normale dönmedi, hala yeni bebek gelmesinin şaşkınlıkları var üzerimizde... ben düzenli bir uykuya geçemedim, biraz oğlumdan olduğu kadar birazda benim normal hayata geçişte yarattığım baskıdanda oldu, geri tepti. ben gezerim, misafird eağırlarım, kendimede bakarım, ev işide yaparım falan ihtiraslarım sayesinde, geçen akşam kocacış bebek uyurken hemen yat yoksa şimdi bayılacaksın sen dediğinde fark ettim kendime yaptığım baskıyı... yani evet hayat normale dönecek ama öncelikle asla eskisi gibi olmayacak ve bu iş yavaş yavaş olacak bunu kabul etmem gerek. yani bazen aksaklıklar olacak, her yere gidemeyeceğim şu an sonra yavaş yavaş bunlarda normale dönecek ama biz artık 3 kişiyiz yani asla 2 kişilik olmayacak hayatımız. bunu geçen akşam akşam oğluşum biraz keyfi yokken kusmaya başladığı sırada fark ettim. ben uyumaya yatağa yattığımda her sesine fırlamaya başladım, yetmedi uynadığımda kocağımda onu arar oldum yatağına koyduğumu unutup ve gözümü kapadığımda ona bir şey olduğunu düşünüp sıçramaya başladım ki, o an o sorumluluğu, o sevgiyi ve artık umarsız hayatım olmayacağı gerçeği ete kemiğe bürünmüşte karşıma çıkmış gibi oldum. evet eskidende uykusuz gecelerim endişelerim olurdu ama onların hep bir sonu olurdu, bunun yok ama bu endişe şimdi kusuğundan olacak, yarın başka şeyden ama hep olacak. belki hep aynı düzeyde olmayacak bazen çok bazen az ama hep olacak... olsun ben bunu o kadar beklemiştim... ben o kadar bekledim de 3.kez yaşayan kocacış çok mu farklı? hayır değil. o da çılgınlar gibi seviyor oğlunu, ne yapacağını şaşırıyor, onun sesini duyan bebek bir an durup onu dinliyor resmen tanıyor, benim sesimi duyunca yalanıyor ama teyzemin sesi ona resmen ninni gibi geliyor:)))))
şimdi yatağında yatıyor zor bir gaz çıakrma seansından uyuyor. bende telsizi yanımda buradayım. onun yanında çalan radyoyu telsizinden dinleyerek. oğluşum yıllar sonra evimize radyoyu soktu:)))))))))

15 Haziran 2010

ZAMAN KAPSÜLÜ

bir önceki yazı aynı anda yayınlanmakla birlikte aslında aradan günler geçti....
öncelikle oğluşumun büyük abisi geldi, bir kaç gün bizimle kaldı, babasından çok benimle zaman geçirdi, sohpet ettik, oğluşumu sevdi belki altını değiştirmedi ama bol bol o uyuttu:))) ileride velisi olmak istediği gibi romantik beklentilere girdi, hatta buralarda sırf kardeşine yakın olmak adona yüksek yapmayı düşündü, en büyük üzüntüsünün onunla fiziksel olarak araların mesafe olması olduğunu söyledi...
bunun dışında biz bir kaçkez daha evden çıktık. ama önceki çıkışlarımızdaki gezmeyi seven oğlum sanırım fikir değiştirdi ki, bu gezmeler kabusa döndü. çarşıya çıkamıyoruz ama babası tatil planlar oldu!!!! gerçek 40. gün evden çıktık öncelikle 700 yıllık bir caminin ve bir kaç türbenin önünden yürüyüş yapıp anneanneme gittik ki, sıcaktan bittik. vardıktan sonra uyumayan, sürekli emmek isteyen oğlumla eve dönmek... ertesi gün dr kontrolüne gitmeden kıldan tüyden sorunları çözmek için kuaföre uğradım malum dikişlerle kendimi zorlamayayım demiştim ama... oğlumla eve zor attım kendimi, dolmuşta oğlumu emziriyordum dönerken:((
veee bizim buralarda sıcaklar afrikadan geliyor modundayken bebekle dışarı çıkmak büyğk hataymış anladım da, önümüzde serin günler bizi beklemiyor...
artık günde 2 kere yıkanmaya başladı oğlum ancak baş edebiliyor sıcaklarla.
vee bu arada geçte olsa oğluşuma br blog açmaya karar verdim, kapalı olacak ama ona ve bloğa ulaşmak için giriş bilgilerini burada vermeye karar verdim. hani ya olurda zaman geçer ve ben her zamanki gibi kullanıcı kodlarını ve şifrelerini kaybedersem diye buraya bunları bir zaman kapsülü gibi yazmaya karar verdim. bu blogun girişi; kullanıcı adı: benim bekarlık soyadım ve gmail.com giriş şifresi kocacışın doğduğu yıl ve benim doğduğum yıl arka arkaya. yeni blog da da aynı kullanıcı adı ve şifreyi kullanmaya karar verdim. bu durumda hatirlamam gereken tek şey bu sayfanın adı olmalı değilmi?:)))))
bu arada komik değilmi sanki burayı kotardımda ikinciyi açıyorum demi?:)))
aslında hayattan o kadarda kopmadım. yani b
beklenen gibi üstü kusmuklu saç baş dağılmış bir hal almadım şaşırtıcı olarak. genel olarak sabahları duşunu alıp üstüne temiz bir şeylee giyebilen bir anne olabildim de buna karşın kahvaltı saatim belli değil, gerçi sanırım günlük 5000 kalori falan alıyorum bu nedenle kahvaltı saatine takık değilim sürekli yeme modundayım anlayacağınız. dışarı çıkarken hafif makyaj falanda yapabiliyorum ama üzerime göre hem emzirmelik hemde koca karnımı hatta süt tesislerimi sığdıracak yazlık kıyafet bulmakta güçlük çekiyorum gardrobumda malum ben kış hamilesi idim. ancak bebekle almaya gitmek daha riskli görünür oldu artık bana:)))))

6 Haziran 2010

40 uçurduk

ön not: bu yazı yazılalı 10 gün olmuş ancak tamamlanmadığı için yayınlanmamış:(((

bu 40 uçurması nedir bilmem ama bizde uçurduk dün. işin ilginç yanı 40 uçurmak için bebeğin 40 günlük olmasını beklememek gerekiyormuş o zaman 40 basıyormuş. ay ne kadar garip bir durum. bu efsaneyi bilen varsa lütfen paylaşsın...

sadece hafta sonları müsait olan dayısının eşinden dolayı dün çıktık dayısının evine gittik ilk kez. evine gitmeden ilk önce dayısının iş yerine uğradık, onu gördük kendimizi öptürdük. oradan gelen hediyelerden değişecekler vardı onu hal ettik, ha birde bilmece halindeki bebek arabası ve araba koltuğunun kullanımını sorduk aldığımız yere. araba koltuğu mecburiyeti çıkalı adamlar sersem gibi olmuş müşterilerden güldüm:))) bizmi? biz mecburi olmadan almıştık, babamız bu konuda çok hassas zaten. neyse, yani bir sürü iş yeri gezdik öyle gittik dayısının evine. bize bir sürü hazırlık yapmış. evi serinletmiş biz gelince yatak odasının pencerelerini kapattı oğluşum rahat rahat uyudu bir güzel dayısı ile teyzesinin yatağında:))) bulaşsın inşallah dedik bol bol...

bizde hazırlanan mantıları, ikramları yedik, çaylarımızı içtik. oğluşum uyanınca ben emzirmek dışında teyzesine yıktım:))) son uykuya daldığında çıktık döndük. oğluşum bizim evin asansörüne kadar gayet sakin dayandı, asansörden eve koşa koşa girdik emzirmeye:)))

bu günde misafirleri geldi yine, babasının iş gereği tanışıklığı olan hoca vari biri vardı gelenler arasında oğluşuma okudu üfledi. zaten hamileliğimde babanem neredeyse hatim indirmişti ona:))) bu günde okundu üflendi oğlum, nazar değmiş dendi. haaa birde doktor olacak bu çocuk dedi. ha işte bunu buraya kayıt düştüm ileride kendi okusun değerlendirsin????

yarın yine misafirlerimiz gelecek. uzaktan gelecekleri için bu gün temizlik ve yemek işini halletti annem. ama çok yorgun, yorgunlukta gerginlik yapıyor onda. oğluşum bu gün gaz sancısı çektiğinden ben pek yardım edemedim, genelde oğluşumla burun burunaydım. birde dün gece hiç uyumadım ama annem yüzünden. gece yatarken hava serinledi biz çocuk ince gezdik dönüşte inşallah üşütmez demesiyle ben bütün gece oğlum gak dedi koş ateşine bak, kustu aman kusuğunu kok üşütmüş diye? guk dedi fırla modunda geçirdim. aklım oynadı hastalanırsa diye. sonra herkesi sabah haşladım. bir daha kimse olumsuz cümle kurmasın diye



karnım kocaman hala... dr korse, hareket neyim her şey yasak dedi ona kontrole gidene kadar... herkes içinde bir tane varmış unutmuşlar esprisi yapıyor, ama bu espiri bayatladı resmen...

