EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

8 Nisan 2008

bir kaç hafta sonudur hafta sonlarım birbirine benzemeyemi başladı, ben daha aksiyon istiyorumda bana mı öyle geliyor diye düşünmeye başladım.
bu hafta sonuda aynı başladı sanırım. cuma kaşamı bildiğimiz hafta içleri gibi geçti sadece bu hafta perşembeden sızmıştım cuma dayanabildim tv seyrettim.
cumartesi ev temzi biraz yemek var attım kendimi yollara
aa durun durun cuma akşamı asıl kocacış gergindi arabayı servise götürmüş, tamkapıdan çıkarken araba kalmış orada öylece çalışmıyor, servis kapanıyor. oda çıkıp geldi çok gergindi çok...
cumartesi o çıkarken bende toparlandım hemen ardından çıktım anneme gittim ancak bu hafta çok oyalandım orada. çıkıp kuaföre gittiğimde randevumuda kaçırmıştım kalabalıktıda beklersem akşam yemeği kaçacak bende beklemedim. parfümeriye uğradım. bu hepsi bir arada fondöten pudra nemlendirici üçlüsünden aldım alex avien nin ik gündür kullanıyorum bana rengi biraz açık gibi geldi ama ısrarla herkesin vilt rengine uyumlu o diyorlar ama onu silince dün akşam kararmışım hissesine kapıldüım gibi sabahları sürüncede korkmuşum gibi geliyor. ama onu öyle bırakmamak için altın rengine en yakın terracotta allık da aldım. onu flormar aldım bakalım alerji yapacakmı. bu markaları pekkullanmazdım ama denemek için aldım. hem uzun uğraşlarla makyaj yapamaz oldum son zamanlarda evde bulunsun dedim. kremdi, deodoranttı kampanylar vardı bunlardan başka 1 alana 1 bedeva şeklinde onları kaçırmadım. çünkü bahar geldi 10 tane olsa kullanılacak deodorant. kocacışda artık ayrı almaz oldu, ben ne kullanıyorsam oda onu kullanıyor:))))))))))) yumuşadı sanmayında:)))))))) zaten bende pek kokulu şeyler kullanmadığımdan sanırım. benimkilerde sabunvari kokuları var la yok arası şeyler.
cumartesi akşamı alışveirşimi tamamladım eve döndüm. akşamda hzılısından bir şeyler hazırlaıdk yedikden sonra amcamlara ev gezmesine gittik. epeydir yapmıyorduk pek bir değişik geldi bize. yengem aslen denizli li, onun enişteside şaraphane kurmuş oradan şarap getirmişler onu konuştuk ve evlerde şarap yapımını devletin yasakladığını konuştuk. çokda güldük. denizlide iseniz evinzde şarap yapmaya kalktığınızda evinize baskın yapılabilir evde şarap ürettiğiniz için ceza alabilirsiniz... güldük ve acaba evde salça yada tarhana yapımıda yasaklanırmı diye konuştuk. veee tabiki tüm yasaklara rağmen evlerinde misafirlerine çay kahve ikram etmeye alışmış olan yöre halkının hala bu üretimi kendi için yaptığını ve çok az olsa eşe dosta dağıttığını konuşunca, konu bizim şarap sevdiğimizede uğradı tabiiki yengemle amcam normal heidye haklarını kullnamadıklarını ama bundan sonra bizim için kullanacaklarını söylediler ve yinede bize evde yapılmış olandan olmasada bir ikaç lt şarap verdiler. çal yöresi üzümlerinden...
ama ilginçde gelmedi değil. yıllar önce yengemle köylerinde gitmiştim. çokda değilsede küçük denecek yaştaydım hatırladıklarımın ilk sıorasını kavaklar alıyordu. evet kavaklar. sonra bir dere ve toprak her cm 2 ne kadar temizlenmiş işlenmişti. toprak olarak kalan, yada kalması gerekende işlenmiş tertemizdi. yıllar sonra ziraat fakültesine başladığımda sayısız sera fidanlık ve tabiiki arazi gezdim. bu sırada pek çok köy gördüm ama o şekilde toprağı severek işlemiş hiç bir yer görmedim desem yeridir. başka yerlerde işlenmiş arazinin çevresi yol kenarları yada atıl kalan bölümler hep mezberelik gibidir. arazisinde göre dikenli çalılı, yabani otlu el değmemiş gibi görünen yerlerdi.
bir kez daha denizliden geçersem gidesim geldi. hala öylemi göresim geldi. yengem halaa öyle dedi.
amcamlardan oldukça geç bir saatte eve döndük, pazar sabahı pazar gününe göre büyük bir değişiklik yaptım. kuaföre gittim. hamilielikte nerdeyse dokunmadığım yüzüne bakmadığım saçlarımı hale yola koydurmaya karar verdim vee yeniden sapsarışın oldum, epey uzamışlardı ama aslında hoşda bir uzama değildi kırıklarından kurtuldum sanırım. modeli her zamanki gibi olduysad aşimdilik pekde tutmadım ama kullanmadığım model kalmadı sanırım da ondan bu burun kıvırmalarım.
eve gelinde her zamanki kuaför sonrası sendromlarım yaşandı başım ağrıdı, boynum tutuk ki gibi kaldı üşümüşüm gibi oldum... eve gelmeden bir kez daha anneme uğramıştık annem işi bildiğindne bana çorba hazırlmaış. eve gelince onu hazır ettim, birde yemek için hazırlık yaptım eti marine ettim falan... ve salona tv karşına gidip vurdum kafayı uyudum uyandığımda her şey çokdan hazırdı. bana sadece yemek ve sonrasında sofrayı kaldırmak kaldı. vee uyuduğum içinde gece yarısından sonrasına kadar yapacak iş yada tvde seyredecek şeyt bulmak kaldı... geç yatıncada pazartesi tam bir sendrom oldu, uykusuz yoğun ve pazartesi.:((

