EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

23 Kasım 2009

bu gün yine ege üniversitesindeydim. herhalde mezuniyetten beri hastaneye bu kadar gitmemişimdir. allahtan sistem değişsede bina çok değişmediğinden, yapılan ek binalardada işim olmadığından yeni sistemide ilk gidişimde sorunluda olsa kavradığımdan bu gidişlerim artık ilk seferi kadar zor olmuyor. genetikten 9 aralık için randevu aldık. sonra kadın doğumda bu randevuyu işlettik. yani amniyosentez için kararımızın ne olduğu sanırım anlaşılmıştır.
oradan kocacışın arkadaşının görevli olduğu hastaneye gittik. daha doğrusu önce ben gittim kocacış park yeri sorunu nedeni ile kayınvalidemin evinin garajına arabayı bırakmaya gitti. gidiş o gidiş annecisini görmüş olmalı dedim işlemlere kendim başladım. yani o arabayı park edip gelene kadar ben işimi haletmiş oldum anlayacağınız. orada arkadaşları ile biraz lafladık, sonra ben hastanelerde fazla vakit geçirdiğimi ve alerjik nezlemin artık nezleye doğru ilerlemeye başladığını hatırladım kalktık. bu arada sabah iyi bir kahvaltı ettiğimden vede bunu geç yaptığımdan günü yine bir tostla geçirdim.
çıkışta epeydir arazılı olan ve arabanın arkasında seyahat eden eksi mikrodalgamızı servise bu sefer görütmeye kararlı davrandık. ama ilk olarak yerli malı kullanmamanın zorluklarını yaşadık. garantisi olmadığından özel servis olsun dedik bulamadık. o markayı satan bir yer aradık, oradan servis sorduk. herkez bize artık mikrodalgaların çok ucuz olduğu neden yaptırdığımızı sordu. çünkü bizimki oldukça büyük, ikincisi fırınlı ve pek çok özelliğide var dedik. sonrasında alabildiğimiz adrese ulaştık ve bıraktık araba hafifledi resmen:)))))
eve döndük.
hala hazırladaki yemekleri tüketiyoruz. bu gece kereviz ve ıspanak var. yanına tarhana çorbası ekleniyor. kocacış mutfakta yine, bir kaç çeşit salata çıkarıyordur. ama birinde kesin soğan var kokusu buraya kadar geldiğinden ondan yemeyeceğim kesinleşti:)))) o çıkınca ben çorbayı kaynatırım. ve açımmmm
son günlerde ben çok sık acıkır oldum. ilk kez dün gece uyandığımda ki gece uyanmakta benim için yeni bir şey ama dün akşamki gece yarısı aç uyanmak çok yeni, hatta ilk denebilir. insan sağlıklıysa gece neden uyanır anlamazdım, aç uyanmayı ise anlamam hiç mümkün değil. bakalım bu dün geceye özelmi? yoksa devamı gelecekmi? hehe ama şu ana acıktım, açım:)))))
dün gece bahsettiğim filmi seyrettim orjinal adı made of honor, o kadar çok versiyonu ve türevi alınmış bir senaryoki, ben pek çoğunu seyretmişim. ama bir kaç yerinde beni güldürdü en çok da film boyunca greys anatominin bir halini seyrediyorum sandım. iki erkek kahramandan oradan olunca:))
ama dün tvde en çok istanbuldaki sis ile ilgili bir habere güldüm. tv sipekeri istanbul havalimanı önünden sis le ilgili haber yapıyor, sis kalkmış. önce istanbul u etkisi altına alan sisten bahsetti ( ki bu arada istanbul a, ve istanbul lulara geçmiş olsun) sonra kalkmayan uçaklar yüzünden zor durumda kalan yolculardan ki sis için bir şey yapılabiliyormu başka ülkelerde bilmiyorum. çünkü bu uçakları zaten biz üretmiyoruz. ama japonyadan gelen turistler, reklamlarında