1 Haziran 2010

1 ayımız

oğluşumu kollarımıza alışımız 1 ayını doldurdu, bize rüya gibi 1 ay yaşattı. ona binlerce teşekkürler, allaha binlerce şükürler...

duygularımı anlatmaya çalıştım, kelimeler yetmesede...

bu arada pek çok soru fiziksel durumumla ilgili oldu, pek çok bayan bunu merak ediyor:))))

ben hamileliğimde 7,5 kilo almıştımki, hastaneden dönünce bunun 6,5 vermiştim. hamileliğimin son 3 ayında şeker diyeti yapmıştım, hastaneden çıkarkende doktor şeker diyeti verdi. önceki yememek, sonraki yemek üzerineydi. hastaneden çıkarken dr um bol bol lahusa şerbeti iç, tatlı ye sakın diyet yok dedi... bende dönünce resmen boşalda semerimi ye durumuna girdim:))) bebeği emzirirken öncelikle buranın yazının gelmesi ilede çılgın gibi terliyor, içim eriyor ve bebeğim emer emmez ben soluğu mutfakta alıyorum. gelsin tahinli pekmez, gitsin üzüm hoşafı, kurabiye, üç öğün yediklerimden bahsetmiyorum bile... bunun sonu nereye varır hiç düşünen yok ama ara ara, daha çokda bana soruldukça aklıma geldiğinde sizlere kilo durumumu da bildiririm:))))

hamile bile kalmadan hep doğum yaptığımda hastaneden eve dönmeden kuaföre giderim derdim hastaneden eve döndüm hatta 1 ayda oldu ama hamilelikte özellikle babanemin istediğini kırmayıp kocamın deyimiyle rapunzel haldeydim. bu konuda lale abla şahidim, doğumdan az önceki halimi gördü:))) 1 ayımızı dolduruken aşımızın zamanı geldi, fırsat bu fırsaytır dedim evden çıkarken iyi planlama yapmak gerek... öncelikle dr ve hastaneye önceki gidişlerimizde öğrendim. benim çıkış saatim için planlama yapmak zor. planlamayı oğluşum yapıyor şöyleki; bebeğim uyunacak, altı alınacak, beslenecek ve uyuyacak ve o uykuya dalar dalmaz evden fırlanacak. çünkü uyandığında hemen meme isteyecek nerede olduğumuzun hiç önemi yok ve başka türlü susturulması mümkün değil. dr a ilk gidişimizde muayehaneye vardığımızda hemen emzirildi, dr bekledi:))) ikincisi daha kötü çıkmıştık ki arabaya binerken çıldırdı, şehrin göbeğinde arabada ben emzirmeye başladım:))) babası bebeğin emdiği memeye bakacak sapıklar için yapılacak bir şey yok diyecek kadar rahat:))) hani sokakta çıkarıp emzirmiyorum ama, arabaya biner binmez usturupla emzirdim. şimdi bu tecrübe ile plan yaptım. o uyuyunca çıktık ama biz şehre varınca sağlık ocağı öğle tatiline girince oraya yakın kuaförüme gitim fırsatı değerlendirdim yani. öğlen hiç kimsede yoktu. içerideki onların özel odasında uyudu annem başında. tam işim bitti uyandı, emzirdim oradan fırladık. fırlarken ben inanılmaz hafifilemiştim tabii:))) artık eskisine göre kısacık saçlarım var, bana kalsa ben çok kısa kesecektim ama kocacış hemen yapma önce gözümüz alışsın, hem başka başka modeller kullan dedi, bende hay hay dedim:;)) neyse fırladık çıktık. annem bir kaç yerde vitrin bakmaya kalktı aman dedim ama sağlık ocağına vardığımızda daha uyanmamıştı, zorla uyandırır gibi yaptık ki aşı oldu, çok ağladı bu sefer. çıktık eczaneden ilacımızı alırken tam uyandı ağlaması artı, tanıdık eczanenin arkasına geçtik emzirme için:))) ))) o uyuyunca hiç kusura bakmayın ben hemen gidiyorum dedim güldüler:))))))) orada hamileliğimi bildiklerindende inanılmaz bir ilgi ile karşılandık, bir sürü hediye aldık:) dayımıza merhaba dedik, döndük. veee sandığımdan çok daha kolay oldu herşey. oğluşumun bu güne kadar ki tüm gezmeleri iş yerlerine oldu:)) erkek adamın ev gezmesinde ne işi var demi ama, adam işine gücüne bakar:))))))

ben çoktan gezmelere başlarız babamınız sayesinde diyordum ki dr, hastane dışında çıkmadık şaşırtıcı:))) ancak ben lahusalık, ve bunun 40 gün sürmesi nedir? neredendir? merak ettim. nedne 40 gün? neden 1 ay değil? yada 2 ay değil? yada ne bileyim 41 gün değil? lohusalık nedir? ama istemedende olsa ona yaklaştım:)) kocacış oğluşu gelince inanılmaz oldu. ben onun çocuklarını sevdiğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. kıyamıyor oğluşuna, kalabalığa çıkarmak istemiyor, çok dolaştırıp ısı farkından hasta etmeye korkuyor! inanamıyorum ama öyle... o daha çok küçük diyor.
biz oğluşuma sürkeli onu ne kadar sevdiğimiz söylüyoruz. ona kendimizce şarkı yazıp besteliyoruz. ninnilerimizde çok yaratıcıyız yani. ancak şaka gibi gelecek ama tv de heecanlı bir şeyler varsa, birileri yanında gerildiyse resmen huzursuzlaşıyor sanki... ancak romantik komedilerin müziğinde rahatlıyor gibi:))) bizde ona buna uygn ninniler besteliyoruz. onu sevdiğimizi, ne kadar beklediğimizi anlatıyoruz. evet sizlerinde yazdığı gibi biz o kadar uzun süre onu bekledik ki... o sürelerde kocacış bana hep allah bize bir bebek verecek, hemde öyle bir bebek verecekki bu kaybedilenlerin hepsinin ruhu onda buluşacak inanılmaz bir şey olacak diyordu... ben çok kızıyordum içimden. belki hepsinin ruhu ile ilgili değil ama inanılmaz bir bebeğimiz oldu... kocacışın dediği oldu yani...
ancak böyle bir bebeğim olacaksa ben daha 10 tane doğurabilirim:)) hamileliğimdeki uykusuz gecelerimi, ona bir bir şey olacak diye döktüğüm göz yaşlarını unuttum bile. doğum sancısı uçup gitti, ameliyat sanki hiç olmamış gibi, sanki beni hiç kesmediler :))) zaten dikmediler de yapıştırdılar:)))
günlerim kendimde değil gibi geçiyor. bu gün kendi dr umundan kontrol için randevu alacaktım unuttum, avukatı arayacaktım unuttum. akşam kocacış soruyor yaptınmı diye. benden iş beklemeyin dedim. onca işi yapan, onca organizasyonu 2 dk da yapan, o iş bitirici ben değildim sanki. şapşal bir şey oldum. işin içinde oğlum yoksa salla gitsin modundayım kendiğimden. memnun muyun? kesinlikle evet. bunca yıl yaptığım hiç bir şey bana bu kadar keyif vermemişti. hiç bir şeyin içinde kendimi kaybetmemiştim oğluşuma kadar. şimdi hayat benim dışımda akıyor biz ikimiz başka boyuttayız sanki. evet evet görüntüm tam bir buldukçuk oldum modu:))))))))
bu hafta sonu yada hafta başı büyük abimizde bize katılacak. oğluşum içn gelenler, arayanlar inanılmaz oldu. beklediğim hastanedne göreceğime emin olduğum ama gelmeyenler olduğu gibi, belçikadan kuzenim geldi, abisi geliyor, mersinden misafirlerimiz gelmişti... oğluşum ark edmeiyor olsada olsun, ben sonra anlatırım yada buradan okur belki:)))))
sizde tahmin edersinizki 1 aylık bir anne olarak, heleki son yılları bebek için hamililikle geçmiş bir anne olarak şu günlerde başka şeylerden bahsedemiyorum, başka şey yapmıyorum çünkü. yapmayada niyetim yok:)) hatta aynı şeyleri sürekli yazıyor bile olabilirim. çünkü o şeyler hep aklımda dilimde... sıkılanlar için üzgünüm, aslında üzgünüm değilimde lafın gelişi bir süre daha böyle geçecek, o süre ne kadar olur bilmiyorum.

30 Mayıs 2010

günler geçiyor...

günler geçiyor ancak bana sanki hastaneden daha dün gelmişiz gibi geliyor, o gün sanki bitmemiş gibi geceler gündüzler birbirini takip ediyor ama sanki hepsi aynı gün gibi garip durum hissettiklerim:))))
oğlum değişiyor, gelişiyor. elbette gelişmesi güzel bir şey ama ben zaman dursun yaşadıklarıma doyayım istiyorum:))) ben hamileliğimide böyle sevmiştim. şimdi bebeğimle yaşadıklarımıda öyle seviyorum, oğluşumu ne kadar sevdiğimi yazmıyorum, gerek görmüyorum bile:))) onunla olan duygularımı anlatacak kelime bulmak imkansız. ilk günlerimizi anlatacak kelime hayal gibi bir şey olurdu. çünkü hala içimde bebeğim var ama elimdede oğlum var gibi durumundaydım. ameliyathanede bile inanamadım. bunu en iyi hisseden kocacış oldu, sen inanamadın dedi durdu bana, o böyle dedikçe ben gerçeğe ulaştım:)) şimdi oğlum diye seviyorum, öpmek değil neredeyse yiyesim geliyor...
şimdi ben bunları yazıyorum, ama elbette gece kalkıp emziriyorum ki bunu yapabildiğim içinde allaha şükrediyorum. bu bir anneye verilmiş en büyük lütuf bence. elbette oğlum gaz sancısı çekiyor ve bizi ayağa dikiyor, elbetteki kusuyor, elbiselerim kusmuk kokulu ve lekeli oluyor ama bunlar bana inanılmaz keyifli geliyor çünkü bebekle ilgili anlatılan hep bu konulardı, diğer keyfin yanında bunların lafı bile olmaz. mesela tam altını değiştiriyorsunuz hoppp kakasını yapıyor diyeceğimde bundan beteri şu ki; tam altını açıyorsunuz kakasını o an yapıyor bacaklarıma yaptı, hatta geçen gün eğilmiştim ki yüzüme yapacaktı. hani ağzıma etti denir ya ha işte öyle:)))))) ben ne mi yapıyorum basıyorum kahkahayı veee badem şekerinden yapılmışa benzettiğim ayak parmaklarını öpüyorum yalıyorum ki, bundan inanılmaz bir keyif alıyor oğlum:))))) altını alıp, gazını çıkarıp, karnını doyurmuş halde uykusu gelmediyse ha işte gün içinde o anı yakaladıysanız tüm gün yapılan işler unutuluyor, hayat duruyor, zaman sadece o an oluyor...
bu gün akşam üzeri dayısı geldi, dayısı kapıdan girdiğinde oğlum emmesini bitiyorudu, o oturur oturmaz hop attım kucağına. bu gün ilk kez ellerine aldı diyebilirim ve o an aralarında özel bir şey yaşandı, oğluşum tıpki benim gögsümde yatarmış gibi huzurlu mutlu yattı bir sürü kur yaptı dayısına:))) bugüne kadar hep bizim kucağımızda doğru dürüst dokunamadan seven dayısı bir kaç saatini tamamen ona ayırdı, gögsünde uyuttu yiğenini:)) inanılmazda keyif aldı bundan. bir yandan da çocuk sahibi olmayan ancak olabilmek için çırpındığını bildiğim kardeşimin bu yaşadıkları bir yandan burnumuzun direğini sızlattı...
ben oğluşumdan ayrılamıyorum. bu gün babası ile markete gittik, kapıdan çıkmamızla gitmemiz arasındaki 45 dk boyunca bir kere onu bıraktığım için huzursuzdum. hatta özledim bile. oğlumu gögsümden mümkün olsa 1 dk ayırmak istemiyorum. biliyorum ki bir gün gelecek bu günlerin çooook geride kaldığını göreceğim. o gün bir rüyadan uyanmış olmak ama o ana kadar geçen zamanda yaşananları kaçırmış olmak istemiyorum. veee bu günlerden aklımda kalanların uykusuz geceler, perişan hallerim, ağlama sesleri olmasın istiyorum. o nedenle keyif almak tadını çıkarmak istiyorum. bunlar benim hayatımın en mutlu günleri, yaptığım en güzel şey, en iyi şey:)) vee bu duyguyu 3. kez yaşayan babasınada bunca zaman haksızlık etmişim o da en az benim kadar heyecanlı ve mutlu...
ve sanırım dr umun hamileliğimde, anestesi uzmanımın ameliyattan sonra dediği gibi benim pozitif olmam, tüm hastanenin anladığı ve söylediği gibi oğluşumun beklenen, istenen bir bebek olması sonucu bebeğim genel olarak huzurlu bir bebek oldu, genelde de mutlu bir bebek gibi geliyor bana bu nedenle allaha binlerce kere şükür. allah nazardan saklasın ve hep böyle olsun, mutlu bir bebek ve mutlu bir insan olsun... ve hep dilekerimin dualarımın sonuna eklediğim gibi allaha isteyen herkese göstersin, yaşatsın bunları hayırlısı ile...

24 Mayıs 2010

22.gün

haftaları sayıyorduk aylardır, artık günlerimiz var, inşallah aylarımız yıllarımız olacak bundan sonra...
oğluşum 22 günlük oldu, doğduğu güne göre çok değişti. önce inceldi, sonra kilo aldı, ten rengi normale dönüyor. evde konu emdi mi, gazı çıktı mı, kakasını yaptımı, altı alındımı????
bizkocacışla bazen oturup onu seyrediyoruz, bunu biz mi yaptık diye şaşıyoruz. ben hala bir oğlum olduğuna inanamıyorum zaman zaman... şaşkımın...
kesin karar verdim anne olmaya karar vermek demek, dünyanın en bencil şeyi...
ki ben pek çok olumsuz özelliğe sahibimdir agrasifim, zaman zaman lafımı bilmem, son söylenceği ilk başta söyler yakarım gemileri, ama asla bencilolmamıştım bunca yıl. bencillik bana uğramamıştı şimdi ilk kez karşılaştım bu duygu ile... oğluşum beni sevmeyi seviyorum. onu tamamen kendi bencil istekleirm için yapmışım anladım... o kadar bencilimki, mümkün olsa şu an bir kere daha hamile kalabilirim. hep hamile olsam şikayet etmeyecek gibiyim. veee oğluşuma sahip olmak. onunlayken dünya duruyor. kim ne yapmış, dünyada neler olmuş, kim gelmiş kim gelmemiş kısaca hiç bir şey umrumda değil. sadece o ve ben varız sanki bu dünyada... birden fazla aşk yaşadım ama aslıda yaşadığımı zannetmişim, şu an aşkın ne olduğunu anladım oğlum sayesinde... yaşadığım en büyük aşk...
bu arada biz bunca sevişme arasında nelermi yaptık. sondan başlayayım cumartesi günü mevlüdü yapıldı oğluşumun, bizim minik evimize 44 misafir geldi, ağırlandı, dualar edildi...
ondan önce bir kaç kere dr hastane yapıldı. oğluşum biliyorsunuz inversiyon9 du. bendede olduğundan sütümden ona geçebilecek ve hastalık yapabilecek şeylere karşı tahlil verdik. minik oğluşumun kolundaki damardan kan aldılar bu hafta çıkacak sonuçları dr umuz klinik olarak ihtimal vermiyor ama doğduğu hafta idrarındaki kızıl renkten dolayı içimizi rahatlatalım dedi. inşallah hiç bir şey çıkmayacak çünkü aksi durumda sütümüveremeyecem oğluma. oysa o anlar bizim için çok özel, inanılmaz özel... oğlumla göz geliyoruz, memeye sarılmaya çalışıyor, ona dokunuyor, emiyor sanki karnımdaymış gibi ama bir başka türlü bütün oluyoruz o anlarda. o sadece ikimize özel. kimseyle paylaşılamıyor. kimse benim yerime geçemiyor, o benim sesimi duyunca susuyor bekliyor, onu emzireceğimi biliyor ama benim ki dışında seslere değil sadec ebenimkine:))))) dedim ya bu iş bencilce bu durumda bana inanılmaz keyif veriyor. bana muhtaçlığı değl keyif veren, o yaşanan anların özelliği bana keyif veren. hiç bir aşkım bu kadar masun değildi, hiç biri bu kadar saf değildi, bu kadar yalın değildi... dedim ya bu başka türlü... anlatılamıyor...
altını alırken ayaklarını öpüyorum, yalıyorum. ellerinide, onu kokuyorum öpüyorum bundan nasış keyif alıyor, 22 günlük ama sevildiği anlıyor benim oğlum yani bu aşk karşılıklı:))))))
bunun dışında oğluşuma bir sürü misafir geldi. mersinden babamın kuznei hastaneye gelmişti. bu gün belçikadan benim kuzenim geldi, abd den kopcaşın arkadaşları geldi, gelemeyenleri hediyeler göndermiş. hepsi birbirindne güzel özel bizim için. gelenlerin hepsi de bizi mutlu etti, nasıl etmesin oğluşumum bize kaltıması sevincimize eşlik etmek için, onu görmek için kalkıp geldiler...
cuma günü bankadaki işler için oğluşumu evde bırakıp çıkmak zorunda kaldım 2 saat boyunc aözledim resmen:)) ama kötü yanı dönerken yağmura yakalandım arabaya binerken yoldaki birikintilerden sırıl sıklam oldum. ıslandığımı düşünmedim. oğluşumun sütümden bir şey olurmu diye aklım oynadı resmen:((( allaha çok şükür bir şey olmadı. ama beni dışarıda gören kayınvalidemin teyze kızı, beni azarlayamadı ama kocaıcşı azarladı. bu kız bu kadar erken çıkarılır mı? ayağında çorapsız gögsü açık bu ne , bizd eböyle şeyler olmuyor bilmiyormusun sen oğlum diye. ama sanırım kızım sana söylüyorum gelinim sen anla gibi oldu biraz?:))) olsun oda oğluşumu düşünerke söyleid ya inanırmısınız hoşuma bile gitti, kimseye demedim ama:))))))))))
bu arada gece oğluşa kalk, gündüzleri misafir, kişisel temzilik, ev işleri derken sizleri gezemiyorum hala.. aslında sizleride özledim kim neler yapıyor merak ediyorum. şu an annem bizimle ama 10 ile 15 günler arası yoktu. ev işleride eklenmişti işlerime, en zoruda dikişlerimle temizlik yapmaktı. annem nedne yoktu buraya yazdığım bu güzel şeylerin yanına yazmak istemeyeceğim tatsızlıkta şeyler... :(
oğluşum uyudu, benimde uyku gözümden akmakta
hadi sizlerde kalın sağlıcakla:)))

9 Mayıs 2010

ANNELER GÜNÜM.40.DA BİR İLK

TÜM ANNELERİN, ANNE ADAYLARININ VE TÜM KADINLARIN POTANSİYEL ANNE OLARAK ANNELER GÜNÜ KUTLARIM... KUTLU OLSUN VE MUTLU OLUN...

