EVİME HOŞ GELDİNİZ

SİZİNLE GERÇEK HAYATIMI PAYLAŞMAK İÇİN SEÇTİĞİM BU SANAL EVİME HOŞ GELDİNİZ...
YAŞADIKLARIM, YAŞAMAK İSTEDİKLERİM, DÜŞÜNDÜKLERİM GÖRDÜKLERİM DİNLEDİKLERİM GEZDİKLERİM NE VARSA KENDİM İÇİN YAZIP SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.

Powered By Blogger

3 Ocak 2010

TEMBELİZ, KIPIRTILARINI BEKLİYORUZ...

iki gündür pek bir tembeliz karı-koca:)))))
aman dedim yeni yılın ilk hafta sonu böyle geçerse bundan sonra hep mi böyle geçecek:)))))
gerçi aynı espri yeni yıla girerken de yaşandı, evine gittiğimiz arkadaşımızın 8 yaşındaki kızı hepimiz gibi yeni yıla gireceğimizi fark etmeden kağıttan bir şeyler kesiyormuş ki yeni yıla girdik, bütün yıl kağıt mı kesecem diye ağlamaya başladı, epey bir sürünce hepimiz müdahale ettik. bende teyzem bak bende karnımla bebekle girdim şimdi o hep karnımda, bizde sizin evde mi kalacaz deyince ağlarken gülmeye başladı:)))))))) benimki de sanırım o hesap ama gerçekten tembeliz bu günlerde. ben açıktığım halde yataktan kalkmıyorum, ben kalkamdıkça hiç yapmadığı halde kocacış ta kalkmıyor, olmadı kalktı kahve içip kahvaltı hazırlamıyor. zar zor kahvaltı hazırlasak en basitine kaçıyoruz:))))) yani son günler bize hiççç yakışmıyor:))))))))) nerede kreplerimiz, nerede sahanda yumurtalarımız falan:))))))) gerçi cumartesi günü bir aşk geldi, kalkıp mayalı poğaça ve beze yaptım ama epey dalgınmışım. poğaçanın hamurunu mayalayıp o mayalanırken beze yapmaya geçtim onu fırına attım poğaçaya geçtimki nasıl olduysa evde az peynir kaldığını fark ettim, olsun dedim patates rendeledim, baharatladım falan. onunla hazırladım, bezeler pişerken ikinci mayalanmaya bıraktım. bezeleri çıkardım, onları koydummm. ama bezeler başarılı, poğaçalar rezalet oldu. nedne mi? öncelikle poğaçaya asla pişmesi gereken bir şey çiğ konmazmış kesin kez öğrendim, öğrendimki, annemin püre halinde pişirdiği patatesleri poğaçaya, çiğlerini böreğe koyduğu detayını hatırladım:))))))) tabiiki geç hatırladım, olsun herhalde artık unutmam:)))) poğaçaları atmayada kıyamadım sanki başka şansım olabilecekmiş gibi, dahada kötüsü içi pişmeyince çok pişirip hamur kısmınıda kaskatı olacak hale getirmişim. ama olsun teyzemin brownyleri ve bezeler dün akşam için yeterliydi. bezeleri her zamanki gibi bitirdik. zaten iki yumurtadan yapmıştım. ama yaparken artık küçük bir göbek durumunu biraz aşmaya başlayan göbeğim sayesinde belim ağrıdı. evet artık minik olmaktan çıkmaya başlayan bir göbeğim oldu. bebek göbek hizzasını geçip midemi zorlamaya başladı. artık dahada az yemek zorunda kalıyorum. gerçi bu gece kocacış harika bonfile kızartmıştı. hani doyamadım denir ya, bende harika tereyağlı pilav yapmıştım. evet fazla geldi ama harikaydı bol da salata yedim yanına... şimdilerde hala yatamıyorum ama olsun. kahvaltı sonrası fazla bir şey yememiştim pek.
hep diyorum halimden hiç şikayetçi değilim. kendim o bebeğe sahip olmayı çok istedim ve allaha şükür şimdilik yaşayabiliyorum, yaşadıklarım için şükrediyorum. bebeğime hiç sormadık o nedenle onun suçu yok. insan istediği bir şeyden nasıl şikayet eder... ben sadece durum bildiriyorum yani. ama zaman zaman bebeğin hareketlerini hissedemiyorum inanılmaz panikliyorum. o hastalıklarla boğuştuğum durmadan öksürüp, öğürdüğüm günlerde inanılmaz derecede hissediyordum. şimdi ise dahada büyük olmasına karşın