kevin costner oynatan havayolu şirketimize bu durumu yakıştıramadıklarını, beklemediklerini demişler. çok güldüm. o yüzden güvenmişler hava yoluna gerçekten sanırım, inanamadım. ve aslında merakta ettim, başka ülkelerde siste kalkan uçaklarmı var yada sis dağıtan özel bir sistem mi? biz neden o sisitemi almıyoruz? :)))))))))) yada o oynayınca bir tür garanti belgesimi oluyor birileri için:)))) aslında mutlaka başka beklentiler yada o sırada yaşadıkları farklı sorunları olmuştur turistlerimizin ama inanın spiker hiç birinden bahsetmedi. o ünlüyü oynatan ve burada siste mahsur kaldıklarına engel olamayan hava yoluna sitem ettiler.
kitaplarıma el süremedim hala, utanıyorum inanın. ama hastane ve karar verme süreci...
el işi konusunda ne yapmak istediğime karar veremiyorum. küçükken ne zaman bir şey yapmak istesem annemler bana el bezi yap derdi. evet o zamanlar el bezi diye bir şey vardı. şimdi hafta sonu gittiğim gündede dahil hep ıslak mendil verilir oldu ve benim aslında sandığımda olması gereken ama sandığım olmadığı için çekmecelerimi işgal eden bir sürü elbezlerim var. derya baykalı seyrediyorum, onları şekil değiştirip bir şeyler yapmalıyımda ne diye bilemediğimden seyrediyorum belki ilham gelir diye.
lale abla yorumunda yazılarını okuyunca karnım acıkıyor demiş. eğer evde kocacış olmasa öyle karın açıktıran yazılar olmayacak burada bence. bana kalsa ben tek başıma ölmeyecek kadar yerim kesin. ama değişik lezzetler deneme konusuda yinede denemelerim olabilir de pastırma senede 100gr ancak girer evime... oysaki kocacışla yaşam bir lezzet yolculuğu gibi. öyle değişik şeyler ister ve yapmaya hiç üşenmezki inanılmazdır bu konuda...
burada havalar hala keyifli geçiyor. normalde buralılar tabiki üzerlerine montlarını falan giydiler, ama ayağında çizme olmasına rağmen mini kısa kollu elbise ile gezebilenler yada askılı elbisesinin üstüne penye hırka giyip gezenler nereden gelmiş merak ettim bu gün. epeyce şaşırdım tamam bende kaşmir manto kaşkol modunda değilim ama. inanın geçen hafta sonu askılı ile pazardan dönen bir kadın gördüm oha oldum, çüş oldum tam burada söylenmeli dedim. o kadar yani...
yarın ev cezasındayım sanırım büyük bir ihtimalle, kocacış gerçi henüz ilan etmeid ama yarın evden çıkmadan kesin infaz emrini verir çıkar. bu konuda onun bu hassasiyetini teyzem çok takdir ediyor bu günlerde. ben burada her ne kadar onu öcü gibi göstersemde aslında o kadarda değil. ama 2 kocaman çocuğu olmasına rağmen hala bu kadar duyarlı olabilmesini duygusallığına bağlıyor sanırım. bense insanlarına una şaşırmasına şaşırıyorum. ne ani 10. çocuckta sevgi duyarlılık bitiyormu? inanın bilmiyorum bende hiç yok... ama hastanede özellikle genetikte sekreter hanım çok şanslı olduğumu söyledi, bayanlar eşlerinde gelmesi gereken vede imza atması gereken bu görüşmeyi yapabilmek için kaç kere randevu alıyorlar bir görseniz ve eşlerini getirmekte ne kadar zorluk çekiyor bilseniz dediğinde kötü oldum, bunuda büyük bir içtenlikle söyledi hatta siz gerçekten çok şanslısınız dedi. evet aslında bu kaçıncı hamileliğim tüm kontrollerime eşimde benimde geldi. dr larla benle bensiz her şekilde konuştu ilgilendi. hatta benden çok endile etti. ilk haftalarda özellikle bu son halim içini, kendi dr um dışındaki tüm dr lar ve sağlık görevlileri ümidinizi kesin dediğinde o geceleri uyku uyumamış olmalıki ben her yüzü koyun döndüğümde beni uyandırdı. her şeyi o taşıdı, he şeyi o kaldırdı. yerden çöp aldırmadı bunuda ufacık bir ümit için yaptı. geçmişte bu konuda sabakası olmuş olsada sanırm iyi halden sicil affına uürayabilir yakında:))))) hatta geçmişte yaptığımız pek çok kavga için ondan af dilemem gerkeli gibi:)))) dr ne zaman plasenta oluşumu tamamlandı dedi adam uyku uyudu:))) dün gittiğimiz arkadaşlarımız seninle buda doğuracak diye birde dalga geçtiler, oysa bu halleri benim çok hoşuma gidiyor. o kocaman admaın içindeki o duygsallığı görmek. sevgisini ilgisini hissetmek özelliklede şu günlerde açıkçası beni mutlu ediyor. benim hala bebeğimle konuşmadığımı, oysaki onun onula sürekli konuştuğunu bilmekde mutlu ediyor beni. bense sanırım konuşma için amniyontez ön sonucunu bekliyorum. sıvı labratuvara verildikten 3 gün sonra kromozon anormallikleri hakkında ilk bilgi gelecek. tam sonuçlar yaklaşık 20 günü aşacak. çünkü önce alınan hücrelerden doku üretilecek, 700 kadar hastalık ve sorun için test yapılacak. ancak benim durumunda ise asıl önemli olan gelecek o ilk sonuçlar. çünkü genetik bir hastalıktan dolayı yapılmıyor bu test. yaşım ileri olduğu için anormal yumurta üretmiş olma ihtimalim yüksekmiş buda aslında en başında doğa tarafından kötüleirn elenmesi yöntemindede bir şaşma olma ihtimalinide yükseltiyor. yani benim için en çok down sendromu için test yapılacak. daha ileri sorunlar için teste gerek yokmuş öyle bir durumda doğma ihtimalleri yokmuş. yani bu test sonucu geldiğinde ciddi bir nefes almış olacağım. gördüğünüz gibi ben pozitif düşünüyorum. herşey iyi olacak, ihtamileri içinde olan olan işleme bağlı bebek kayıbını yaşamayacağım ben, sonuç olumlu gelecek böyel düşünmek istiyorum, böyle diliyorum. böyle olması için dua ediyorum. sadece kendim için değil herkes için, hatta keşke böyle ihtimaller bile olmasa, herkes bu dönemi mucize gibi sadece keyif alarak yaşasa. geçenler babanem dedi, hayat hem kolaylaştı hem zorlaştı bizim zamanımızda böyle şeyleri öğrenme ihtimalimiz yokt ama kimsede böel ihtimalleri düşünmezdi dedi... kim bilir belkide onlar daha şanslıydı, yaşadıkları anın tadını çıkarıyorlardı, bizim gibi endişelerle geçirmiyorlardı, mesela ben az daha yarısına gelmiş olacağım bu dönemin hala keyfini çıkaramıyorum aklımda endişeler, ihtimaller, olasılıklar.... oysa bunlar hiç yokmuş, hiç bir şey olmayacakmış gibi davranabilmek ne güzelde olurdu...

1 yorum:

İlknurundünyası dedi ki...

Şekerim, önceki yazın da olsa yorum bırakmadan gidemedim, hep böyle olumlu düşünsen ah...
Bak sen ne hissedersen bebeğimiz de bunu hisseder, teyzesinin kuzusunu üzme olur mu?
Şu sonuçlar çıksın bir de cinsiyeti kesinleşsin, hatta bak batıl inanç derler ama hele bir altı ayı da geçsin halis-muhlis el örgüsü üstelik en beceriksizin elinden çıkmış olması itibariyle pek de değerlisi benden yeğenime :))))