BU YIL 40. ANNELER GÜNÜM BENİM, 40 YILDIR ANNEMİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM. GERÇİ İLK YILLAR BENDE KUTLAYAMAMIŞ VEKİL KULLANMIŞIMDIR MUTLAKA:))) ÇÜNKÜ BU GÜN DE OĞLUM BİR SÜRÜ VEKİL KULLANARAK KUTLADI ANNELER GÜNÜMÜ... EŞİM, KARDEŞİM, EŞİMİN ARKADAŞLARI, BENİM ARKADAŞLARIM, EŞİMİN BÜYÜK OĞLU, DAHA BİR SÜRÜ KİŞİ EN ÇITIR ANNENİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLARIZ DEDİLER. BEN ANNEMİN BABANEMİN VE TEYZEMİN BİZİM EVDE, TELEFONDADA ANNEANNEMİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLADIM.
AMA BEN KUTLANMAYI BEKLEMİYORUM. BEN OĞLUMA TEŞEKKÜR EDERİM BANA GELDİĞİ İÇİN BANA BU MUTLULUĞU, BU ANLATILAMAYAN HİSSELERİ YAŞATTIĞI İÇİN. DÜNYANIN EN GÜZEL PARFÜMÜNDEN DAHA GÜZEL KOKUYOR, EN GÜZEL MANZARASINDAN DAHA GÜZEL ONU SEYRETMEK, GEÇİRDİĞİM ZAMANLARIM EN ZEVKLİSİ ONUNLA GEÇEN, EN BÜYÜK TUTKU ONUNLA ZAMAN GEÇİRMEK... BANA BUNCA ŞEYİ YAŞATMIŞ OĞLUMA BEN TEŞEKKÜR EDERİM... BİZİMLE OLDUĞU İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. BİZE BAHŞEDİLDİĞİ İÇİN ŞÜKÜRLER OLSUN... ALLAH BANA VE TÜM ANNELERE EVLATLARININ GÜZEL GÜNLERİNİ GÖSTERSİN...

8 Mayıs 2010

rüyaysa kimse uyandırmasın


eğer bu rüya ise beni lütfen kimse uyandırmasın...

02.05.2010 07:55 de oğluma ilk öpücüğümü kondurdum, kucağıma alamasamda kokusunu içime çektim...

hiç bir şey planlandığı gibi olmadı

cumartesi günü önce komik başlayan, sonrasında hazırlıklarla devam eden bir gündü.

akşam eve geldiğimizde ben artık iyice zorlanıyordum...

gece şekerim yükselince onun düşmesi için gece yarısını geçene kadar oyalandım, börek sardım, çantamı kontrol ettim, vs... sonra birden garip bir akıntı ile karşılaştım, ama dr u aramadım. ben nişan bekliyorum ya pembe:))) yine dolandım sonra yine aynı akıntı...

saat 02:00 gibi tv karşısında uyuklamışım, saat 03:00 de kocacış hadi kalk yerine yat dedi, uslu uslu kalktım, tuvalete uğradımki aha suyum patladı

kocacışa gittim suyum geldi dedim, her gece hadi oğlum patlat gel diyen kocacış hadi ordan dedi, yatmaya kalktı, o yatacak ama suyun hızı artıyor:))) dr u aradım fazla dolanma hemen hastaneye dedi, annemleri kaldırdım, annem o su değil sen idrar yapıyordun demez mi?
yuhhh dedim:)))
neyse kocacış ayıldı, o sırada ben hazırlandım be 04:00 de kadar bizimkileri bekledim.

hastanenin yolunu tuttuk.

hastanede hemen doğumhaneye alındım. alınırken asansör, yerler ben yürüdükçe ıslanarak ilerledik. oradada ebe kalan suyumu boşaltmış oldu muayene sırasında, aha dedim fışkıracak. ama açılma sadece 2cm. miş. beni odaya aldılar. yatırdırlar NTS ye bağladılar. vee ben neden dr yok derken haber geldi, ameliyata 07:00 den önce girmeyeceksiniz? aha neden dr lardan gelemeyen yada uyanamıyanmı var?
güldüler olurmu öyle şey dediler gittiler...

ilk kez arabada gelen sancı, hastanedede gelmeye başladı, seyrek olan sancılar ne zaman öyle sıklaştı anlayamadım bile ki, 3 dk bir olmaya başlayınca ebe koştu geldi, açılmaya baktı ben hiç hareket etmediğim için açılma yok hala 2cm. sancılar aralıksız gibiydiki beni ameliyathaneye aldılar. hemen bir dip not. normal doğum yapacaklar sakın yatarak sancı çekmeyin, sakın.. hareket edin...

ameliyathanede epidural için hazırlıklar yapıldı, ilaç vermek için sancı araları denk getirildi, vee ilaç verilince inanılmaz bir rahatlama başladıki, beklediğim dr um geldi veee bebeğime kavuşma maceramın son kısmı başladı...

bir süre sonra bebepimin ilk ve minicik çığlığını duydum:))) yan tarafa alınınca ilk kez ayaklarını gördüm yeşil ameliyathane örtüleri içinde, yine aynı örtüler ile yanıma getirdiler, kokladım öptüm... o dakika kelimeler bitmişti.... kamera çekiminde soruyor da olsalar ben o sırada oğluma odaklanmış halde başka şey duymuyordum yada konuşamıyordum... oysa o ana kadar heyacandan sürekli konuşuyordum.

sonra oğlumu götürdüler...

bu sefer dışarıda bekleyen babası, dayısının ve anneannenesinin seyredebildiği bir bakım odasında göbeğini kesip bağlamışlar, yine onlar seyrederken temizleyip giydirmişler... onları ben göremedim...

oğlum odamıza gitmiş ağlıyordu ben odama geldiğimde daha kimse yanıma gelmeden üstümü açıp gögsüme bebeğimi koydular emzirmek üzere, aa süt gelirmiki daha derken bir baktım oğlumu emziriyorum:))))) o zevkkkk....
belki çok uzun sürmedi ama o an bana allahın bir lütfu, bir mucizesiydi...

önce onu bana veren allaha şükürler olsun.
sonra dr umuza teşekkürler...
sonra bize kocaman bir aferin iyiki onu yapmışız...


yazacak çok şey var ama sonra paylaşmaya çalışırım...



29 Nisan 2010

04.05.2010 07:00

bu gün dr kontrolumuz vardı.
bu gün ilk kez çok mutlu çıkamadım kontrolden öncelikle ilk kez oğluşum kilo almamış çıktı ultrason kontrolunda. hep haftasından büyük çıkıyordu bebeğim kilosu oysaki.... kocacış olmaz, dr olmaz desede o sırada ekranda gördüğüm kilo ile ben üzüldüm. son aya rağmen ben 1/2 kilo vermişim. hadi ben verdim oğluşum alsaydı bari... çok sıkıldı canım çok:( dr kilo ölçü alışımıza bağlı sen takılma hatalı olabilir, gelişimi iyi sen ona bak desede, o da tansiyonum ve şekerim nedeni ile endişeliydi, bu haftaya bu şekilde gelip riske girmek istemiyorum, ama bir yandanda beklesin içeride gelişimini tamamlasın istiyorum diyerek epey düşündü dr umuz... bana beklermisin dedi, ben 1 ay da beklerim, ama hani beklerken başka aksilik çıkmasın diye düşünüyorum... dr bende öyle dedi... en sonunda konuyu kocacış ele aldı, dr bey madem sen bu kadar düşünüyorsun beklemeyelim artık seni bu kadar düşündürecek haldeysek, sağlığı yerindeyse en uygun tarihte al dedi... dr hemen tamam 04.05.2010 dedi. ben bari 05.05.2010 olsun dedim. o gün tüm hastaneler çok kalabalık olur, hiç gerek yok biz bir gün önce alalım daha rahat dedi... tamam dedim tecrübeye bir şey demiyoruz. veee ben bu kez biraz hüzünlü kapıdan çıktım...
hem bebeğimle bu bağımda son 4 gün, hem kilo almamış olmaması... biraz gözü yaşlı geldim eve... oğluşum bu gerginliğe rağmen içerideki son günlerinin keyfini çıkarırcasına yüzüyor oynuyor ama bir yandanda idrar tobama inanılmaz baskı yapıyor kafası ile, tekmeleri ve yumruklarıda son derece etkili... ben bunlardan şikayetçimiyim ? hayır, keşke oğluşum daha çok kilo alabilseydi, kocaman olsaydıda bu tekmeler daha da kuvvetli olsaydı, hatta canımı yaksaydı keşke...
yani salı sabah hatta sabah olmadan evden çıkıyoruz ve allahın izni ile inşallah oğluşumla sağ salim dönüyoruz... o güne kadar evdeyim... lütfen sizde bizler için dua edin, her türlü iyi dileğe ihtiyacımız olacak...

27 Nisan 2010

SAYILI GÜNLER KALA...

sayılı gün kaldı, en azındna ben öyle düşünmek istiyorum. her şeyin güzel olacağını bir aksilik olmayacağını düşünmek istiyorum. bu kalan günlerimizde bol bol sevişiyoruz oğluşumla:))) o oynuyor, tekmeliyor tekmelenmek bu kadar mı hoşuna gider insanın mazo-sadist bir duygu gibi görünsede tekme karnımın içinden gelince hiççç öyle olmuyor, onun tadı başka. onun orada yaptığı bir hareket varki her zaman yapmıyor onu, ama yapınca dünyanın en güzel lunapark oyuncağından daha hoş duygular uyandırıyor insnaın içinde sanki yükseklerden düşüyormuşum gibi, içimde bir girdap oluşuyor sanki bir yerlere bir baskı yapıyor ama baskı sanki iç gıcıklıyor gibi hoş geliyor yani tarifi imkansız şeyler... hani bumu yoksa disneyland mı deseler ben hiççç düşünmem. bu duyguyu yaşayabilmek için bin kez milyon kez hamile kalırım, hatta sonsuza kadar hamile yaşayabilirim:)))))))))
bu arada görüntü asena nın karnına göre 20 kat göbeğe rağmen bu olaylar yaşanırken göbeğimi ondan fazla oynatabiliyorum ki, hem o sadece aşağıdan yukarı doğru hareket ettirirken göbeğini ben sağdan sola yada soldan sola da hareket ettirebiliyorum, hatta çapraz bile:)))))))) yani sol alt şiştikten sonra hop iniyor, sağ üstte kocaman bir hareket beliriyor veee bunları yaparken de hiççç sırtım hareket etmiyor. evet onun 20 kat kocaman göbeğime rağmen ondan daha kıvrak hareketlerim var resmen:))))))))))