hissedemezsem panikliyorum. o zaman da bebeğimle konuşmaya ilk defa böyle başlamış oldum, canımda yanacak olsada, ne olur kocaman bir tekme at, ne olur diyorum ona, gerçi beni pek dinlemiyor, babasına ise inanılmaz tepki veriyor. o ne zaman gelse karnımı sevse onunla konuşsa, ki kendisi zaten her durumda yüksek sesle konuşur bebekle konuşurken de hiç kasmıyor:))))) en kolay tepkiyi ona veriyor, bu kocacışın çok hoşuna giderken benimde çok hoşuma gidiyor:) nede olsa ben her durumda hareketlerini hissediyorum neye tepki veriyor olursa olsun. ama kocacış sadece benim anlattıklarımla katılıyor ilişkimize o nedenle, onun sesine, kokusuna yada dokunmasına, her neye tepki veriyorsa bunun onunla ilgili olması onu çok mutlu ediyor:))))))))))) yani şimidilik hepimiz mutluyuz.
anneannesi ona mavili ceylan desenli bir havlu/polar gibi bir şey bulmuş ondan almış. şimdi kenarlarını da, büyük babane yani benim babanem yapmak istedi. ancak telefon etti önce bebeğe don gömlek alın adet öyle, don donansın, gömlek gönensin diyeymiş. onlardan birer tane alında bende başlayayım, anca patik falan yaparım diye. kıyamam ben ona, babanem biliyorsunuz bir gözünü kaybetti görmüyor. öbürüde kötü gördüğü halde hala ona patik örmek istiyor. en çokda benim ev çok aydınlık oluyor, bana gelince yapacakmış. kıyamam ben ona:))))))) bende babane şimdiki bebeklere don yada gömlek yok dedim. nasıl yani anlayamadı. bende anlatamadım. o zamanda ne desin. bezini bağladıktan sonra siz ne giyderecekseniz ondan alın işte dedi, en pratik cevap olarak:)))))))) ee tabii onun bildiği gibi şimdi bebekler kat kat giydirilmiyor, kundak yapılmıyor. kundak yapılmayacağını anlamış olmasına karşın, yinede hiç kundağı olmayacak mı? hiç mi yapılmayacak? yarım bilemi? diyerek olayı kavramaya çalışıyor:)))))
2 gecedir ulusal kanallarda film seyrediyorum. dün geceki hangi kanaldaydı şimdi hatırlayamadım ama adı "not:seni seviyorum" du, bu geceki kanal 8 deydi, adı, "babamın kabusu" idi. her ikiside romantik komediydi, bence çokda hoştular:)))))))))))
fransız süitini fırsat buldukça okuyorum. evet ilk sayfaları bir kaç kere okudum ve yazımdan yada çeviriden çok sanırım noktalama hatasıydı anlamdaki fark. tabii emin olamıyorum nede olsa ne yazılmak istediğinden bilgim yok. kocacışı haftalık yazılarını genelde göndermeden ben okuyorum. cümlede düşüklük yada anlamsal gariplik fark edersem anladığımı mı anlatmak istediğini soruyorum. genelde de noktalama hatası oluyor, yada cümlede bir kelimeyi yazmamış oluyor. ama ilk sayfalardan sonra pek denk gelmedi. bitinceye kadar fazla bile eleştirmiş oldum.
bu gece istanbul un dondurdurucu soğugu sanırım bizim buralarıda üşütüyor...
bu gec eyemekten önce teyzem beni çağırdı, gerçi pazar günleri pek görüşme adetinde olmadığımızdan önce şaşırdım gibi. sonra kahveden sonra ben kalkmaya çalıştıkça o yine ısrarla beni oturtuyordu. en sonunda kapının çalması ile sebebde çıka geldi. torunu geldi. anneleri sinemaya gidecekmiş:))))))))) harika bir şey uykudan uyanmış ve gülücükler saçarak eve girdi:) öncebir hepimize öpücük verdi, sonra fotoğraflarda bzi buldu, ambüm baktı, ben kalkamadan dedesi geldi, ve o gelince utanmaya başladıki işte orada bititm:))))))))))))))))))) zorla eve döndüm, bırakmak zor geldi, kapıdan çıkarken öpmek yerine benden makas aldı:)))))))

Hiç yorum yok: