EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

4 Nisan 2010

hafta sonunun ortası ve duygu ya ithaf

dün yazacak halim bile kalmamıştı...,
sabah kalktım ne yapmalıki bu gün derken, kardeşim aradı pazar günü kahvaltıya geliriz, karyolayı falan da kurarız dedi. aha dedim bana yatağın kurulacağı yeri ayaralamak düştü, evdeki düzenleme işlerine giriştim. karyolayı yatak odama kurma kararı vermiştik ilk olarak. hani ben biraz buldumcuk oldum 40 yaşımda doğuruyorum ya:) hem oğluşum ağlayınca bizi fazla beklemesin diye, hem bir süre yanlız kalmasın diye, hem dedim ya benim gibi yaşlı bir anne fazla yorulmadan, uyku sersemi haliyle bile oğluşuna ulaşsın diye yatağımıza en yakın yere kurulacak:)) orayı boşaltınca ona en yakın etejeride bebeğe teslim etme kararı verdik. onun içini boşattıp diğer odadaki gardroba sığdırmaya uğraştım. orada burada duran bebek eşyalarını boşalan yere yığdım. yığdım çünkü yıkanmadılar yıkanıp ütülenip yerleşecekler:)) sonra karyolanın kurulacağı yerdeki koltukları vee tabii son zamanlarda üzerine yayılan alışverişleri ve yayıntıları yine dolap odasına yerleştirdik. dolap odasındaki çalışma masasını, kitapları ve benim oraya ilgisiz geçen son aylarımda yığılan evrakları yerleştirme işi başladı.. eee benim durumumda inanın bunlar sanıldığı kadar kolay değil. bakın ama zor demiyorum. sadece 9 ay önceki kadar kolay değil:))) arada sık sık yemek, meyve molaları verdim ama yinede ayaklarımda ellerimde şişmeler oldu:( o arada teyzem uğradı, ev ilaçlama işi ayarlandı diye... aha dedik annemle o saate kadar zaten yeterince yorulmuştuk. eve biri girecek hali kalmamıştı evin ama yerleşme bitsin cumartesi temizleriz diyorduk ki, o hayalde suya düştü. hemen evin kalanınıda topladık. temziliğe başladık. kocacışta geç gelince bizde hem yerleşme hemde temizlik işini bitirmiş olduk. ben resmen ayaklarımı yukarı kaldırıp yattım duşumu alıp. bir şeyler atıştırdım, yine yattım falan... çok geç olmadanda yatağa geçip gıdım dıgım okuyup uzattığım senatörün karısı nı bitirdim. hani mutlaka okunmalı diyemiyorum ama okunmasınada gerek yok diyemem, içirisine güzel bir kurgu falanda yerleştirilmiş. bence hafif ve hoş bir kitaptı ve bitti... :)))
bu sabah kocacışı bırakıp eve döndüm kahvaltımızı yapıp hazırlandık. teyzemle kahve içtik. ben uzandım hatta biraz kestirecektim de yeni yeni başlayan mide yanmalarım izin vermedi o sırada da şirket geldi, ilaçlama yapıldı. biz annem, babanem ve ben çıktık, önce halamın dükkanına gidip onu gördük. halam bu aralar zor günler geçiriyor. kayınvalidesi ile otuyor kendisi ve kayınvalidesi hastalandı alzhmer, çok zor günler geçirdiler, şimdiler biraz iyi olsada yinede olacakları bilince rahatlamak kolay olmuyor. iş, ev ve hasta bir arada zorluyor onu. bir şeyler içip kalktık. bir simit sarayından simitlerimizi alıp, babanemin yiğenine gittik çay içmeye. orada bebeğin son bir kaç seyi dikiliyor, süsleniyordu:)))) ona eşlik edip kalktık kocacışı alıp evimize döndük...
ancak dünkü işlerden sonra, kasıklarımda hafif ağrı başladı, ayaklarımda şişlikler dışında bacaklardada kasılmalar olur gibi oldu ama çok değil hiç biri. ellerimdekiler hareketsizliğe bağlı..
oğluşumun büyüdüğünü hissedebiliyorum. sanki doğum için pozisyon alıp ters döndü gibi de geliyor bakalım dr u ne diyecek. 10 gün sonra randevumuz. dr doğum planlayacak inşallah...
aylar önce onun ilk haberini aldığımızda deli gibi sevindik. ama bir yandanda hemen aldığımız haberlerle resmen yıkıldık. testleri yapan poliklinilkteki uzman dr bir hafta dayanmaz bu bebek bağlanmayın dedi. akşamına aradığımız dr umuz o bizi bırakana hala bizimle ondan vazgeçmek yok dedi... hem daha dur bakalım diyerek bana ilk umudumu verdi. önceki dr umda haberi aldığında hemen heyecanlanma her hamilelik düşük riski taşır, bırak düşecekse düşsün derdi. ancak bu dr amcası o hala bizimle, o bizimle kaldığı sürece biz ona tutunmaya devam edecez dedi. sonra testleri devam etti, kontrole gittiğimizde, ben muayene için beklerken ekranda bir önceki hastanın 20 li haftalardaki görüntüsü kalmıştı, ekranı silmeden dr amcası biz daha onu hiç görmeden. inşallah onuda böyle büyümüş görecez dedi. biz inşallah dedik ama, daha hiç kalp atışını görmediğimizi düşünürsek hiçde kolay olmadı inanmak... ekranda gördük o minik şeyi... bakılacak başka bir şeyde yoktu. çıktığımızda ilaçlarım yazıldı ve dr um hiç bir şey önermeden sizi 12 haftanın sonunda görürüm dedi. biz şaşırdık 5 haftanın içinde olduğumuzuda düşünürseniz... nasıl yani oldum ben. bu süre içerisinde benim bakacağım bir şey yokki dedi dr. biz hala şaşkın ya bir aksilik olursa dedik. olmaz ki dedi bize. biz daha öncekileri bu arada kaybetmişiz, aklımız boncuk olmuş halde dr a bakıyoruz. aslında hiç gerek yok ama madem gerginsin istediğinde bir ara uğra bakalım dedi. çokda gereksiz görerek... biz 8. haftada bir daha gittik, ben yine muayene masasına yattığımda o kadar heyecanlıydımki o heyecanımın bebeğe zarar vermesinden korktum. dr kalk atışına bakmak için ultrasonu gezdirip keseyi ararken kalbim duracak sandım. resmen titiredim ki ben kanı soğuk bir kadınım, heyecan yıllar olmuştur hayatımdan çıkalı. ne evlenirken heyecanlandım, nede iş toplantısında, nede başka bir zaman. belki çocukken, hadi bilemediniz yeni yetme, bir genç kızken olabilir. ama o an gerçekten heyecanlandım. kocacışta beni ilk kez heyecanlı gördü... kocacış, yanlız bu hareketlerine dikkat etmiyor tahlilleride kritik noktadaydı bir şeyler söyleyin dedi dr a, oda bırak onun neyi nekadar yapacağına o minicik şey izin verecek, gerilmeyin o istemediği bir şeyi yapmasına, yemesine izin vermez dedi ve halime güldü ama onun veridiği haberle bizimde yüzümüz güldü... dr dan çıkımışımızda kocacış bu olumlu gelişmenin en büyük sebebi dr umuz dedi. elbette aldığı önlemler, ilaçlar falan ama asıl olumlu bakışı dedi.... o hiç kaybedecez, bir aksilik olacak, neler ters gidebilir diye düşünmedi onun bu pozitif hali de bizi bu günlere taşıdı dedi... bende yazının bu son prağrafını özellikle duygu ya ithaf ediyorum. bunları zamanı geldikçe yazmıştım aslında, belkide bilmem kaçıncı tekrar oldu ama olsun hepsi toplu olarak bir arada bu seferde duygu için bulunsun dedim:))) evet duygu biz olumlu düşünceye ve gücüne böylece çok inandık. sonrasındada zor, tehlikeli, endişeli günler yaşadık. her birindede dr bizi olumlu düşünmeye zorladı resmen. olumlu düşünmenin en zor olduğu anlarda bile bize bir şeyler buldu, sakin olun dedi, o sandığınızdan güçlü dedi, sen de sorun yok dedi, dedi bir şeyler bize tutanacak bir dal verdi.
bu günlerde oğluşum benim durduğum anlarda hareket ediyor, hareketleri daha da kuvvetlendi, daha belirginleşti... karnımda bir yandan bir yana herket ettiğini yer değiştirdiğini gözümlede takip edebiliyorum... ben hareket halindeyken ise o genelde uyku modunda... hangi modda olursa olsun o çok şeker. karnımdan kalp atışlarını gördüğümü düşünüyorum, elbette değil ama öyle gibi görünüyor ancak sonra o kalp atışı gibi görünen o hareketlilik yerde değiştiriyor. sonra hıçkırıklar başlıyor oda bitince babasının dediği gibi yoruluyor ve poposunu annesinin karnına yaslıyor. annesi bu günlerdeki gibi fazla hareket edersede hafifiten beline ağrı yapmayada başlayabiliyor benim güzel oğluşum. ancak yinede çok kibar annesini hiç üzmüyor...
şimdilerde ben bu günlerinin tadını çıkarıyor olsamda, babası onu kucağına alacağı günü sayıklıyor... hadi gel diye seviyor karnımı.
yarın sabah kahvaltısında dayısı ve eşi bize eşlik edecekler sonrasında onlarda bu hazırlıklara katılacaklar... ben pek bir şey yapmam o kalabalıkta, belki onları kameraya çekerim en fazla:))) onlar yarın gelecek diye kabak tatlısı yaptım ancak çok sulu oldu yinede lezzetli olmuş yiyenlerin yalancısıyım. birde kahvaltıda yada sonra atıştırmalık olur diye browny yaptım. onlar akşam yemeğine kalmazsa bizde bir market, bir pazar yaparız belki...
ben herkesin gönlüne şu günlerdeki gibi bahar güneşleri gibi doğsun, içinizi sımsıcak yapsın diliyorum...
kahkahanız bol, çok bol olsun...

2 yorum:

Duygu dedi ki...

Canım önce yorumunu şimdi de yazını okudum ve gözlerimin dolmasına engel olamadım. Şimdiden silmeye başladım bile tüm olumsuzlukları.Şu aşamaya gelene kadar ki her anını okumuştum bende, ama böyle toplu halde okuyunca ne kadar da güçlü olduğunu düşündüm.Ayrıca kendine haksızlık etme 40 yaş en güzel yaş derler ve sen anne olarak gireceksin bu yaşa.Tüm güzellikler seninle olsun çok çok sağolasın güzel duyguların ve dileklerin için.

Sevgiler....

laleninbahcesi dedi ki...

artık bu günlere geldin bak, doğum planlamasındasın. Hiiç geriye dönüp bakma artık.

Çook öptüm şekerim pembem...