evde yanlızım, annemler yok, annem sıkıldı sanırım. babanem ağlamaklı bu son ve an ağır günlerimde yanımda olamadığı için. o her anı benimle geçirmek istiyor bu hamileliğin benim gibi hiç bir anını kaçırmak istemiyor:)) yardıma ihtiyacım olduğunu düşünüyor. bu durumda bir hamilelin yanlız kalmaması gerketiğini söylüyor ve tüm duygusallığı ile ağlamaklı... annem ne yazık ki, kocacışla anlaşmakla zorlanıyor, birbirlerinin sinirlerini zıplatıyorlar ama en çok anneminkiler zıplıyor çünkü kocacış bebeği düşündükçe sinirsizleşiyor artık. o oğluşunun gelişine odaklandı:))) oğlum beni karnımdaki pek çok marifeti ile kendine iyice aşık ediyor ancak babasını hiç bir şey yapmadan aşık etti kendine. babası gelişine odaklandı, onu eline alacağı ana odaklandı, o anı bekliyor sabırsızlıkla, ekşimik kokusunu içine çekmek için bekliyor, onu görmeyeceğini biliyor ama bir şekilde onu tanıyacağınıda biliyor. tanınma konusunda ikinci sıradada olacak olmak bile ona yetiyor o ikinci sıraya çokdan razı, ilk seni tanıyacak, ilk seninle huzur bulacak diyor, ama benim hemen ardımdanda gelmek ona yetiyor:)))) gazını çıkaracak olmak, kusmuğunu silecek olmak, ilk tuvaletini bekleyecek olmak, hatta o an yaşanırken onu kucağında tutuyor olmak bile istiyor. her ay için planları var...
hayatımızda aslında pek çok şey ters, kötü giderken, olumsuzluklar yaşanırken, oğluşumuz bize şimdiden, umut, neşe ve mutluluk getirdi...
perşembe gününe kadar beklerse, o gün dr randevumuz var. ancak hafifi sancılar başladı gibimede geliyor gibi???? eper bu günlerde olursa. sonradan hep temizlik yaptıktan bilmem kaç gün sonra, yada o gün ütü yapıyordum falan diye konuşabilirim. çünkü malum yaşanan alerjilerden sonra mesela dün teyzem geldi biraz yardım etti, evde temizlik yaptım. az önce 2 makine çamaşır yıkadım. hani çamaşır yıkamak iş dğeil tabii, ama bu durumda çamaşırı sermek iş:))) yinede bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, yemek yerleri paspaslamak, toz almak, etrafı toplamak yapabildiğim işlerden. hala elektrik süpürgesi işi için muhtaç durumdayım özellikle son makinem resmen halılara kilimlere yapışınca kullanmak iyice zorlaştı... gece nedense kramplar kalçama giriyor ki buna çok gülüyor kocacış:))) insanın göbeği şişer kalcaları neredeyse zayıflardai sonr ayatmaktan nasıl olurda onlara kramp girer anlamıyormuş:))) aslında vajinal doğum yapma şansım yokken bu işleri yapıyor olmam onu rahatsız ediyor doğumu çağırmamdan korkuyor, haklıda o şekilde doğum başlamasın istiyoruz çünkü... dr sezeryanda karar vermişti demiştim demi????
yarın sabah sağlık ocağına gideceğim, her yerde böylemi bilmiyorum ama bağlı olduğum sağlık ocağı kontrol günüm gelince telefonla çağırıyor beni:))) orada kan verecem, bebeğimin kalp atışları sayılacak, tansiyon kontrolu yapılacak vs... perşembe dr a gidecem, ayarlayabilirsem çocukluk arkadaşımla buluşmayı planlıyoruz, doğumdan hemen önce en kocaman karnımda beni görsün diye, belki şekerler ilgili son bir kaç ayarlama, ekleme yaparım özelliklede dr tarihi beklediğimizden öne alırsa şekerleri alır gelirim bile belki??? onun dışında alınacak bir şey kaldıysada benim haberim yok artık:)))))))))))
sonrasında hala devam eden ev hapsimle evde oturacam ve bebeşimi göreceğimiz günü bekleyecem... :))) !!!

25 Nisan 2010

ben o kelimeyi henüz bilmiyorum

geçen gün oturdum yazmaya başladım, bitmeden hop karnım acıktı bıraktım gittim, yemeye daldım, yazı sizlere ömür:)))
sonra 23 nisan geldi o konuda yazmayı planladım, ama fırsat olmadı, oysa dünü evde tek başıma geçirdim ama şekerim düşünce halimde kalmadı bir kaç kelimede olsa yazacak...
annemler perşembe sabah teyzemle çıktılar ve evlerine gittiler... bebek gelmeden önce onlarda son hazırlıklarını yapacaklarmış. baharlık kıyafetlerini hazırlayacaklarmış, annemin gideceği yerler varmış vs... sanıırm o koşuşmaya girmeden kendilerini kampa alıp kafa dinlemeyi planladılar:)))
iki gündür teyzemde full proğramla sabah kahvemizi içer içmez evden çıkıyor, ben yat yuvarlan ev hapsindeyim:) kocacış dediğini yaptı geçen cumartesiden beri evdeyim... ama yeter deme noktasındayım. gerçi çok şikayetçi değilim. mesela dün akşam kardeşimle eşi bizdeydi yemekte, önce eşi geldi, balkonda aperatif lerle tıkındık, ben meyve o cips ağırlıklı:))) sonra yemek işine girdik çünkü dedim ya şekerim düşmüştü hiç bir yemek yoktu ama ben fırında patatesli kabak, misafirim taze fasulye, kocacışta sebzeli makarna pişirdi, yemekler pişti kardeşimde geldi, balkonda ilk akşam yemeğimizi yedik.
ben günlerimi evde geçrisemde herkeslerin proğramlarıda olsa, biz oğluşumla hala kahkahalarlayız:))) çok keyifli zamanlar geçiriyoruz. karnımdaki hareketleri seyretmek o kadar keyifliki onu anlatacak kelimeyi ben henüz bilmiyorum... karnımda sağ yan tarafımda ayakları var oğluşumun orada tekmeler atıyor o ayrı, o büyüdükçe kubvvetlendikçe tekmleride kuvvetleniyor. birde karnım artık benden bağımsız bir alan halinde hareket ediyor, su dolu ama hareketleri ben kontrol edemiyor ama seyrediyorum. oksadığım yere kendini dayıyor hala:))) sanırım dokunulmayı sevecek oğluşum, dokunulmayı, sevilmeyi:)))
bu ilişki şeklimizin değişmesine sayılı günler kala, hiç uyumadan başka kimse ile paylaşmadan her anının tadını çıkarmak istiyorum resmen. karnım dalgalı deniz gibi göründükçe, bir yanı inip, bir yanı binen karnıma bakıp gülüyorum. içimde yarattığı hissi kadar insana keyif veren başka ne olabilirki bilmiyorum... çok erken yaşlarda bunları yaşasaydım sanırım kalan zamanımın tamamını hamile geçirirdim hayatımın diyorum bana gülüyorlar:))))
dün kardeşimin eşi ile konuşuyoruz, oda hamilelik planlayan, isteyen, bekleyenlerden allahım inşallah nasip eder. benim fazla kilo almadan, ödem yaşamadan, görüntümün hala normal halime bir karın koymuş gibi görünmemden konuştuk. evet normal halimden bile belki daha ince haldeyim ama karnımda kocaman bir top var. ona göre çok hoş görünüyormuş:))) bana o kocaman karnın neler hissettirdiğini sordu, ağırlık, kramp, ağrı yapıyormu diye? ben son haftaya kadar hiç bir rahatsızlık duymamıştım ancak bu hafta gece yattığım yerlede ağrı başladı hafiften. ancak banada tüm aile şikayet etme kızı korkutma deyip durdukça... yani kim hiç bir rahatsızlık olmuyor dememe inanır, yokefendim normalden bile rahat desem mesela demi:)))) ama gerçektende şikayet edecek bir şey yok benim açımdan. işte o zaman anladım ve ona dedim ben bebek isterken hamilede kalmak istedim. hamileliği yaşamak istedim. bu karnı çok istedim bekledim o nedenle bu sırada olan şeyler bana zor gelmiyor. evet kanrımın böyle çıkmasını istedim, mideme baskı yapabileceğini bile bile, ama istedim. göbeğimin gerileceğini bile bile ama istedim diye anlatınca beni anladı... ben yaparkende bir aşk bebeği yapmak istemiştim. kocacışada söylemiştim. stres istemiyorum, mekanik hareketlerde istemiyorum diye. kocacışı istemeliyim, sonra o noktada ondan bir bebek istemeliyim ki o sırada bebek yapmalıyım ve o bebeği yapışımı her düşündüğümde yüzümde gizlidende olsa bir tebessüm uyanmalıydı. aynende öyle yaptım. tarihini her ne kadar dr da vermiş olsa, yumurtayı aman kaçırmayında dese, ben kendimi şartlandırmadım. o an o aşk olmasaydı bu bebekte olmazdı... bunu onada anlatınca onun da hoşuna gitti. beni anladı, onada bu bakış açısı keyif verdi, o keyifle bu zamanın daha keyfili geçeceğini oda hissetti... ben böyle yapınca bu süre boyunca olumsuzda sayılacak olaylar yaşansa, insan bir başka bakıyor olaya... bir başka keyifli geçiyor zaman. sonra işte dr da çok pozitif bir hamile oldunuz siz ki onca terslikte yaşanmışken diyor size... çünkü siz o bebeği isteyerek yapıyorsunuz, yapmadan istiyorsunuz ,onun getireceği herşeye hazır oluyorsunuz...
şimdi bizi bebek bezi kokuları, kusmuklar ve uykusuz geceler, ağlama sesleri bekliyor olabilir... olabilir diyorum çünkü belki bu kadar olumlu düşünce bebeğimide etkiler de çokkk huzurlu bir bebeklik, çocukluk geçirir ama yinede olabilecek herşeye hazırlıklı bekliyoruz. hazırlıklı bekliyoruz ama herşeyin çok güzel olması içinde dua ediyorum. önce bebeğimin sağlıkla doğması için, sağlıkla büyümesi için, mutlu olması için, huzurlu olması için... sonra diğer olumlu ve güzel dileklerimi sıralıyorum dualarımda....

