EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

20 Mart 2010

borçlumu?,

evet lale ablanında dediği gibi burası bizim için günlük oldu. ama bunu en başındada dedim buraya hayatımı yazmaya karar vermiştim. hamileliğim hatta hamileliklerimde hayatımın bir parçası olduğuna göre onun için ayrı bir yer açmamaya da yine bu şekilde karar vermiştim. şimdi hayatımda en büyük yeri bebeğim kaplarken, eehh hali ile buradada hak ettiği itibarı görmeli ama değilmi... zaten okunma kaygım yok:))))))

bu aralar hareketlerimde ufak ufak kısıtlamalar olmaya başlayınca, aslında kısıtlamada değil her hareketi yapabiliyorum hala:) dr uma göre bunu son 2 ay aydan az, hatta 1 ay zamanım kalmış olmasına rağmen 6,5 kg almış olmama borçluymuşum. ama yinede normal halimdede değilim tabii ki:)) mesela yere eğilip ayak parmaklarıma dokunamıyorum. midemi dik tutmak zorundayım katlayamıyorum gibi şeyler. bunu görenler çevremdekiler önce allah kurtarsın diyor bir bunu anlamadım. neden bir kurtuluş söz konsu bir savaş halimi varki. ben yaşadıklarımı çok özel buluyorum. oğlumla büyük bir aşkın belkide başındayız ama ben bu halinden ötesini bilmediğimden; bir, bildiğim kadarı ile ilişkimiz beni çok mutlu eden bir halde devam ediyor. neden kurtulucam ki ondan. ikincisi bak gördünmü anne olmak böyle bir şey diye anlattıklarının nedense benim yaşadığım aşkla bir alakası yok gibi söyleniyor. gerçektende onların dedikleri hep bir çekme hali, gördünmü anneler neler çekiyor, gördünmü hamilelik nasıl bir şey, gördünmü anne hakkı neden ödenmiyor denip duruyor bana. anlamıyorum onları ki, gerçekten zor geceler geçirdim. sonu görmedim ama uykusuz gecelerim oldu.uyumadım ama neden uyumadım diye sorgulamadım. ben uyumuyorum bebeğim bundan rahatsız olurmu dedim. ben nefes alamıyorum bebeğime ne olur dedim, onun için ilaç almam gerekti bebeğime zarar verir mi dedim. hiç de dönüp bebeğim olduğu için bunları çekiyorum demedim. amniyosenteze girdiğimde hiç bana batacak iğneyi düşünmedim ya o sırada onun bir yerine batarsa endişesi yaşadım. ya iğneden dolayı onu kaybedersem korkusu yaşadığım. yaşadığım tüm bu endişe, korkulardanda şikayet etmedim hiç. çünkü ben yıllardır bunları yaşamak için bekledim. karnımda bu ağırlık için uğraştım, onun hareketlerini hissetmek için sabırsızlandım. ben bunun için dua ettim. ama bebeğim beni seçmedi, benim için dua etmedi, kimbilir belki seçmek durumunda kalsa beni seçermiydiki? ama bir şekilde bize geldi, bize gönderildi... o bize allahın mucizesi, lütfu olarak verildi diye düşündüm ben hep:) dolayısıyla ben hala bana söylenenleri anlayamıyorum. ben ondan kurtulmak istemiyorum ki, ben onunla olmak istiyorum. o bana eziyet vermiyor ben bu yaşadıklarım için gönüllü oldum. benim gönüllü olduğum bu iş için bebeğim neden bir ömür boyu bana asla ödemeyeceği bir hak borcu ile doğuyor anlamıyorum. ben gönüllü oluyorum o borçlanıyor... dedim ya yıllarca anne ol anlarsın, 9 ay karnında taşı görürsün demişlerdi, ehh birazını yaşadım da, anlamaya yaklamaşamadım. bu arada bana söylendiği gibi hisseden düşünen anneler, anne adayları varsa onlarada saygılıyım. ben sadece yıllarca bana empoze edildiği şekilde düşünemedim, hissemedim diyorum.

bebeğimin bana bir borcu yok, biz onu istedik, biz onu özlüyoruz, biz onu bekliyoruz... onun masumiyetine yakışan bir ebeveyn oluruz ve o bizi severse bana göre o zaman bu bize bir ödül olur. yoksa bunlar için bize borçlu doğmasın oğluşum....



dün akşam kurt seyt&shura bitti... ben beğendim, bir kere anlatımını sevdim, anlattıklarını sevdim, çarlığın devrildiği, bolşevik ihtilalilin yaşandığı rusya ile, işgal altında istanbulda yaşananlar. sosyal yapı, kültürel yapı ve aşk... insanların ilişkilerini aşklarını nasıl farklı yaşadıkları gibi daha bir sürü şey yazabilirim ama en önemlisi yazarın bunları anlattığı dili tabiiki. vee kitap bittiğinde kapatıp karşıya baktığımda bu hikayeden geriye birde bu aşkı bir torunun yazdığını düşünmem oldu. evet seyit in öz torunu yazıyordu bu kitabı, dede sinin anneannesi ile olmayan büyük bir aşkını yazıyordu, o kahramanın peşine düşmüş... gerçi anneannesinin hikayesinide yazmış ama bu başka bir şey. yazarın bakış açısını merak ettim ben. anneannesine rağmen yaşanan büyük bir aşka duyduğu saygıyı, aşka bakışını, yaşanalara bakışını merak ettim. hani gazeteci olsam gider onunla röportaj yapar bunları sorardım.

bu gece yeni bir kitaba başlıyorum. senatörün karısı. hakkında hiç bir şey okumadım. geçerken almıştım. geçenlerde D&R ın raflarındada gördüm hatta yeni baskı galiba, çünkü bendeki kapakla farklılar. dediğim gibi hakkında bir bilgim yok. okur sizede bildiririm.

bu arada günlerim yine evde geçiyor. havalar inanılmaz güneşli, ancak bizim gibi kırsalda oturyorsanız rüzgar veya serinli kkaçınılmaz. şehir yanmadan biz yorganı atmıyoruz pek:) dahada önemlisi çevremdeki herkes de bir nezle, grip, soğuk algınlığı halleri olunca ben yine ev hapsine mahkum oldum. heleki sabahları burun tıkalı, hafif akıntılı uyanınca:((( bu gün heleki birde evde toz hali olmasın dedim, birde alerjik olmasın bu sabah halleri diye başladım temizliğe... annem hala karantinada bana yardıma gelemiyor. teyzem yardım önerdi kıyamadım. kocacış bu sıralar kaytarıyor:)) önce elektrik süpürgesini elime aldım çalıştırdım inanılmaz bir koku öfff:((( birde baktım en son kullanan annem içindeki suyu boşatmadan gidince bu haftada ben evle ilgilenmeyince:((( onu temizlemekle cebelleştim. sonra temizliğe başadımki, halılarda benim için zorlu bir mücadele oldu. sonra paspas kovası çok dolu olunca onu boşaltacam diye cebelleştim. toz aldım derken banyo battı, bu sefer süpürge ile işim bitimce hemen temizledim banyo son noktaya geldi:(( onu temizledim derken... duşa girdim. çıkınca tırnaklarımla uğraştım. son olarak ojelerimi yeniledim. ellerime ilk defa açık narçiçeğikırmızı renk sürdüm hala tuaf geliyor:)))dün iki çeşit yemek yapmıştım diye bir şeyler atıştırdım ve kendimi tv karşına attım sızmışım. uyandığımda kendimde şaşırdım ne seyrediyorum oldum... yani hareketlerim çok kısıtlı değil belki ama yinede bu kadarını yapmak yetti. eskiden olsa iki perde yıkar, hatta halı bile silerdim üstüne ama şimdi o kadar eğilip kalkmaya midem ağrıdı bile... akşam gelince sofra kurmadan tutun, sofrada servise kadar kocacışım yaptı kıyamam:))) olsun sen daha fazla yorulma diye diye... sağ olsun ben yapabildiğim sürece belki beni şımartmamak belki gerek görmediğinden öyle aman sen dur demez ama, belkide benim nazlanmadığımı düşündüğünden bende en ufak bir yorgunluk hali benzeri bir şey olsa keyifsiz olsam hemen işi üzerine alır. bu günde öyle oldu.
yarın kocacış beyenname işleri ile ilgili olarak ay sonuna bırakmadan muhasebeciden randevu almış oraya gidecek. sende gel dedi ama hiç niyetim yok. teyzem foça yapcak gelini torunu ile sabahtan gidecekler günün tadını çıkarmak için. ben yemekleri yaptım. adına temizlik densede ehh işte evi temizledim... yarın ne yapsamki? oldum...akşama kardeşimle eşi gelecek. bebişe hediye getirecekler. kardeşimle birlite bakmıştık. eşi almış akrdeşim aradı sen yinede bilmiyormuş gibi yaparsın ama abla iyimi dedi:)))) bebek tartısı, bebek telsizi, ateş ölçer, biberon ısıtıcı ve mama mikseri olan bir set almış. gerçi telefonlaşırız olmazsa pazar günü gelir karyolayıda kurarız siz nasıl isterseniz dedi:))) karyolayı kuracaklarsa yarın yatak işini hal etmek gerekebilir belkide:))) yada onlara geleceği için ikram hazırlasam:))) bakınkendime iş çıkarmaya çabalıyorum. ikram hazırlam işini artık çok hızlandırdım ona iş denmez ama:) yeni browny yapmıştım hatta yarısını hafta başı onlara götürmüştüm biliyorsunuz. şimdi aynısı yapılmaz ki, yapsam yapsam ne yapsam....????
offf çok geç olmuş hadi ben kaçtım, kitabıma başlıyayım:)))

1 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

bi doğsun her gün ona borçlanacaksın. Öyle güzellikler yaşatacak ki sana mümkün değil ödeyemeyecek hep borçlu kalacaksın oğluşuna.

Çook öptüm seni şekerim pembem