3 yorum:

İlknurundünyası dedi ki...

Saç modeli konusunda ben de bu aralar kararsızım,genelde ya da tam anlamıyla altı-yedi senedir aynı uzunlukta kullanıyorum saçımı omuzları biraz geçkince ve katlı model,aslında bana yakıştığını söyleyebilirim ama ne bileyim kısa saçın modern görünüşünün ve kullanım kolaylığının cazibesine de kapılmıyor değilim hani.
Parfümeri deyince aslında benim de ihtiyaç listem uzadı da uzadı ama nedens bu aralar hiiçç öyle bir alışveriş isteği yok içimde burada öyle alıştığım türden parfümeriler yok belki de ondandır,Ankara'ya mı gitsem ne yapsam,ama bir bu iş için de o kadar yolu tepmek,bir de kayınvalide sendromu beni hemen bu fikrimden caydırıyor:))))
Haftasonların hava düzeldikçe daha hareketli geçecektir gezersiniz,doğa yürüyüşlerine başlarsınız,İzmir'in fotoğraflarını çekersiniz,benim için de bir kaçını yazına eklersin.....Ne güzel kendimi de işin içine kattım değil mi?
Öpüyor bu haftanın senin için teezzz geçmesini diliyorum.

angel dedi ki...

:)parfümlerin ortak kullanımı konusunda bi kez daha bingo kanki!!
hayatıma giren gelmiş geçmiş tüm erkeklerle paylaşmışımdır kokumu,nemlendiricimi;)
bi de onlar traş olurken bayılırdım o köpükleri yüzlerine,saga sola fışkıtmaya,sonrasında nemlendiriciyle yumuşatmaya:)
yaw kanki özledim ben evde daimi erkek kokusu:))
öptüm şekerrrrrrrrrrr

Sibel Bay dedi ki...

Pudrada da fondotende de Clinic'deb vazgeçmem;)) Sana da öneririm sonuna kadar şeker. Çünkü bembeyaz ve de çile müsait bir yüze sahip olan benim hassasiyetime bir de cilt eklendimi güvendiğim tek markadır Clinic;) Ama eşantiyon manyağı ben hediyesiz çıkmaktan pek de memnun değilim Sevil'den. Pintiler no'olcak:(
Hiç de sıradan değil valla h.sonun!! Bu ne hareket tatliş böyle. Saçtan, parfümden, yemekten, dinlenmeden, içkiden, tamirciden ohooo:))) Maşallah maşallah gayet heyecanlı ve tatlı:))
Şarap işine şirket olarak değişim sürecinde şöyle derinden dalmayı düşünüyoruz bizde. Zaten bağlar hazırdı ama ilk ekinden yapılmazmış şarap onu bekliyoruz 2 yıldır bizde. Ne İtalya kaldı araştırmadık ne de Fransa:))
İyi haftalar pembişimm:)) Öptümm...