18 Nisan 2010

sürpriz ikinci kahvaltı

dün akşam kardeşimi çağırdık. hadi gelin dedik, bakalım dedi. o sırada kocacış yattı hatta birde koltukta değil, yatağına gitti yattı ha birde pencere açtı uyumak için yani bizim buralara bahar iyice yer etti kendine:))))))) o uyudu kardeşim aradı abla işten yeni çıktım çok geç hadi yarın gelelim dedi, tamam ablam dedim, ama uyanınca arayında kahvaltıya ona göre bekleyelim dedim.

gece yarısı kocacış uyandı, bende uyanmaya çabalarken çocuklar geldi beni neden uyandırmadın paniğinde kıyamam:))) yok yok gelmediler dedim gülerek:) uyuduk...

sabah kalktık, mümkün olduğuncada geç kalktık, aslında ben sabaha karşı aç uyandım ama kalkmadım. kalkıncada epey oyalandık, kahvaltıyı hazırladık dayanamadım bizimkilerin telefonunu çaldırdım açan olmadı. oturduk sofraya tam bitirdik kardeşim aradı kahvaltı yaptınız mı diye? şimdi ama siz gelin ben ikinciyi sizinle yaparım dedim. aslında gelmezler dedim ama hemencecik geldiler, onlara balkonda kahvaltı hazırladık, gelirken sosyete simiti getirmişler hepimiz biraz biraz onlara eşlik edip ikinci kez kahvaltı yaptık:))))))

aslında benim sabah boğazım ağrıyordu, o keyfimin kaçtığı gece çok terlemiş ve üstüm çok açılmıştı, biraz orada birazda iki gündür sokakta terleyerek keyfi kaçırdım sanırım. bu gün kimse beni dışarı çıkarmadı, kardeşim herkese tembih üstüne tembihledi, bunu salmayın diye:) salmayın, arabasız dolmuş otobüste gezmesin sarsılmasın ve araba kullanmasın diye diye:)))

kahvaltılar sonrasında çay kahve keyfi yaptık balkonda, karşıdaki okuldada 23 nisan provaları vardı o sırada bol bol da müzik dinledik sohpete eşlik:)))))))))

çocuklar gitti, annemler işe daldı, biz kocacışla tvbaşı yaptık. sonra kocacış star trek serisinin son filmine başlayınca bende odaya geçtim, dün aldığımız süslerle ve evdekilerle yapılacaklarımın bir kısmını yaptım. kapı süsü yapmadım. ama yatağı bitirdim. yatağın bir köşesine sakladığım gelinliğimin eteği tülü asıp üstüne çiçekler, kurdeler ve nazar boncukları astım. annemler takı yastığı diye bir şey hazırlamışlar dantelden, yok dedim o öyle olmaz onun içine janjanlı bir mavi astar koyup, kenarlarına mavi kurdeleler geçirip fiyonk yaptım ve minicik yastık dengesiz göründü gözüme bende onuda kurdele ile yatağa bağladım. aslında dahada süsledim ama benim gözüme daha bir hoş göründü ne garip:;)))) düz bir nevresim için ütü ile yapışan çıkartma almıştım onları baskılayıp kaldırdık. bana göre çok iş yaptım geldim yine oturdum kocacış dedi hadi sen bir yürü hazır alışmışken ehh iyi dedim. ama sitede dedi:!) sitenin marketine kadar gidip ekmek falan aldık. gelince uzandım.

uzandım ama oğluşum yine mideme doğru hareket edince midem ekşimeye, yanmaya başladı. uzun oturdum bende, bu oturuyorum ama ayaklarımı kocaman uzatıyorum. uzattım oğluşum yine kendini oradan oraya atmaya başladı karnımda, onu seyrettim, onu okşadım:))) yemeği bu gecede kocacış ve annem hazır etti ben bu keyfi yaparken:) annemler eve gidince bakalım nasıl ve ne kadar yapacam:)

sırt ve belimde ilk kez ağrı hissettiğim oldu bu günlerde, galiba yorgunlukta etkili:))) vee el bileklerimde ağrı var, gece uykumda bile hissedilecek kadar ağrı var, sanırım magnezyum içmeliyim artık:)))

veee bu işleri yaparken aklımda lale ablanın isteği vardı. bunların fotoğraflarını istemiş fotoğraflamak kolayda bilgisayardaki aktarım programını kocacış silmiş yine, son geldiğinde oğlu yüklemişti kocacış yine silmiş ne derdi var bu programla anlamadım ki? neyse illaki bu işi çözecem ve yayınlayacam oğluşumu paylaşırmıyım bilmem de, yatağını, yastığını, sepetini yayınlarım artık:))) ve bunları düşünürken her zamanki gibi bebek bekleyen, bebek isteyen herkes için ayrı ayrı dua ettim, hatta lale abla sana torun için dua ettim. ve illaki de bebeğime sağ salim sağlıkla kavuşmak için dua ettim. allah banada tüm isteyenlerede nasip etsin ve benim için iyi dileklerini bırakan, bizi merak eden sizlere allah kendi bebeğinizden yada torunlarınızdan çok daha güzellerini göstersin...

bu arada gece yarısını geçti saat, kırsalda serin bir evde oturan ben pencereyi açtım, hamilelikte yangınlardamıyım, yoksa gerçekten ciddi ciddi ısındık mı? dün askılı ile gezen vardı da, hatta bende bunlar aslen izmirli değildir dediydim:)))

17 Nisan 2010

YOK ARTIK DEDİRTİYORMUŞUM

DÜN DE SOKAKTAYDIM BU GÜNDE:)))
EE MALUM PERŞEMBEDE EVDE DEĞİLDİM:))))
PERŞEMBE İÇİN KİMSE BİR ŞEY DİYEMEDİ TABİİ, ANCAK DÜN BENİ SOKAKTA GÖREN KARDEŞİM KENDİNİ YOLUN ORTASINA ATTI, SENİN NE İŞİN VA DIŞARIDA DEMEK İÇİN KELİMELER KARIŞTI DİLİ DOLANDI RESMEN, ÖNCE AĞZIN BURNUNDA DEDİ ANNEMLE GÜLDÜK:)) ANLADIK KARNIN BURNUNDA DEMEK İSTİYOR. ABLA LÜTFEN HEMEN EVE GİT HAVA ÇOK SICAK BİR ŞEY OLACAK KORKUYORUM DİYORUM HİÇÇÇ TAKMIYORSUN KİMSEYİ DEDİ. GÜLDÜM, EKMEK ALDIM, ANNEMLERİN GÖZLÜKLERİNİ ALDIK GÖZLÜKÇÜDEN, BİZDE DAYIMIN HANIMI VARMIŞ DİYE SİMİT ALDIK, BAŞKA NELER YAPTIK BİLMİYORUM EVE DÖNDÜK, YENGEME SEN ÇAYI KOY DEMİŞTİK, EVE GİRİNCE ÇAY HAZIRDI, ODA GELİRKEN BİR ŞEYLER ALMIŞ BİZDE SİMİT ALMIŞTIK OHHH BİRDE BALKONA KURDUK TEZGAHI:))))) ÇAYLAR, BÖREKLER, KURABİYELER, SİMİTLER DERKEN, ÜSTÜNEDE KAHVEMİZİ İÇTİK. ANCAK SONRA GELDE AKŞAMA YEMEK YE, KOCACIŞA AYIP OLMASIN DİYE SOFRAYA OTURDUK, EE BİR ŞEYLERDE YEDİK... VEEE BEN SABAHI SABAH ETTİM RESMEN, GECE SOĞUK TERLER DÖKTÜM MİDEMDEN GELEN ATEŞLER BİR YANDAN DIŞARIDAN BASAN ATEŞ DİĞER YANDAN. KOCACIŞTA DURMADAN ÜSTÜMÜ ÖRTÜYOR:(((((( IYYY O KADAR SIKIŞMA, SANCIDA YAPTI KÖTÜ BİR GECE GEÇİRDİM. SABAH KALKTIM AYILIRIM DERKEN,İ KOCACIŞ HADİ KEMERALTINDA İŞLERİNİ HALLET NE DERSİN DEDİ? EHH DEDİM. ANNEMDE HAZIRLANDI ÖĞLENDEN ÖNCE EVDEN ÇIKTIK. KEMERALTI HAREKETLENMEDEN, BENDE AĞIR AĞIR YÜRÜYEREK DOLANDIK, ÖNCE DÜĞME, FERMUAR NEYİN KALMIŞ EKSİK ONLARI TAMAMLADIK. SONRA BEBEĞE BAŞLIK BAKTIK ÇOK GÜLDÜK, NE KOMİK ŞEYLER YAPMIŞLAR HOLİGAN ŞAPKASI GİBİ OLANLAR BİLE VAR:))) ORADAN BEBEK SÜSLERİ SATAN YERLERİ GEZDİK, EN BÜYÜK ŞOKU ANNEM YAŞADI YOK ARTIK DİYE DİYE... SONRA MEVLÜT İÇİN ŞEKER YADA LAVANTA KARAR VERMEDİM AMA ŞEKLİNİ SEÇTİM, ONLARI KOYACAK BİR SEPET, HASTANE İÇİN ÇİKOLATA, KAPI İÇİN SÜS SEÇTİM. HASTANEYE SÜS GÖTÜRMEMEYE KARAR VERDİM. ASLINDA HEPSİNİ ÇOK BEĞENSEMDE ÇOK ABARTILI BİR ŞEYLER YAPMAYAYIM DİYE DÜŞÜNÜYORUM AMA... BANA SEPET ALMAK BİLE ABARTILI GELDİ AMA? SONRA BİRAZ TÜL, TÜL ÜSTÜ SÜSÜLERİ, NAZAR BONCUKLARI ALDIK ONLARLA EVDEKİ YATAĞINI SÜSLEMEYİ DÜŞÜNDÜK... SONRASINDA BİRER DAHA DOLANDIK, FİNCANDA KAHVEMİZİ İÇTİK, ALINACAK BİR KAÇ ŞEYİN YANINDA KAHVEMİZİ ALDIK DÖNDÜK. ZATEN HAVA O KADAR SICAKTIKİ, BEN BİR PENYE ELBİSE İLE ÇORAPLARI ÇOKTAN ATMIŞ HALDE DOLANDIĞIM HALDE, ÇOK SICAK GELDİ... SABAH EVDEN ÇIKMA KONUSUNDA ENDİŞELİYDİM GEÇİRDİĞİM GECEDEN SONRA, ANCAK YÜRÜMEK İYİ GELDİ SANIRIM MİDE SORUNLARIM HALOLSADA, YİNEDE YORGUNLUK VARDI. KASIKLARIM AĞRIMAK ÜZEREYDİ EVE GİRDİĞİMDE, HEMEN UZANDIM... ŞİMDİLİK SÜSLERİDE HAL ETTİĞİME GÖRE EV HAPSİNE GİRİYORUM SANIRIM.... KALAN SON 20 GÜNÜ EVDE MÜZİK DİNLEYEREK GEÇİRECEM GİBİ GÖRÜNMEKTE. ANNEMLER SON İŞLERİDE HALLEDİP YARIN YADA SONRAKİ GÜN EVLERİNE DÖNECEKLER SANIRIM. YİNE YARDIMA GELİR GİDER SANIRIM ANNEM AMA, ONLARDA EVDE BİZDE HAZIRLIKLARIMIZ YAPALIM BAHARLIK KIYAFETLERİMİZİ FALAN ALIP GELİRİZ BAHAR İÇİN DİYORLAR. BU ZAMANIDA BİZ OĞLUMLA BAŞABAŞA GEÇİRİRİZ GÖBEK BAĞIMIZ AYRILMADAN ÖNCEKİ SON GÜNLERİMİZDE... BİLİYORSUNUZ BU KONU HER NE KADAR BENİ HEYECANLADIRIYORDA OLSA, BİR YANDANDA YAŞADIĞIMIZ ŞU GÜNLERİN SONU GİBİ GÖRÜNÜYOR... NE GARİP... GÖBEĞİNDEN BANA BAĞLI OĞLUMLA ALLAH İZİN VERİRSE İLİŞKİMİZ FARKLI BİR BOYUTA TAŞINACAK BU GÜNLEİRN SONUNDA...

KEMERALTINA GİRERKEN BULDUĞUM SELİNDRELLA YI ÇIKIŞTA ALMAYI UNUTTUM YORGUNLUKTAN:((( HALA TREVENİAN A DEVAM EDİYORUM....

15 Nisan 2010

35-37

gittik-döndük
kontrollerimizi olduk, oğluşumu esnerken gördük, dr amcası fotoğrafladı, eli yüzünde vesikalıkta çekti. hem çekti hemde bunu scanerdan geçireceksin bak diye verdi bana. en son tam kontrol biterken geçen sefer iki ayağını birbirine çatmış poz vermişti, bu sefer tek ayağının tabanını uzattı ultrasona ve hemen o an da ölümsüzleştirildi dr umuz tarafından. çok güldük, geçen sefer bu bebek olmuş derken bu sefer adam olmuş dedi dr umuz tamda beklediğim gibi:)))) oğluşum bu gün itibari ile min.3350gr olmuş, aslında daha tontondu ama dr umuz küçültmeye çalıştıda çalıştı ancak bu kadar oldu dedi. veee vajinal doğumu şartları değerlendirince çok hırpalanırsın buldu. yaşım, tansiyonum, şekerim ve bebeğin boyu, kilosu hepsi bir araya gelince hiç çatı ölçmeye gerek yok dedi. mayısın ilk günlerinde alalım dedi. 29 nisanda hala bir gece ansızın gelebilirim şarkısı çalmamışsa bizim hayatımızda, biz o gün dr da olacaz ve planların üzerinden geçecez son kez. hastane kararımız bu gün bir sarsıntı geçirdi, belki değişecek. önümüzdeki hafta kocacış netleştirir sanırım. bu gün verilen sezeryan kararı konusunda aslında içim oldukça rahat çünkü dr um vajinal doğum yanlısı aslında, bu güne kadar da hep bundan yana konuşmuştu ama bu gün kafası karıştı, fikri değişti... ama ekledi lütfen sen yinede yaşını kimselere söyleme nazar değmesin ben bile hep unutuyorum dedi:)) oğluşum yaklaşık 3,5kg olurken, ben toplamda 7,5 kg almışım.
oğluşum bu gün bize el salladı, güldü, hatta esnedi:))) ağzını kocaman açınca hepimiz güldük bol bol ağzını açınca dediğim esnedi oğlum. tombul yüzüze, yumuk yumuk gözlerine bayıldık, gülünce sanki dişleri varmış gibi damakları görünüyordu, aha dedim burası da bana benzemiyor benim gülünce bile dişlerim görünmez dikey darlık var, ama oğluşumun hem damakları görülüyordu, hemde bence çok hoş dudakları vardı, şöyle dolgun dolgun, benim ancak hamilelikte yaklaşabildiğim ama sahip olamadığım dolgunlukta:))) oğluşum çok yakışıklı görülüyordu, oğluşum çok sevimli görülüyordu... babası, dr u ve ben bakmaya doyamadık. tabii bu arada dr amcası onun beyin dokusuna, böbreklerine, kalbine, aortuna, kemik yapısına ve yine ciğerlerine baktı. bize güzel şeyler söyledi ama biz pek anlamadık görüntülerden bir şey.
şimdi bunlardan bahsedipte başka bir konuya geçemeyecek kadar bu anlattıklarımın içinde yaşıyorum. evdeyim, elimde ultrason görüntüleri, beynim, ruhum bebeğimle...
yeni gelişmelere kadar...
düzenleme: tamam msn adresimi verdiklerim yakında göbekli halimide görebilirler:))) ve ultrason resimlerini bilgisayar ortamına daha taşımadım, olunca söz ...

12 Nisan 2010

YÖNETİM KOCACIŞA GEÇTİ

kocacış yönetimi ele aldı:)))
bu güne kadar neredeyse hiç bir şeyime karışmayan kocacış inanılmaz despot oldu ya...
artık benim karnım burnumda olduğumun farkına varma zamanım gelmiş ama bende bu yönde bir hareket görememiş yönetimi ele almış. bundan sonra öyle ortalıklarda dolaşmak falan yok, yürüyüş gerekirse sitenin temiz havasında ve sakinliğinde yapılabilirmiş:)) onun dışında bir yere gitmek istersem o bırakacakmış ama çarşı pazar ııı-ıııhh dedi:))) laf aramızda hoşuma gitti, yani böyle emir almak değil de hani ne bileyim düşünülmek, endişe edilmek hani bir yandan bir yerlerimi okşadı... yoook öyle sürekli falan olsa çekemem, özgürlüğüm neyim, ben özgürüm demeden benimdir, müdahale falan ettirmemde, böyle zamanlarda, eşini bebeğini düşünen bir baba olması hoş geldi sadece. gerçi ben onu kandırır doğumdan önce bir kemeraltı neyin yaptırırım:)))))
şimdilik genel sağlık durumumu korumak adına da, evde yan-gel-yat durumundayım, yarın akşam üzeri eski iş yerime uğrayacağım. haaa ben size demedim demi, iş yerini mahkemeye vermiştim ya, ha işte o mahkemeyi ben kazandım. iş yerim hem tazminat ödeyecek hem işe iade verdi hakim. iş yerim işe almayacakmış ama onuda başka bir tazminata çevirmek için dilekçe vermeye gidecem hazır müdürde yurtdışındayken gidip vereyim dilekçemi, bir kaç arkadaşıda görürüm belki...
çarşamba güzellik salonuna gidecem.
perşembe dr a gidecem
yani kocacış yönetimi aldı ama:)))))))))))
yani benimde boşu boşuna hoşuma gitmedi değil, program dolu:)))))))))
bebeğim hala sol göğsümün hemen altında, ya mideme giden yemeklerin kokusunu alıyor yada kesin süt kokusu alıyor:)))))) hatta o kadarki resmen göğsümün altına giriyor. hani gögüs diyorsam kibarlıktan siz anladınız bebeğin doğunca emeceği yerin altında duruyor. öte yandan göbeğim kaynamakta olan tencere kapağı gibi hareket ediyor.
geceleri beni uykumdan uyandırıp hadi banyoya git diyen kocacış artık sinir oluyor. bir kere çiş için beni uyandırmak zorunda olmaktan, sonra o sırada bebeğin hareketlerini sorup, bilmiyorum uyuyordum dememden. bir sürü hamile ah, of derken bu deliksiz uyuyor banyoya bile uyandırmasak gitmeyecek, o kadar uyuyorki bebek hareketlerini fark etmiyor diyerek beni şikayet ediyor. sonrada hamilelikten bu kadar memnun kimse varmı bilmiyorum, hiç şikayet etmiyor yavrum diyor. veee bende bu gün memenuniyetimin bebeğimin şu an sadece bana ait olmasından kaynaklandığını, oysa doğarsa onlarla paylaşmak zorunda kalacağımı söyledim:))))) kocacış çok güldü:)))) hala oğlumu paylaşmaya hazır değilim. onu içimde tutmak mümkün olsa hep orada tutardım, hep kendime...
oğluşumda babası gibi koskocaman oluyor...
benim gibi minik bir kadına sığmaz oluyor...
ben bu koskacam iki adamla ne yapacam bilmiyorum:))))))))))) olsun ama babasının oğlu olsun, bence hiç bir mahsuru yok. gerçi annem ler bana benzesin, dayısına benzesin, babama benzesin istiyor. bana çoook komik geliyor:)))))) ben siparişimi vermiştim hamile kalmadan çoook önce, ancak şimdilik en önemlisi sağlıklı olması, sağlıklı, mutlu huzurlu olması... ömürlü olup mutlu olması. ben karnımdayken hep mutlu olduğunu düşündüm, çünkü benim gibi ketum bir kadını mutlu edecek mutluluğu bulaştırdığını düşünüyorum. onun mutluluğu bana bulaşmıştır. yoksa bende nerde bu kadar mutluluk... veee ten rengide beyaz değildir diyorum. çünkü ben daha öncede dedim hiç bu kadar esmer bir kış geçirmemiştim:))))
perşembe akşamına kadar programı anlattım. ben en çok tansiyon ve şekere dikkat ederek planıma uymaya çalışırım. olağan üstü bir şey olmazsa size perşembe akşamı dr dan çıkan programı bildiririm?
ee evde olunca aksiyon yaratmak mümkün olmuyor, heleki herkes aksiyondna uzak durayım diye uğraşırken de bebekten başka yazacak bri şey yok. ben durmdan göbeğimi açıp onu seyrediyorum... tv seyrediyorum, müzik konusunda ihmalkar davrandığımı söyleyebilirim...
içeride dışarıda durum budur...
aslında ben böyle göbeğimi açıp seyrettikçe çekilen foroğraflarımda göbeği açık halde, annemlere göre eli yüzü düzgün bir hamile foroğrafım yok, hep çıplak:)))) olmadı burayada yakışır artık bir göbek fotoğrafı demi:))))))))))))

9 Nisan 2010

şimdilik iyiyim...

tansiyon, şeker sıvı gıda sayesinde ayar gitmekte şükürki:)))

dr randevusunu öne almadık, hala önceki prosedür işliyor. o geceki olay benim kulağıma yine bir küpe oldu şimidilik dikkatli gidiyorum diyecem ama öyle değil:))) nasıl diyeceksiniz?

şöyleki

öncelikle annem o geceden sonra acil valiz yapmaya kalkıştı bana kalsa hala yapmazdım sanırım. ben hep son dakikacıyım:))) hele hamilelikte hiç bir şeye özenmeyeceğim, acele etmeyeceğim, vakitsiz yapmayacağım derken, annemin dediği gibi ameliyat önlüğü ile yatardın saatlerce, bebekte gerçekten çarşafla diye söylendi:))) neyse valizi yaparken bir yandan evde yerleşmesi gerekenleri ben, temizliği annem yapmaya başladık. ben kuyruğu doğrultunca doğum sonrası gerekecekleride ayar etmeye karar verdim. babanem sarmaları sardı, annem ütüleri yaptı derken ben eşyalarımı kolilediğim yerden kullandığımdan fazla çaydanlık, servis tabağı neyin çıkarmaya kaşkışınca, hem belki yazlıklar arasından bir terlikte bulur valize onu koyarım diye düşünürken. koliyi annem açtı içincekileri ben yerleştirdiğim için kolinin dibincen çıkacakları çıkarmak için boş LPG tüpün üstüne çıktım. az sonra odasından çıkıp beni orada öyle görünce!!! adama resmen kal geldi, önce ağzı açık kaldı, sonra yok artık dedi, yuh artık dedi, sonra ben bunun fotoğrafını çekip yayınlayacam 40 yaşında doğuma haftalar kala kadın fotoğrafı diye dedi. ben o halde kahkalar içinde kaldım. annem haklısın oğlum ne diyeyim ben buna dedi. kocacış bunun durumundaki kadınlar ah, off ile yerlerinden kalkamıyorken, hiç bir şey yapmıyorken, bunun haline bakın ya... hey allahım oldu adam. olay belki çok büyük görünüyor ama o kadarda değildi. birde dr umuzun geçen kontrolde dediği gibi bunları yapabilmemi aldığım kiloya borçluyum. yani kendime hiç kilo almadım. sadece bebek ve gerekleri kadar kilo almış olmama bağlı. aman hamileler, hamile kalacaklar kilonuza mümkün olduğunca dikkat edin, dikkat edin ki siz rahat edin. gerçekten denildiği kadar alınınca normal hareketleriniz çok az kısıtlanıyor. hani kısıtlanmıyor desem koca bir yalan olur. o kadar karınla yere eğilip ayak parmaklarınıza dokunamıyorsunuz bunu bilin ama, tüp tepelerine falan çıkabiliyorsunuz:)))) bu fotoğraf ta sonra oğluşa gösterilemk üzere saklanıyor... oysa benim tüm çevrem 100 kilo falan alır, doğru dürüst hareket edemez diye düşünüyormuş itiraflar gün geçtikçe geliyor:))) herkes doğuma bir duba olarak giderim, hatta gidebilirmiyim diye düşünürmüş meğersem:)) bu halim herkeslere sürpriz oldu:)) vee yılbaşı gecesi hamileliğimi belli etmediğim düşünülürse şimdi inanılmaz kocaman bir karına sahibim:)) beni bir süre göremeyenlerde şaşkın.
veee sonuç olarak bu akşam itibari ile evde kirli sepeti boş, ütütlenecekler bölümü boş, silinecek cam, çerçeve, kapı kalmadı, her yer silindi, çamaşır suyu ile hijyene kavuştu, bebeşin karyolası kuruldu, cicileri yıkandı ütülendi, dolabına yerleşti, toz moz kalmadı. haaa bu ne kadar dayanır tabiiki dayanmaz ama idare etemek zorunda benim bundan sonr agünlükişler dışında bir şeyler yapmaya niyetim hiççç yok... planlanan bir iki şey olsada, ben genelde müzik dinlemek, kitap okumak, belki biraz oda hafif kesinlikle hafifi dolaşmakla zaman eçirmek niyetindeyim... yaşamımı hafifiletecem:)))))) ha birde doğumdan önce kuaför işim var. doğum tarihi belli olsun öyel hal edeyim dedikçe, kontrole gidip dönemden doğuma girenlerin hikayesini duyar oldum:(
ha birde doğumdan önce kayınvalideme gitmek niyetindeyim. neredeyse her gün ona uürayan kocacış hamile olduğumu söylememiş, doğsun alıp götürürüm dedi:(( bence kötü bir fikir hiç bir anne bunu hak edemez dedim. sen söylemezsen ben gider haber veririm dedim. bakalım.
kramplarım pek yok ama yinede mağnezyum içiyorum iş yaparken ani bir kramp girmesin diye tedbir amaçlı.
oğluşum büyüdükçe hareketleride kuvvetleniyor:))) kocaman kocaman tekmeler atıyor.
onun hareketlerini anlatacak kelimeleri bulmak, o keyfi o hazzı anlatmak mümkün değil.
sanki oğluşumla bir dünya turuna çıktık. her bir durak inanılmaz keyifli, yeni bir macera, ama beni yeni bir maceranın beklediğini bilerek yola devam etsemde bıraktığım her durakta, yaşanan güzelliklerinde tadı damağımda ayrılıyorum o duraktan:))) ama beni bekleyen yeni durakların heyecanıda içimde, beni bekleyen bilmediğim yerlerin heyecanı, merakı içimde yola devam ediyorum. yaşananlardan sarhoş, yaşanacakları meraklı... içimdeki tekmeleri bu kadar sevebileceğimi hiçç düşünmezdim. bir yolculuktan bu kadar keyif alabileceğimi bilmezdim. çokkk uzun yıllardır yaşamadığımi hatta hissetmediğim mutluluğu yaşatıyor bana. nazar değmesinden korkuyorum bazen, bazen bu mutluluğun elimden alınmasından korktuğumdan mutluyum demek istemiyorum. sonraysa bunu bana yaşatan oğluşuma haksızlık olarak geliyor bu. beni ne kadar öutlu ettiğini bilmeli, yaşattığı bu mutluluk burada bir yerde olmalı, o bir gün burada okumalı, hatta ona okuyacağım ilk masla bunlar olmalı, onu nekadar sevdiğimiz, onu ne kadar istediğimiz olmalı...
zaman zaman kocacışın söylediklerine babanem şaşırıyor. kocacış gibi duygularından bahsetmeyen, pek duygusal olmayan biri için söyledikleri heyecanı karşısında şaşkınlığı... evliliğimiz süresince bizi elbette öpüşürken falan görmüşlerdir ancak öyel romantik sahnelere hiçç tanık olmamışlar ki, bizde uzun sürelerle kalırlar bilirsiniz. yinede en ilginç anlar sanırım kocacışın oğlunu sevdiğini, istediğini, özlediğini söylediği o duygusal anlar:)) benim deyimimle koskocaman koca, oğluşunun karşısında bir çocuk duygusallığında:))))))))
evet bebiğim biz seni bekliyoruz hepimiz...
dayısı heyecanlı, anneannesi merakla, büyük ninesi umutla bekliyor
veee tabiiki
biz, kocaman yatağımızın dolacağı günleri bekliyoruz. sepetinide yatağa alıp yatacakmışız, babasının hayali, onun meme emiş sesini taklit edip, o sesle uyumanın keyfini, onu seyretmenin özlemini neredeyse her gece uykusunun arasında uyanıp anlatıyor, sayıklar gibi:))))